70 bin Kıbrıslı Türkü güneye sürerek soykırım yapmak

Aziz Şah – 6-7 Eylül 1955’te Rumların mallarını yağmalayan, kadınlara tecavüz eden, yıka döke ilerleyen güruh şöyle haykırıyordu…

-Ya Bedros’un karısı, ya Kıbrıs’ın yarısı!

Tabii hem Bedros’un karısına tecavüz edildi 1955’te hem de sonra Kıbrıs’ın yarısı işgal edildi…

Aradan geçen 65 senede Türkiye’de Kıbrıs sorununa genel bakış aynı noktada kaldı…

-Hem Bedros’un karısı, hem Kıbrıs’ın yarısı!

Kıbrıs’ın yarısı yetmez, tamamı!

Mustafa Akıncı’nın açıklamaları üzerine patlak veren linç fırtınasında gördük bir kez daha hem Bedros’un karısı hem Kıbrıs’ın tamamını isteyenleri…

“Kıbrıs’ın Türkiye’ye ilhakı felaket olur” sözünün bu şekilde bir linç fırtınası ile karşılanması aslında ilhakçılığın köklerinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor…

Faşist Nihal Atsız zamanında “Kıbrıs’tan sonra Kerkük” diyordu…

Ulusal solcu Yalçın Küçük Musul ve Kerkük’te Kıbrıs modeli uygulanmalı diyordu…

İlber Ortaylı Kıbrıs’tan vazgeçmek olmaz diye yazıyordu…

MHP Mustafa Akıncı’ya cevap verirken, “KKTC’nin Bursa’dan, Hakkâri’den, Rize’den, Edirne’den farkı yoktur, olmayacaktır da” diyor… 

Yiğit Bulut KKTC Türkiye’nin denizaşırı bir vilayetidir, bir vali atarız, bir plaka numarası veririz, olur biter diyor…

AKP, CHP, Saadet, BBP, İYİ, MHP üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri söylüyor…

Mustafa Akıncı’nın röportajından sonra ilk fırtına koptuğunda, hemen tatlı su muhalifleri başladılar…

-Türkiye AKP ve MHP’den ibaret değil…

Doğrudur, geriye kalanların Kıbrıs üstüne kurdukları sömürgeci fanteziler onlardan daha da ileride!

Türkiye’nin bu konuda ortalaması Yiğit Bulut’tur…

Adam çok açık denizaşırı vilayet diyor…

Parmağının arkasına saklananlar gibi değil!

Kanla aldık geriye ancak kanla veririz diyor…

83 milyonluk Türkiye’de bir emekli diplomat, 2-3 gazeteci/köşe yazarı, 2-3 sosyalist dışında kimse çıkıp da Kıbrıslılardan yana taraf olmaya cesaret edemiyorsa kimse kimseyi kandırmasın…

Televizyon programında Mustafa Akıncı teröristtir ve İHA’larla patlatılmalıdır diyorlar…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclisinde “Büyük İstanbul Depremi’ne hazırlık” yerine Mustafa Akıncı konuşuluyor; Kıbrıs’ın ilhakı depremden daha önemli demek İstanbullular için…

70 bin Kıbrıslı Türk’ü güneye sürerek soykırım yapma isteğini televizyon ekranında dile getiriyor adamın biri…

Sözcü gazetesi “Mustafadis” ve Yenişafak “Anastasiadis’in yerine geçse kimse fark etmez” diye yazıyor…

Türkiye’nin laik ve İslamcı, Kemalist ve Osmanlıcı kanatları Kıbrıslı düşmanlığında “milli birlik” tazeliyor…

Ekranda 70 bin Kıbrıslı Türk’e soykırım uygulamaktan bahseden “gazeteci”, ben ümmetçiyim ama Kıbrıs’a gidince Türklük damarım kabardı diyor…

Sonra da “Türkiye bunlardan ibaret değil” ya da “Akıncı’nın yerinde olsam ilhak sorusuna cevap vermezdim, ilhak bizim ve Türkiye’nin gündeminde yoktur derdim” diyenlere bakıyorum!

Meselenin bir yönü dündür: 1955’ten beridir hem Bedros’un karısı hem Kıbrıs’ın tamamını istiyor Türk sömürgeciliği…

Meselenin diğer yönü bugündür: Türkiye’de açlık çoğunluktadır. Açlığın olduğu yerde rasyonel düşünce olmaz, irrasyonel akıldışı savaş çığırtkanlığı, ilhakçılık, ganimetçilik hep karşılık bulur…

Bar-bar bağırarak itiraf ediyorlar:

-“Gerekirse 70 bin Kıbrıslı Türk’ü Güney’e süreriz ve Kıbrıs’ı tekrar işgal ederiz!”

(15 Şubat 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author