Ucuz benzin ve kıymetli pasaport

Aziz Şah – Genç bir Kıbrıslıya sordum…

-Anastasiadis kapıları neden kapattı?

Verdiği cevap çok netti:

-Yarı fiyatına benzin alamasın diye Rumlar…

Kapılar ne mülteci akını ne de korona salgını yüzünden kapandı. Salgın kapı kapatarak önlenemez, kuşun gagasından da yayılır!

Mesela kapalı Maraş’ta babutsaların kökünü kurutan bir hastalık var, rüzgârla bütün adaya yayılıyor. Asker müsaade etmediği için babutsalara dadanan illet hastalıkla mücadele de edilemiyor.

Kapalı Maraş’tan hastalık yayılıyorsa, kapı kapatmakla koronayı korkutamazsınız!

Mültecilerle de ilgili değil kapıların kapatılması. Mülteciler yasak bölgelerden, kaçakçı güzergâhlarından güneye geçer…

Son tahlilde kapıların kapatılmasının ne virüsle ne de mültecilerle alakası var. Konu tamamen ekonomik ve siyasi. Rum liderliği test ediyor: Bütün kapılar kapansa nasıl olur? 

Anastasiadis’in Denktaşlaştığı yani iki devletli çözüme meyil ettiği söyleniyor. Ne kadar doğru, ne kadar yalancı emziktir bilinmez…

Güneydeki bazı gazeteci dostlar “AKEL Türkiye ağzıyla konuşur” der. Bundan kısa bir süre önce AKEL Genel Sekreteri Kipriyanu Tayyip Erdoğan’ın amiral gemisi CNN Türk kanalına konuşarak şöyle dedi:

-“East Med siyasi bir adımdı. Maliyeti de çok yüksek. Türkiye ile anlaşmak istiyoruz. Anlaşırsak, doğalgaz boru hattı Türkiye’den geçebilir”…

Doğalgazın Türkiye üzerinden geçirilmesini İsrail de istiyor, Kıbrıs Türk liderliği ve meclisteki partiler de istiyor, ABD de istiyor… Ama “Anlaşırsak”!

AKEL’in kardeşi Türkiye Komünist Partisi Erdoğan’la anlaşamıyor, ama AKEL Erdoğan’la anlaşabileceğini düşünüyor. Mültecileri şantaj aracı olarak kullanan bir siyasetçi ile anlaşabileceğini düşünüyor AKEL!

Kıbrıslı Türkleri hakaret manyağı yapan Erdoğan ile Kıbrıslı Rum AKEL anlaşabileceğini düşünüyor…

Rusya ile ABD arasında cambazlık yapan Erdoğan Suriye’de sonunu düşünmeden yeni bir harekât yürütürken AKEL anlaşıp onunla barış yapacağını düşünüyor…

East Med mi, başka bir boru hattı mı kurulacak; o da AKEL-Erdoğan anlaşmasına değil Suriye savaşına bağlıdır. Yani AKEL’in öne atılıp Erdoğan’la anlaşma hevesi sadece sazanlıktır…

Anastasiadis’in Denktaşlaştığı söyleniyor, AKEL CNN Türk’e konuşup Erdoğan’a çağrı yapacak kadar kendinden geçmiş…

Bir de üçüncü siyasi hat var güneyde. DİKO ve EDEK gibi merkezi güçlü-üniter devleti savunanlar…

Bu üç hat arasındaki çekişmenin sonucunda kapılar test amaçlı kapandı!

Kapıların kapanmasının Maraş toplantısına misilleme olduğunu söyleyenler de var. Ama konu daha ciddi! Bir süre önce de KKTC yöneticilerinin taşıdığı Kıbrıs pasaportlarının da iptal edilmesi gündeme gelmişti. KKTC’yi yüceltmek için Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ile seyahat eden siyasilerin pasaportları alınsın dediler…

Bütün kavga ayrı bir “Türk çarşısı” kurulsun diye değil miydi? Şimdi de Türk çarşısının vazgeçilmezi Rum müşteri! Rum ahali zırzır zırlar işgal var diye. Ama Türk Lirası değer kaybettikçe işgal altındaki çarşıya koşarlar…

İşgalin herkes rantını yiyor: Kuzeydekiler hem AB hem ABD’den iki toplumlu projeler için fon alıyor, hem TC elçiliğinin hibelerinden faydalanıyor, hem Rum ganimeti tutuyor hem Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu tutuyor! İşgal var diye ağlayan Rum da ucuz benzin için kuyruğa giriyor…

Rum ucuz benzinden Türk ganimetten vazgeçemiyor; Rum Cumhuriyet’in nimetlerini tek başına yemek istiyor, Türk hem KC pasaportu hem KKTC rantı istiyor…

Ya rant ya özgür vatan!

(4 Mart 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author