Azgın köpeğin dişleri arasında

Aziz Şah – Sömürge bakanı Recep Akdağ KKTC ile abluka altındaki Filistin arasında bir alaka kurmuş…

Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümet Sözcüsü bay Prodromu da cevap vermiş…

Sömürge bakanı ağzını açınca, 1 dediğine 1000 diyen iliştirilmiş gazeteci-akademisyen takımı da teneke gibi tıngırdadı…

“Filistin’de yaşananlardan ders almalıyız, garantörsüz olmaz…”

Kıbrıs hükümet sözcüsü de “Gazze ile Kıbrıs’ın alakası yok” deyiverdi…

Olmadı baylar!

Hiçbiri olmadı…

Türkiye mırıldandığında uluyan kuyrukçulardan gına geldi…

Sizin kendi fikriniz hiç olmayacak mı?

Garantörsüz olmaz, diyorsunuz. Düşünsenize, zamanında Kudüs için kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı neden garantör olamıyor, diye. Neden bütün garantörleri Filistin’i sırtından bıçaklıyor?

İşte o zaman anlayacaksınız: Garantörlü hiç olmaz!

Ya istibdad yıkıldığında ne yapacaksınız; kime soracaksınız ne düşünmeniz, ne söylemeniz gerektiğini?

Düğmeye basıldığında zıplıyorsunuz yerinizden…

Bay Prodromu, yanlış yaptın!

Madem ki TC sömürge bakanı Kıbrıs-Filistin karşılaştırması yapıyor, “doğru” diyecektin; 1974’ten beridir Kıbrıs, Filistin’in 1948’den beri İsrail işgali altında olduğu gibi, Türkiye’nin işgali altındadır…

Doğru diyorsun bay sömürge bakanı, diyecektin bay Prodromu!

Lefkoşa Kudüs gibi bölünmüş, işgal edilmiş ve çalınmış bir şehirdir. Lefkoşa Kıbrıs’ın bölünmüş ve gasp edilmiş başkentidir; Kudüs de Filistin’in bölünmüş ve gasp edilmiş başkentidir…

Olmadı bay hükümet sözcüsü!

İşgalci-sömürgeci ile polemik yapacaksan parmağının arkasına saklanmayacaksın…

Sen de haklısın ama! Geçen hafta Netenyahu geldi bölünmüş Lefkoşa’ya; bir muhabbet, bir gırgır, bir şamata…

Geçen hafta sömürge bakanı Recep Akdağ bizim kuklalarla protokol görüşmeleri yaptı, Netenyahu da Çipras ve Anastasiadis’le protokol görüşmeleri yaptı…

Bizim kuklalar Akdağ ne dediyse “he” dedi…

Sizin kuklalar da Netenyahu ne dediyse “he” dedi…

Anastasiadis ve Çipras’ı “İran’ın Akdeniz’deki en büyük tehlike” olduğuna ikna etti Netenyahu. İran’a karşı 3’ü birarada köpürdüler…

Duvarlarında Filistinli gerillaların dev portreleri olan, her sokağında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve Filistinli Tutsakların Dayanışma Ağı’nın afişleri asılı olan Atina’dan çıkan en büyük hain olduğunu ispat eden SYRIZA lideri Çipras “İsrail’le işbirliğimizle Akdeniz barış denizi olacak” dedi bölünmüş Lefkoşa’da…

Yunan solu Filistin için Atina sokaklarında barikatlar kurarken, siz baylar, İran’a karşı kutsal ittifak’a Kıbrıs’ın adını yazıyorsunuz…

Kaptırmışsınız paçayı İsrail’e, dayamışsınız başka ülkenin işgalcisine sırtınızı, almışsınız sırtınıza keneyi, nasıl doğru söyleyeceksiniz kendi ülkenizin işgalcisi karşısında…

Türkiye İsrail’le 70 yılda müttefik oldu, siz 2010’dan 2018’e kaptırdınız paçayı…

İsrailli komandolar Kıbrıs’a geliyor, RMMO askerleri Tel Aviv’e gidiyor. Kıbrıs-Yunan-İsrail ticaret odaları protokol imzalıyor. İsrail’le askeri bütünleşme adım adım ilerliyor…

2010 yılında Netenyahu Hristofyas’ın misafiri olarak Kıbrıs’a gelmeden önce Çin resmi haber ajansı Xinhua’da İsrail’in Kıbrıs’tan üs talebinde bulunacağına yönelik haber çıkmıştı. Üs talep edilir, basına sızar. Yıllar sonra bir bakmışsınız üs açılmış. Talep edilmesinden açılana kadar geçen sürede sessizlik olur… Bu işler böyle yürür. Fransızların da Kıbrıs’tan üs talep ettiğini birçok kez dünya basınında okudum, Baf’a hava üssü kuruluyor…

Türk devleti 70 yılda Siyonizmle bütünleşti, Kıbrıs 8 yılda…

2010 yılında AKEL’in iktidarında Hristofyas’ın başkanlığı döneminde Netenyahu Kıbrıs’a gelen ilk İsrail başbakanı olma payesine erişti. Ayrıca, Netenyahu’dan sonra da Kıbrıs’a Hristofyas’ın misafiri olarak 1947-48 Siyonizmin Filistin’i işgali sırasında Haganah Çeteleri’nin başında etnik temizlikten sorumlu olan Şimon Peres de geldi. 1996’da seçim yatırımı olarak Lübnan’da Qana Katliamı’nı gerçekleştiren Şimon Peres Hristofyas’la kol kola Kıbrıs tarihine ayak bastı…

Tarih puzzle gibi oluşur. Bir parça koyarsın, sonra bir parça daha. Ne var canım 6. Filo demirlemişse dersin önce, sonra ne var canım Şimon Peres gelmişse, sonra ne var canım Kıbrıs ve İsrail film endüstrileri ortak protokol imzalamışsa…

Sonra bir bakmışsın, sen tamamlanan puzzle’da yoksun!

Kovulmuşsun Kıbrıs tarihinden…

Son tahlilde, Recep Akdağ kuzeyde ne yapıyorsa, Netenyahu da güneyde onu yapıyor…

Bugün EastMed denilen İsrail-Kıbrıs-Yunanistan-İtalya hattının temelleri 2010 yılında AKEL’in hükümeti döneminde atıldı…

Tüm birikmiş ihanetleriyle, “NATO’ya hayır, ENOSİS’e evet” dediği günden İngiliz Üsleri karşısındaki sessizliğine kadar, tüm küstahlığıyla ve utanmazlığıyla Kıbrıs’ı Siyonizme açan AKEL, Lefkoşa’daki İsrail ve ABD elçilikleriyle ilişkileri dondurmaya karar vermiş…

Güler misin, ağlar mısın?

Kıbrıs Cumhuriyeti askeri, enerji, politik, ekonomik, kültürel ve akademik alanlarda İsrail’le bütünleşirken AKEL’in derdi şov yapmak…

Mart ortasında İsrail’in Afrodit doğalgaz parselinden pay talep ettiği basına yansımıştı. Netenyahu Kıbrıs’a gelip gittikten sonra talep basına yeniden yansıdı: Afrodit’ten pay İstiyor İsrail…

Ortadoğu’daki bütün ülkelerin doğal düşmanıdır İsrail. Siz onunla ilgilenmeseniz de o diğerleriyle işini bitirdiğinde sizinle ilgilenecektir…

Kızıl Ordu kurucusu Trotskiy’nin dediği gibi, siz savaşla ilgilenmeseniz de savaş sizinle ilgilenir…

1948’den bugüne, Filistin ülkesini işgal ederek gasp ettiği topraklarda “devlet” olan haydut İsrail, Filistin gazını çaldığı gibi, Lübnan’ın gazını da gasp etmek için hamleler yapıyor. %5 pay istiyor bugün Afrodit parselinden çıkacak gazdan. Yarın bu %50 olur, sonra tamamı…

İsrail bir kanser çeşididir. Yayılarak yok eder…

Bu yüzden “yıkılsın siyonist İsrail” diyoruz. Mahmud Derviş gibi “bir Filistin vardı, bir Filistin gene var” diyoruz…

Geçtiğimiz günlerde Malatya’daki Radar Üssü üstüne bir yazı yazdım. İsrail savunması Malatya’daki Kürecik Radar Üssü’nde başlar. İran’a karşı Kürecik bir ileri karakoldur…

Bugün Suriye’de İran tesislerini vuran İsrail, bu savaşı Lübnan’a taşımaya çalışıyor. Aylardır denizdeki Lübnan gazı için süren polemikler, Afrodit’ten %5 pay talebi ile taçlanıyor…

İsrail bir kanser gibi yayılıyor. Kıbrıs hükümeti ise Malatya’yı İsrail’e kalkan yapan Türkiye’ye karşı İsrail’den dostluk bekliyor…

Kıbrıslı kendi yerine düşmanlarına güvendiği müddet bu bataklığı hiçbir efgalipto kurutamaz…

2006’da “bir İran savaşı provası” olarak İsrail Lübnan’ı işgale kalkıştığında General Moshe Dayan “İsrail azgın bir köpek gibi olmalı: rahatsız edilemeyecek kadar tehlikeli” diyordu…

Şimdi Kıbrıs da o köpeğin ağzındadır. Başı okşanarak durdurulamaz bu köpek, ancak başı koparılarak durdurulur…

Bir gün mutlaka!  

(20 Mayıs 2018 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author