1945 Tan Matbaası Baskını’ndan 22 Ocak 2018 Afrika Baskını’na

Aziz Şah – Kıbrıs’ta 22 Ocak milattır deriz…

Çünkü Almanya’da Kristal Gece milattır. 2 Mayıs 1933’te gene Almanya’da bütün sendikaların basılması da milattır…

Türkiye’de Tan Matbaası Baskını milattır…

6-7 Eylül 1955 milattır…

Sivas Madımak katliamı milattır…

Ukrayna’da Odessa kentinde 2 Mayıs 2014’te gerçekleşen sendika binası katliamı milattır…

Hiçbiri gerçekten soruşturulmadı…

Çünkü soruşturma makamındakiler organize etti saldırıları…

Devlet dedikleri aygıt…

Derin, örtülü, gizli, paramiliter, yasal, yasadışı…

Önüne ne sıfat koyarsanız koyun, devlet! 

Hepsinde polis müdürleri vardı, belediye başkanları, içişleri bakanları, kaymakam, vali, istihbarat, asker…

Katliamlara ve baskınlara öncülük edenler her zaman sonradan bir yerlere geldi…

Cumhurbaşkanı oldu, bakan oldu, başbakan oldu, müdür, müsteşar, kaymakam, kaymak yağı tabakası oldu…

Kahraman oldu…

Mesela tarihte “unutulmuş” provokasyonlardan Tan Matbaası Baskını vardır…

Tan baskınının içinde olanlardan biri de üniversite öğrencisi Süleyman Demirel’di…

Cumhurbaşkanı oldu!

Mesela 6-7 Eylül 1955 katliamını örgütleyebilmek için provokasyon amacıyla Atatürk’ün Selanik’teki evine ses bombası atan iki Türk’ten biri kaymakam oldu, diğeri emniyet genel müdürlüğü siyasi işler dairesine atanır sonra da vali olur; onu oraya atayan polis müdürü sonradan bakan olur…

“Adam olacak çocuk” diye cinsiyetçi bir laf vardır…

İşte, devletin gözünde “adam olacak çocuk” örgütlediği provokasyondan, katliamdan, “organize iş”ten bellidir…

Hiçbir suç ödülsüz kalmaz…

Madımak’ta aydınları yakan yobazların mahkemede avukatlığını yapanların birçoğu milletvekili oldu…

Hiçbir provokasyon ödülsüz kalmaz…

Hiçbir tetikçi madalyasız bırakılmaz…

Hiçbir katliamdan sağ kurtulan da unutulmaz…

Devlet peşinden gelir!

Aziz Nesin Tan Matbaası Baskını’ndan sağ kurtuldu 1945’te. 1993’te de Sivas katliamından sağ kurtuldu ama kalbi dayanamadı, kahrından öldü…

Devlet aydınları cezalandırmadan ve aydınları cezalandıran fedaileri ödüllendirmeden tarih yazamaz…

Bu bir tarih dersidir…

Erdoğan karikatürü yayınlandığı günlerde Afrika’nın kapısına birkaç “kara çelenk” bırakıldı. Sonra da AKP’liler gelip yumurta attı…

Gazeteye yumurta atıldığını duyan bir aydın dost, “Demokratik bir protesto olmuş, Tan Matbaası Baskını gibi olacağını düşünüyordum” dedi.

Öngörülüymüş! 22 Ocak’ta yaşadık “Tan Matbaası Baskını”nın başka türlüsünü…

Yıl 1945, Türkiye’de Milli Şef Diktatörlüğü var. “Demokrasi” kelimesi yasak. Tan Gazetesi ve Görüşler Dergisi’nde demokratikleşme tartışılıyor. Sertel’ler, Aziz Nesin’ler, Sabahattin Ali’ler ateşle sınanmaktadır…

Linç çağrısı üzerine İstanbul Üniversitesi’nde “vatan elden gidiyor” diyen gürûh Tan Matbaası’na doğru yürüyüşe geçer…

Ne vatanmış ki bir gazetenin ve bir derginin yayını ile elden gidiyor…

İşte, 1933’ten beridir o kadar çok gördük ki aynı provokasyonu…

Nerede görsek tanırız!

Aziz Nesin 1945’te sağ kurtuldu 1993 Sivas katliamına kadar. Oradan da sağ kurtuldu, kahrından öldü…

Bakalım biz “devlet işi” kaç provokasyon daha göreceğiz…

(23 Ocak 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author