Küresel salgına karşı küresel grev dalgası: Savaşa ve salgına karşı sınıf mücadelesi!

Aziz Şah – Savaş ile salgın arasındaki temel ortak nokta nedir?

Savaş ve salgın “yaşam hakkı” ve “halk sağlığı” sorunudur!

İki sene önce savaşa karşı çıktığı için tutuklanan Türk Tabipler Birliği yönetiminin savaşa karşı çıkma gerekçesi ne idi?

“Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dediler. Evet, hepimize bu cümleyi ezberlettiler!

Bugün salgın bir halk sağlığı sorunudur.

İki sene önce savaşa karşı çıktığı için hapse atılan Türk tabipleri ile 1916 yılında “Kahrolsun Savaş!” diye haykırdığı için hapse atılan Karl Liebknecht arasında bir fark yoktur…

100 sene önce ya da 100 sene sonra yaşam hakkı yaşam hakkıdır…

100 sene önce ya da 100 sene sonra halk sağlığı sorunu halk sağlığı sorunudur…

100 sene önce ya da 100 sene sonra yaşam hakkı ve halk sağlığı için direnmek aynı manaya gelir…

Savaşa karşı savaş demektir yaşam hakkını ve halk sağlığını savunmak…

Savaşa/salgına karşı sınıf mücadelesi demektir yaşam hakkı için grev yapmak…

Dünyanın dört bir tarafında bugün hâlâ Korona salgınında çalışmaya zorlanan işçiler grev yapıyor…

En başta İtalya ve İspanya gibi her gün tabur tabur insanın öldüğü memleketlerde tabur tabur işçiler her gün fabrikalarda çalışıyor…

Bu çalışma baskısına karşı küresel salgına karşı dünyanın dört bir tarafında küresel işçi sınıfı direniyor…

Fabrikalarda, şantiyelerde, limanlarda, hastanelerde, restoranlarda, belediye hizmetlerinde ve kiradaki evlerinde…

Mart ortasında salgının İtalya’da her gün ölüm rekorları kırdığı günlerde bir yazı yazdım. Mart ayı adını ölümlerle yazarken tarihe yüz binlerce işçinin greve çıkarak İtalya’nın sınırlarının kapatılması için devleti ve patronları nasıl zorladığını anlatmaya çalıştım dilim döndüğünce. Yazıyı yazdıktan sonra İspanya’da işçilerin greve çıktığını öğrendim, sonra ABD’de otomobil fabrikalarında da greve çıktıklarını öğrendim…

İspanyol işçi sınıfı greve çıkıp patronlara ve devlete derdini anlatmaya çalışırken İspanya İtalya’nın ölüm rekorlarını kırmaya başladı…

Coşkuyla dedim ki size:

“Pomigliano’da Fiat işçileri…

Bologna’da Toyota işçileri…

Liguria’da tersane işçileri…

Puglia’da metal işçileri…

Yüz binlerce işçi salgına karşı greve çıktı…”

Yazıyı yazdım, yayınlandı, birkaç gün sonra başka bir haber. Tabur tabur İtalyan işçisi çalışma baskısına karşı yeniden grevde…

İnat etti burjuvazi, kapatmadı fabrikaları…

İtalyan burjuvazisi fabrikaları kapatmayı kabul etmiyor. İşçiler yaşam hakkı ve halk sağlığı için grev yapıyor.

100 sene önce yaşam hakkı ve halk sağlığı için “Kahrolsun Savaş!” diye haykıran Karl Liebknecht’ten ne farkı var o işçilerin her birinin?

Savaştayız…

Virüs ile savaşta…

Kapitalizmle savaşta…

Barbarlık ile insanlık arasında…

1914-20 arası Avrupa’da yaşanan grevlere bakarsanız, tıpkılarının aynıları bugün dünya çapında yaşanıyor.

1914’te küresel savaşa karşı yaşam hakkı için…

2020’de küresel salgına karşı yaşam hakkı için…

1914’teki grevler nasıl tarihe geçtiyse, 2020’de Korona salgınına karşı yapılan grevler şimdiden “tarih”e geçti…

İlk grevler İtalya’da başladı…

Liguria tersane işçileri…

Puglia metal işçileri…

Fiat Chrysler otomobil işçileri…

Ilva metal işçileri…

Instacart, Amazon, Whole Foods grevleri…

Televizyon ekranlarında İtalyanlar kurallara uymuyor, çok gevşekler, ortalıkta dolaşıyorlar diye gevezelik yapılırken, İtalyan belediye başkanlarının halka seslendiği ve dalga geçtikleri videolar “komik” olarak kabul görürken, İtalya’nın en büyük sendikaları fabrikalarda üretimi durdurmak için “patron kaprisi” ile uğraşıyordu. Hiçbir şey televizyonda gösterildiği gibi değil…

İtalyan burjuvazisinin “patronlar kulübü” Confindustria’nın Lombardy sorumlusu Marco Bonometti “sorumsuzluk” diyordu yaşam hakkı için yapılan grevlere…

İtalya’dan sonra grevler ABD’ye sıçradı…

New York’ta yaşam hakkı için greve çıkan Amazon işçileri işten atıldı…

Mart ortasında İtalya’da Milan’da Amazon işçileri New York grevine katıldı…

1 Nisan ABD Michigan’da Amazon işçileri greve çıktı…

İtalyan işçiler “ülkeyi kilitleyin” diye grev yapar da dünyanın öteki ucunda yapılmaz mı?

Hong Kong’da Ocak ve Şubat aylarında iki hafta boyunca sağlık emekçileri gelmekte olan salgına karşı sınırları kapatmayan hükümete sınırları kapattırmak için grev yaptı…

Öyle sosyal medyada hükümetle dalga geçerek değil, bildiri yayınlayarak değil, balkonlarda alkışlayarak değil…

Hastanelerde sağlık emekçileri grev yaptı gelmekte olan salgını hükümetine anlatabilmek için dünyanın öteki ucunda…

“Şu” devlet Korona ile iyi baş etti, “bu” devlet iyi baş etti diye çokbilmiş yorumlar yapılıyor…

Siz onu bir de o devletleri yola getiren işçilere sorun!

Kafalarına vura vura anlattılar gelmekte olan salgını…

İtalya gibi Hong Kong’da da sınırları emekçiler kapattı…

Papua Yeni Gine’de 4000 hemşire çalışma şartları için greve çıktı…

Zimbabve’de doktorlar ve hemşireler koruyucu malzeme için greve çıktı…

ABD’de Pittsburgh ve  Pennsylvania ile Britanya’da Medway’de temizlik işçileri koruyucu malzeme için greve çıktı…

Greve çıkmayana maske bile yok!

Greve çıkmayana eldiven bile yok!

Hong Kong, Jalalabad, Jakarta ve İslamabad’da doktorlar koruyucu malzeme için greve çıktı…

Avusturalya’da dağıtım-transport işçileri “önlem alınması” için greve çıktı…

Melbourne liman işçileri de İtalyan liman işçilerine katıldı. Akdeniz’den Avusturalya’ya yol bağlandı…

Detroit’te otobüs şoförleri greve çıktı sendikadan izin almadan kendi inisiyatifiyle. Tek istedikleri maske, güvenlik, temizlik malzemesi…

Atla deve değil ama grev yapmayana meme yok!

Detroit’tekiler haklarını alınca onları gören Birmingham ve Alabama şoförleri de greve çıktı…

Koca ABD emperyalizminin kültür elçisi McDonalds’ta işçiler neden greve çıktı, bilir misiniz?

-Ellerini yıkayacak sabun olmadığı için!

North Carolina’da restoran işçileri…

Britanya’da Kent’te temizlik işçileri temizlik malzemesi ve koruyucu kıyafet için greve çıktı…

Durun daha bitmedi, dinleyin, proletarya sizin için ne talep etmiş…

Anlatılan sizin hayatınızdır…

Dünya devi General Electric işçileri patronlarını ventilatör (solunum cihazı) üretmeye ikna etmek için greve çıktı!

Patronu insanlığın acil ihtiyaçlarını üretmek için işçiler grevle kafasına vura vura ikna ettiler…

Okumuşsunuzdur: “İnsanlığı kurtarmaya karar veren süper kahraman General Electric solunum cihazı üretme kararı aldı” tadında haberler çıktı… İşte şirkete kararı aldıran isimsiz binlerce grevcidir!..

Kuzey İrlanda’da Dungannon’da gıda paketleme işçileri, Britanya’da ASOS moda ve kozmetik işçileri…

ABD’de Michigan’da Fiat Chrysler metal işçileri ellerini yıkayacakları sıcak su istedikleri için greve çıktılar!

Ellerini yıkayacak sıcak su için greve çıktı hayatta kalmak isteyen işçiler “hür dünyanın merkezi” ABD’de…

Mississippi nehrinin kenarından Memphis’te bir depoda çalışan adını bilmediğimiz işçiler çalıştıkları depoda bir arkadaşları pozitif çıkınca greve çıktılar…

Georgia’da da çalışma koşulları için…

Hepsi “çalışma koşulları” için greve çıktı ama “çalışma koşulları” gibi basit iki kelime savaşta hayatta kalmak gibi bir şey bugün…

1 Nisan’da Chicago ‘da başlayan kira grevi de ABD’de hızla yayılıyor.

1915 yılında Glasgow’da da kira grevi vardı, bilir misiniz?

Chicago’nun ardından Los Angeles, Colorado, Oakland, California’ya sıçradı kira grevi…

Pennsylvania’da bir cezaevinde açlık grevi başladı…

Dünya turu attık…

Dünya’da bunlar olurken Türkiye’de de fabrikalar ve şantiyeler kaynıyor. İnsanlık dışı koşullarda şantiyelerde çalışan işçiler ve özellikle metal ve tekstil işçileri yaşam hakkı için isyan bayrağını açtı…

Nasıl ki “Neden evinizde oturmuyorsunuz?” diye bağıran İtalyan belediye başkanları haber bültenlerinde “komik” video gibi gösterilirken İtalyan işçiler bir kasaba büyüklüğündeki fabrikalarda çalışmaya devam ediyor; Türkiye’de de “evde kal Türkiyem” diye “milli dayanışma” ve “milli bağış” kampanyaları yapılırken işçiler kıran kırana kavga ediyor “evde kalma hakkı” için…

15 gün önce İtalya’da tersanelerde, metal fabrikalarında, tekstil sanayisinde nasıl grev oluyorsa bugün kıran kırana Türkiye’de metal, inşaat ve tekstilde aynı grevler oluyor…

Ne İtalyan burjuvazisi kabul etti fabrikaları kapatması gerektiğini, ne Türk burjuvası…

100 sene önce savaşta tabur tabur işçi ve köylü asker olarak gönderilirdi savaşa.

Savaşı durdurmak için Alman işçi sınıfı çok grev yaptı…

Savaşı durdurmak için Rus işçi ve köylüleri devrim yaptı…

100 sene sonra salgında işçiler tabur tabur fabrikalara gönderiliyor…

100 sene önce savaşta tabur tabur cephede…

100 sene sonra salgında tabur tabur fabrikada…

Dünyanın ahvali budur.

100 sene önce savaşı işçiler durdurdu, 100 sene sonra da salgını hükümetlerin, devletlerin, burjuvazinin kafasına vura vura ancak işçiler durdurur…

Otomobil değil solunum cihazı üretiminin acil olduğunu ancak işçiler anlatır…

İnsanlığın marka kıyafetlere değil, insanlığı kurtarmak için savaşan sağlık emekçilerinin koruyucu kıyafetlere ihtiyaç duyduğunu ancak onlar anlatır…

100 sene önce hayatta kalmak için verilen mücadele ne idiyse bugün de verilen mücadele odur…

Cattaro denizci er ayaklanması, Puszta çiftliklerinde toprak işgalleri, 1918 yılına genel grev ile giren Budapeşte, Piume’de 79. Hırvat Topçu Birliği ayaklanması…

100 sene önce onlar ne yaptıysa, 100 sene sonra İtalyan işçileri de onu yapıyor…

Yol gösteriyor Pomigliano, Melfi, Cassino, Atessa, Termoli, Molise’de Fiat işçileri… 

Venedik’te metal işçileri Terni ve Marghera tersanelerinde…

Cenova liman işçileri…

Ki o İtalyan liman işçileri Irak, Suriye ve Yemen savaşları için silah yüklemesi yapmayı defalarca reddetti, grev yaptı savaşa karşı! Sadece kendi canları için değil başkalarının canı için de çok grev yaptılar…

Unutuyordum az kalsın! Ekim ayında Lübnan’da devrim başladı. Ekim ayından beridir mezhepçi rejimin değişmesini talep eden kitleler sokakları Korona salgınına kadar terk etmediler. Ta ki Korona salgını Lübnan’ı esir alana kadar Lübnan devrimi salladı Arap aleminin finans merkezi olan Beyrut’u…

Lübnanlıların önceki gün canına tak etti. Ne OHAL dinlediler, ne sokağa çıkma yasağı…

Açlıktan öleceğimize virüsten ölürüz diye sokağa döküldüler.

Dünyada bugün evlerine kapanıp kilo almaktan şikayet edenler, patronlar tarafından evlerine kapanmalarına müsaade edilmeyen işçiler ve evlerine kapanıp açlıktan kıvranan milyonlarca insan var…

İspanyol işçilerin salgına karşı gerçekleştirdikleri grevin afişinde yazan cümle ile bitirelim dünya turumuzu:

“İşçiler, daha fazla üretmeyin!

Kapitalist riskler artık yeter!

Virüse karşı zafer, üretimin durmasındaki zaferden ayrılamaz. İkincisini kazandığımız ölçüde ilkini kazanacağız”…

(5 Nisan 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author