Utku Karsu’nun çizgileri kırmızı çizgilerimizdir!

Aziz Şah – Bugün yazının tam ortasına Utku Karsu’yu yerleştiriyorum…

Etrafına da yaşadıklarımızı ve yaşayacaklarımızı…

Çünkü Utku Karsu’nun karikatürü bütün meselelerin tam ortasındadır!

2 sene önce faşistler saldırdığında nasıl ki “KTÖS savunması vatan savunmasıdır” diye yazmıştım…

Şimdi de liberaller saldırınca “Utku Karsu’yu savunmak Kıbrıs’ı savunmaktır” diyorum…

2 sene önce faşistler, çizdiği “gemi ile gelen suçlular” karikatüründen dolayı Kıbrıs gazetesinin kapısına dayanarak işten atılmasını istemişlerdi…

Utku Karsu’ya faşistlerden önce ilk saldıran kimdi?

Liberaller…

Oslo’dan, Brüksel’den, Berlin’den, Washington’dan fonlanan sivil toplum örgütlerinin aktivistleri ve “uzman”ları…

Yabancı faşistlerden önce yerli liberaller saldırmıştı Karsu’ya…

2 sene sonra aynı faşistler Utku Karsu’nun çizdiği hayat pahalılığı karikatürlerini kullanarak kukla hükümeti eleştiren video hazırladılar!

Utku Karsu’nun karikatürlerine muhtaç oldular…

Kukla hükümete “Domates, Biber, Patlıcan” şarkısı çaldılar karikatürler eşliğinde…

Çalabiliyorsanız valiliğin kapısında ya da Ankara’da çalın “Domates, Biber, Patlıcan” şarkısını…

Erdoğan’a çalın çalabiliyorsanız, Tufan’a değil…

20 sene önce Kıbrıslı yurtseverlerin dilinde sigara söndüreceğini açık açık yazan faşist takımıydı Utku Karsu’yu linç etmeye kalkışanlar…

Kıbrıs gazetesinin kapısına dayanmışlardı…

Kıbrıs gazetesi bile saldırıya uğramışsa herkes tehdit altındadır diye yazdık o zaman…

Kıbrıs gazetesinden sonra KTÖS’e gittiler…

Kıbrıslıların ortak acılarını ajandasında yazdığı için…

Sonra Afrika’ya geldiler Erdoğan karikatüründen dolayı…

Daha sonra bir daha Afrika’ya geldiler; “Bir işgal harekâtı daha” manşetinden sonra…

Ve başa döndüler sonra gene KTÖS’e gittiler…

“Yabancı devlet büyüklerine hakaret”ten polise şikayet ettiler KTÖS’ü…

TC’nin “yabancı devlet” olduğunu kabul ederek yabancı devletin faşistleri Kıbrıslılara saldırıyor…

Üstünden bir hafta geçti geçmedi…

76 örgütten oluşan İki Toplumlu Barış İnisiyatifi ve KTOEÖS adına konuşma yapan Selma Eylem’i çarmıha gerdiler bu defa da…

Seçtiklerinin boyunlarına asıyorlar hedef tabelasını…

Utku Karsu’dan Selma Eylem’e faşistlerin 2 yıllık saldırı geçmişinin özetini yaptık…

İnsan kendi ülkesinde yabancıların bu kadar hakaretine ve tehdidine nasıl dayanır?

Sonra da yerli liberaller tarafından yabancılara karşı “ırkçılık” yaptığınızı duyarsınız…

Irkçı sömürgeciliğin hedefinde olanlar her zaman yerliler oldu. Amerika’da, Afrika’da, Asya’da…

Yabancı beyaz adam gitti, ırkçı sömürgeci bir düzen kurdu!

Bu yüzden “Yabancı devlet büyüklerini koruma” yasasından yargılanıyoruz…

“Yabancı devlet büyükleri”nden talimat alan ordu, polis ve paramiliter faşist çetelerin sopasıyla yönetiliyoruz…

Tufan Erhürman ise demokrasi şehitlerinin mezarlarına karanfil bırakıyor…

Fazıl Önder’den Kutlu Adalı’ya 1958’den 1996’ya kadar öldürülen devrimcileri, sendikacıları, gazetecileri andılar…

Selma Eylem’i reddedip Ankara’ya giden Tufan…

Karanfil bıraktı mezarlarına!

Onlara dedi ki,

– “Yoldaşlarımız, bedelin en ağır şekilde ödendiği dönemde yaşadılar…”

– “Mücadele devam ediyor ve gene bedel ödemeyi gerektiriyor…”

– “Bu bedelleri gözümüzü kırpmadan ödemeyi göze almak durumundayız…”

– “Bugün, onların bayrağı bıraktığı yerden mücadelenin bayrağını alıp ileriye taşıma yükümlülüğü altında olduğumuzu hatırlama günüdür…”

Daha Selma Eylem ile “aynı fikirdeyim” demeyi göze alamayan Tufan elinde karanfillerle mezarlıkta dolaştı…

Selma Eylem’in boynuna hedef tahtasını asan Tufan “bedel ödemek”ten bahsediyor…

Kutlu Adalı’nın mezarına gidip çiçek bıraktı ama Kutlu Adalı’ya benzetilerek ölümle tehdit edilen Tacan Reynar’ı reddetti…

Tacan Reynar bir kıdemli yargıç olarak ölümle tehdit edildi. Sistem onu korumaktan bile acizdi. Çünkü ırkçı sömürgeci sistem yabancıyı korumak, yerliyi zapturapt altına almak için vardır…

Sistem, yabancının yerli üstündeki sopasıdır!

O kadar iyi çalışıyor ki sistem, bir soruşturma bile açamıyorlar ölüm tehditlerine…

Kıdemli Yargıç’a yapılan ölüm tehditlerine bile!

Sonra da diyorlar ki Utku Karsu ırkçılık yapıyor!

Esas ırkçılığa maruz kalan Kıbrıslılardır…

ABD’de siyahların aldığı ölüm tehditlerini umursamaz polis, yargı, devlet…

KKTC’de de Kıbrıslı kıdemli yargıcın, sendikacının, gazetecinin aldığı tehditler umursanmaz…

Çünkü ırkçılık bir sistemdir. Irkçılık kurumsal bir mekanizmadır.

Asker-polis-yargı olmaksızın ırkçılık mümkün değildir.

Sopa ve yasadır ırkçılığı ırkçılık yapan.

Kimin sopası ve yasası varsa, onun ırkçılığı öter!

Kıbrıslı Türklerin bir devleti, ordusu, polisi, hükümeti yoktur ki ırkçılık yapsın. Irkçılık yapabilmek için devlet aygıtına sahip olmanız gerekir. 

Irkçılığı ırkçılık yapan sömürgeci kurumlardır.

Sivil İşler, Koordinasyon Kurulu, Yardım Heyeti, Evkaf, Polis, Asker, Yargı…

İşte böyle kurumlarla örgütlenir ırkçılık…

Irkçılık okuduğunu anlamayan liberallerin nem kaptığı bir karikatürde değil, sömürgeciliğin her bir hücresindedir, kurumundadır, örgütündedir…

“Birleşik Kıbrıs isteyenleri Girne Kapısı’nda sallandıracağız” diyenleri soruşturmaktan aciz bir düzen ancak “sallandırılacak” olanlara karşı ırkçıdır…

Selma Eylem’i kastederek “hainlik ve işbirlikçilik yapan kim olursa olsun Lefkoşa Cezaevi’nin rutubetli duvarlarının tadına bakacaktır” diye yazabiliyorlarsa, ırkçılar karşınızdadır!

20 senedir çıta yükseliyor…

Dilde sigara söndürme, hadım etme, idam…

Karikatüristin kellesi…

Kıdemli Yargıcın kellesi…

Sendikacının kellesi…

Gazetecinin camı çerçevesi…

Kıbrıslıya hakaretin, tehdidin, aşağılamanın bini bir para…

Polis, asker, yargı ise bu hakaretlerin garantörü…

Hiçbir insan hakları “aktivist”ini, “insani hassasiyetleri” olan aydını, AB’den fonlanan sivil toplumcuyu bu hakaretler karşısında öfkelenirken görmedim…

Ne avukat gördüm bu hakaret ve tehditlerin peşine düşen…

Ne de tatlı su aydını gördüm öfkelenen…

Siz öfkelenmekten bile acizsiniz!

20 sene önce Arıklı’nın yaktığı sigara zaten umurlarında değil!

Birleşik Kıbrıs isteyenlerin Girne Kapısı’nda sallandırılmasından bahsedilmesi de umurlarında değil…

Ne tehditler soruşturuluyor ne cinayetler çözülüyor…

Kutlu Adalı’nın katili, Alpay Durduran’ın evinin önünde patlayan bombanın faili, YKP’nin tabelasındaki kurşun deliklerini açanlar, Afrika’nın matbaasını bombalayanlar, 22 Ocak saldırganları…
Hepsi kayıp…

Çünkü polis bizim değil.

Irkçılık da polis teşkilatını yönetenin ırkçılığıdır.

Irkçılık ve sömürgecilik birbirinden ayrılamaz. Sömürgeci kimse ırkçı da odur.

Utku Karsu Afrikalıları, Asyalıları ve Türkiyelileri çizdi. Gene ilk taşı liberaller attı. Irkçı diye saldırdılar…

Bu defa “Savcılık gereğini yapsın” diyenler de çıktı aralarında. 2 sene önce de yerli liberaller yabancı faşistlere yol gösteriyordu. Bugün de…

KTÖS saldırıya uğruyor. O liberallerin umuru değil…

“Birleşik Kıbrıs isteyenleri Girne Kapısı’nda sallandıracağız” diyorlar. O liberaller birleşik Kıbrıs istemekten vazgeçiyor…

Selma Eylem çarmıha geriliyor. Eylem’in konuşmasıyla dalga bile geçiyorlar…

Hiç umurları değil!

Utku Karsu karikatür çiziyor. “Savcılık gereğini yapsın, nefret söyleminden dava açılabilir” diyor liberaller…

Kurdukları cümlelerin ve aldıkları tavırların gerçek hayattaki karşılıklarıyla yüzleşemeyecek kadar şımarıklık akıyor paçalarından…

Dedik, onlar buralı değil!

Brüksel’de sanıyorlar kendilerini. “Nefret söylemi”nden dava açılabileceğini sanıyorlar KKTC’de. Burada, buranın gerçeklerinde yaşamıyorlar…

Bu yüzden Utku Karsu onlara karikatürün ne olduğunu anlatan bir karikatür çizmek zorunda kaldı…

Trajik olan şu ki, Afrika karikatürden yargılanıyor. O liberallerin bundan haberi yok!

Sorsanız basın ve ifade özgürlüğünü savunurlar. Ama bir karikatürün hemen “devlet” tarafından cezalandırılması gerektiğini savunuyorlar!

Irkçı sömürgeci bir rejimde yaşıyoruz…

İşte esas ırkçılık yerli liberalin kendi halkına ihanetidir.

Dilimizde sigara söndürecekse yabancı faşistler, sigarayı yerli bir liberal yakacak…

Girne Kapısı’nda bizi ipe çekecekse yabancı faşistler, tabureyi yerli liberaller tekmeleyecek…

Cezaevinin rutubetli duvarlarının içine atacaksa bizi yabancı faşistler, kapıyı yerli liberaller kilitleyecek…

Ama bizi her zaman Utku Karsu çizecek!

(17 Şubat 2019 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author