Türk-Yunan sınırındaki hendekler

Aziz Şah – Türk-Yunan sınırındaki gerginlik gün be gün tırmanıyor…

Yunan ordusu iş makineleriyle hendekler, mevziler kazdı sınır boyunca…

Birinci Dünya Savaşı’ndaki mevziler gibi hendekler!

Çanakkale, Verdun, Arras ve Passchendaele’deki gibi hendekler…

Hendek mevziler savaş için açılır. Silahsız mülteci ile savaşacak halleri yok…

“Avrupa kalesi”nin etrafı hendeklerle tahkim ediliyor!

Yunanistan kendi sınırının içinde “güvenli bölge” oluşturuyor…

Türkiye ile Yunanistan arasındaki tek sorun mülteciler olsa mesele bu kadar askerileşmezdi…  

Doğu Akdeniz’den Ege’ye, Kıbrıs’tan Libya’ya adalardan kıta sahanlığına, Batı Trakya’dan Girit’e eski sorunlar bile yeniden bilinçli bir şekilde gündeme getiriliyor…

Bütün Türk-Yunan sorunları arasında mülteciler toplu iğne ucu kadar yer tutar!

Mülteci sorununun nedeni ise ne Türkiye ne Yunanistan’dır. Aşağılık “Avrupa değerleri”dir mülteci sorununun nedeni…

Türkiye’nin Suriye savaşına özel olarak ateş taşıması Suriyeli mülteciler üzerinde Ankara’yı sorumlu yapar, ama Avrupa da en az Türkiye kadar sorumludur. Dahası 1951 Cenevre Mültecilerin Statüsü Sözleşmesi’nden dolayı Avrupa sorumludur…

1951 Cenevre Mültecilerin Statüsü Sözleşmesi yeni Holokostlar, kırımlar, soykırımlar yaşanmasın diye imzalanmıştır İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra!

1951 Cenevre Mültecilerin Statüsü Sözleşmesi IŞİD’in Ezidi soykırımı sırasında işletilmedi. Bütün dünya kıyımı izledi…

AB kendi içerisinde de Türkiye ile ilişkilerde de mültecileri pazarlık konusu yaptı. Kuzey Afrika’dan gelen mültecilerin ilk ayak bastıkları Yunanistan, İspanya, İtalya gibi ülkelerden orta ve kuzey Avrupa’ya transfer edilememesi için Almanya başta olmak üzere çekirdek Avrupa güney ülkelerine ciddi baskılar uyguladı. İtalya’dan Almanya’ya giden mülteciler baştan İtalya’ya gönderildi…

Avrupa bu sorunu çözmek için Afrika’da kendi toplama kamplarını kurdu. Afrika’daki birçok diktatörlükle mültecileri rehin tutması için anlaşmalar imzalandı.

Libya’daki toplama kampları “yanlışlıkla” bombalandı bile…

Avrupa’nın bu ali cengiz oyunlarının hepsi  1951 Cenevre Mültecilerin Statüsü Sözleşmesi uygulanmasın diyeydi!

Yeni soykırımlar olmasın diye İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan Mültecilerin Statüsü Sözleşmesi Avrupalı politikacıların seçim stratejilerine meze oldu…

Suriye savaşında Türkiye’nin katkısı büyük. Suriyeli mültecileri hadi bu sebeple Türkiye’ye bıraktınız… Avrupa ülkelerinin çıkardığı ve birçoğu hâlâ devam eden Nijerya, Ruanda, Somali, Kongo, Mali ve Angola savaşlarından kaçan mültecileri de üstüne almadı medeni Avrupa…

2016 Mart’ında Ahmet Davutoğlu ile 28 AB ülkesinin devlet başkanları 1951 Cenevre Mültecilerin Statüsü Sözleşmesi’ni askıya alacak bir anlaşma imzaladı…

TC-AB arasında imzalanan bu anlaşmaya göre Yunanistan’a ayak basan mülteciler Türkiye’ye iade edilecekti; bunun için Ege’de mültecilere karşı NATO donanmaları denize indi…

Mülteci sorunu bahanesiyle genel savaş provası yaptılar…

Türkiye “Avrupa kalesi”nin “güvenli bölgesi” ilan edildi para karşılığında.

TC Suriye’nin kuzeyinde 30 kilometrelik “güvenli bölge” kurmak istiyor. Bu “güvenli bölge”nin parasını da Almanya’nın ödemesini talep ediyor…

Avrupa ise değil 30 kilometre, imzalanan anlaşma ile bütün Türkiye’yi “güvenli bölge”ye, tampona çevirdi.

Bugün mesele sadece mülteciler olsa, Avrupa en iyi yaptığı şeyi yapar, insan haklarını para ile satın alırdı sorun çözülürdü; mesele daha büyük…

Yunan ordusu sınır boyunca hendek kazıyor!

(11 Mart 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author