Dinle küçük adam gerçekleri!

Aziz Şah – Salgının birinci ayında pandemi hastanesi hazır değil…

Salgının birinci ayında ilk günkü tehdit hâlâ geçerli…

Merkezi hastane salgın hastanesi yapıldığı için diğer hastalar evlerinde ölüyorlar!

Kronik hastalar doktorlarına ulaşamıyor…

Aylar önce zar zor alınmış test randevuları boşa gitti, doktorlara ulaşılamıyor, testi yapamayınca doktora gitmenin zaten manası yok…

Bunlar oluyor çünkü tüm uyarılara rağmen merkezi hastaneyi pandemi hastanesi yaptı işbilmezler!

Merkezi hastane salgın hastanesi yapıldığı için ölüyor insanlar!

Bu yüzden ilk günden sahra hastanesi kurulmalı dediler size işbilenler, ey işbilmezler!

Salgının ilk günleriydi… Adını daha önce tek tük duyduğum ya da hiç duymadığım genç doktorlarımız parlıyordu. Uzak bir yıldıza can verir gibi…

Kurdukları her cümleyi takip ediyoruz, okuyoruz, onlar bizim kıymetlimiz…

İstatistiklere, hastalıkla ilgili çıkan yayınlara, yabancı tabiplerin deneyimlerine bakıyorlar, binlerce kilometre uzakta bir laboratuvarda ya da bir hastanede büyük insanlık için çarpışan bilim insanlarıyla “sosyal medya” denilen mecra aracılığıyla da anlık haberleşebiliyorlar.

Koltuk kovalamadığı sürece, naylondan burjuva siyasetine, muşamba devlet “adamlığı”na soyunmadığı sürece her tabibin sözünü dinleriz, düşün süzgecimizden geçiririz; cumhurbaşkanı, başbakan, bakan olamadım, bari bir konseyin, komitenin, koordinasyonun başı olayım, salgından “koltuk devşireyim” diye düşünmediği, gerici siyasete kalkan olmadığı sürece her tabip bize merhem olur…

Beyaz önlük yerine naylondan siyasi kariyer kovalayanlara tek sözümüz vardır ezelden beri…

El çek tabip, el çek yarem üstünden
Sen benim derdime deva bilmezsin
Sen nasıl tabipsin yoktur ilacın
Yarem yürektedir sarabilmezsin

Naylondan siyasi kariyer kovalayanları geçtik, gelelim uzak bir yıldız gibi parlayan tabiplere. Salgının ilk günleri… Uyarıyorlar… Anlatıyorlar… “Önlem alınmazsa” diyorlar… “Alınabilecek önlemler” diyorlar ve sıralıyorlar…

O günlerde bir tabibimiz “Önlem alınmazsa günde 6 kişi ölecek” dedi…

O günlerde başka bir tabibimiz “Acil sahra hastanesi kurulmalı” dedi…

Daha ilk günlerde! Bugün ne günde 6 kişinin ölme ihtimali geçti, ne de gerekli önlemler alındı…

“Önlem alınmazsa günde 6 kişi ölecek” diyen genç tabip sıraladı verileri ve istatistikleri, hastalığın seyrini göz önünde bulundurdu, olasılıklara baktı, önlem alın, almazsanız insanlar ölecek dedi…

Bu genç doktorumuza yaptığı tespitlerden dolayı biri şöyle dedi:

-“İnşallah önce sen ölün. İnsanların moralini bozma…”

Doktorun verdiği cevap, “Annem görmez umarım bunu” oldu…

Salgın hastanesinde çalışan bir doktora, “İnşallah önce sen ölün” diyebilen “küçük adam”lardan o kadar çok var ki…

Vatan haini diye aydınları fişleyenle “halkın moralini bozma” diyerek doktora “önce sen öl” diyen arasında fark yok…

Koronavirüsün gündeme oturduğu ilk günlerde hastalığı manşete çekmeye başlayınca gazeteye “Korona da ne ki Afrika virüsünün yanında!” tarzı mesajlar günlerce geldi…

Gerçeği yazan doktora “moralimizi bozma” diye saldırırlar…

Gerçeği yazan gazeteye “vatan haini” diye saldırırlar…

Sorun ne virüstedir ne yazılanlarda. Sorun “küçük adam”ın gerçeği duymaya tahammülü olmamasındadır. Tabip dile getirdiğinde de, gazeteci dile getirdiğinde de gerçeğe “virüs” diyorlar…

Dinle küçük adam gerçekleri!

(11 Nisan 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author