Odessa sendika katliamından KTÖS’e, dikkat!

Aziz Şah – 2 Mayıs 1933’te Naziler Almanya çapında sendikalara saldırdılar. İşçi sınıfının mevzileri önleyici saldırıyla dağıtıldı.  Hedef örgütsüzleştirilmiş işçilerin anti-faşist mücadelesini başlamadan engellemekti. Faşizm çoğu zaman sosyalistlerin akıl edemediği birleşik cepheleri önceden öngörür ve engeller…

2 Mayıs 2014’te Nazilerin saldırısının yıldönümünde, Doğu Ukrayna’da Odessa kentinde, sendika binasına saldırır Avrupa Birliği ve NATO’nun desteklediği faşistler, 48 Kişi ölür ve 200 kişi yaralanır…

Odessa katliamının arkasında, Ukrayna’da İkinci Dünya Savaşı’ndan önce var olan, savaştan sonra da varlığını yeraltında sürdüren Ukrayna faşizmi vardı. On yıllarca anti-komünist faaliyetler kapsamında CİA tarafından finanse edildi. Sovyetler dağılmadan önce yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladılar, dağıldıktan sonra da iktidar yürüyüşleri başladı…

ABD emperyalizminin uzun soluklu desteğinin yanı sıra, Ukraynalı faşistler savaştan sonra Alman emperyalizmi ile ilişkilerini sürdürdüler. Bugün Ukrayna’yı yöneten kadrolar, Alman emperyalizminin sivil toplum faaliyeti adı altında yürüttüğü çalışmalarda yetiştirildi. Katliamda doğrudan Avrupa Birliği emperyalizminin kadroları rol oynadı…

Yarı çıplak eylemleriyle nam salan Ukrayna’nın ünlü kadın örgütü FEMEN’den Kondrad Adenauer Vakfı’na kadar çok çeşitli unsur emperyalizmin tetikçisi olarak katliamda üzerine düşeni yaptı. FEMEN’in kadın militanları ve legal politikanın beslediği faşistler birlikte hareket ettiler…

Bizde emperyalizmin tetikçisi tedhiş örgütçülüğünün kirli tarihi ve bugünü Odessa katliamını yapanlardan farksız mı? EOKA’nın ve TMT’nin emperyalizmin birer tetikçisi olarak Kıbrıs’ı kana buladıklarını katiller hariç herkes kabul ediyor. FEMEN’in kadın militanları Odessa katliamı sırasında selfie çekip paylaşıyorlar, korkmuyorlar, bizdeki katiller yarım yüzyıllık cinayetlerin su yüzüne çıkmasından korkuyorlar…

Odessa sendika evi katliamı…

EOKA’nın tarihi, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman faşizmi ile işbirliği yapan Yunan faşistlerine dayanır. Ukrayna faşizminin kökeni yine Alman Nazizmine dayanır. Bugün Yunanistan’da faaliyetlerini sürdüren yasal Neo-Nazi partisi Hrisi Avgi’nin tarihi de orada başlar…

Ortadoğu’da Türkçülüğün ve Cihatçılığın tarihi, Alman emperyalizmiyle başlar ABD emperyalizmine verilen hizmetlerle sürer. Kafatasçılık ve kafa kesmenin 100 yıllık tarihi halkını satan hainlerin tarihidir…

Bugünkü Türk faşizminin kökeni ise, Alparslan Türkeş’in Alman emperyalizminin atom bombasına kredi veren bankası Commerzbank’taki 6375828 No’lu Frankfurt/Main’deki hesabındadır; Alman silah sanayisinin kalbi ve iki dünya savaşı yanı sıra, 1870’lerden bu yana çıkan her savaşın kâr ortağı Deutsche Bank’daki 3673852 No’lu Köln’deki hesabındadır; bunların yanı sıra Alparslan Türkeş’in BFG bankası 10243246 No’lu Köln hesabıdır Türk faşizminin bugünkü kökeni…

Bu satırları okuyan Kıbrıslılar, KTÖS’ü hedef gösteren Kıbrıs’taki kafatasçıların banka hesaplarını, gayri menkullerini, hırsızlıklarını, 1974’ten önceki mal varlıklarını ve 1974’ten sonraki mal varlıklarını bu satırların yazarından iyi bilirler. Milliyetçilerin ve sonradan namaza başlayan kerhane sahiplerinin mal varlıklarını herkes bilir, neden milliyetçi oldukları da o mal varlıklarında yatır!

Avgatları, Kavazoğlu ve Mişaulis’i, Fazıl Önder’i öldürtenlerin de kafatasçılıkları ve kahramanlıkları banka hesapları kadardır. Faşizm banka sermayesinden doğar, banka hesaplarında büyür ve serpilir. Milliyetçi nutuklarla kandırdıkları kitlelerin sırtında kene olarak yükselirler…

Sendikalara saldırırken, birkaç sendika bürokratının mal varlığıdır yine faşistlerin ağızlarında çiğnedikleri sakız. Kafaları her şekilde mal üzerinden çalışır! At, avrat, silah değildir onların kutsalı. Kerhane, mülkiyet ve kara paradır kutsalları ve vatanları!

Sendikalara saldırırken AB ile kurulan ilişkiler üzerinden saldırırlar. Kendileri hem Britanya’nın hem ABD emperyalizminin bekçiliğini yaptılar. Denktaş’ın “Körü körüne İngiliz dostluğu güttük” diyerek  12’ye 5 Kala kitabında özetlediği emperyalizm işbirlikçiliği Türk şovenizminin ve faşizminin karakteridir. Denktaş’ın  “Bana bir anti-British Kıbrıslı Türk gösteremezsiniz” dediği emperyalizm işbirlikçileri, işte bugün KTÖS’ü hedef gösterenlerdir.

Barbaros Şansal’ın sınır dışı edilmesi bir gürültü kopardı. Bu gürültü geçen hafta Kürt gençlere yönelik anti-terör operasyonu adı altında gerçekleşen sömürgeci operasyona karşı çıksaydı, bugün Barbaros Şansal’a dokunulamazdı. Ortadoğu’da emperyalizmin beslemesi İslamcı cihatçılara karşı savaşan YPG ve YPJ gibi örgütlerin sembollerine karşı Kıbrıs’ta sömürgeci bir operasyona ses çıkmazsa, bugünün Ömer Sami Coşar’ları Sefa Karahasan gibi sosyal medya tetikçiliğiyle at oynatır.

Sömürgede anayasa-yasa yok, KTÖS var! KTÖS’ü facebookta değil, sokakta, sendika binasında, meydanda savunmak var!  

(4 Ocak 2017 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

1933 yılında yakılan Alman Metal İşçileri Birliği, 1945 yılındaki görünümü…

About the author