AKP Temsilcisinin ve muhbirlerin raporları ile yönetilen sömürge

Aziz Şah – 45 küsur yıllık Kıbrıs işgal tarihinin yeni bir aşamasındayız…

Paramiliter faşist unsurların yazdığı raporlarla şekilleniyor siyaset…

22 Ocak rejimini perçinleyen bir Korona dönemi yaşıyoruz…

Bundan iki-üç hafta önce iki rapor gönderildi Ankara’ya. Biri aleni AKP Temsilcisi raporu, diğeri aleni Hürriyet “haber”i…

AKP Temsilcisi’nin raporu “Ankara bunları bilmeli” başlığıyla “Star Kıbrıs”ta yayınlandı.

Ankara bilsin diye değil, Kıbrıslıya haddini bildirmek için yayınlandı bu rapor. AKP içerisinde Kıbrıs’la ilgili “gizli” rapor yazılıyor ve bu rapor basına mı yansıyor?

AKP Temsilcisi’nin Korona raporunun basına yansımasının tek bir nedeni var; Kıbrıslılar görsün diye.

Hürriyet ve yanısıra Sputnik’te çıkan haber ise Barbaros Şansal’ın linç edilmesinden bugüne ezberlediğimiz sosyal medya-muhabir-ihbar üçgeninde örgütlenmiş “linç haberciliği”…

6-7 Eylül 1955’ten bu yana değişmeyen devlet geleneği “linç gazeteciliği”…

Barbaros Şansal’ın deport edilip linç edilmesi, karikatür, 22 Ocak ve Mustafa Akıncı’ya yönelik linç kampanyalarının hepsi de aynı sosyal medya-muhabir-ihbar üçgeninde örgütlendi…

Paramiliter faşist unsurların gözüne kim batıyorsa bir tweet atıyorlar, bir muhbir “haber”i yayınlıyorlar, yerli işbirlikçilerden karşı “demeç” alıyorlar. Taş attırabiliyorlarsa gazete taşlatıyorlar, olmadı deport et Türkiye’de linç et, o da olmazsa çamur at…

AKP Temsilcisi’nin raporunda “KKTC genelinde salgının yaygın olmaması ve son testlerde pozitif vakalara rastlanmaması nedeniyle ekonomik faaliyetlere kademeli ve kontrollü bir şekilde izin verilmelidir” deniyor. Raporda yazan oldu, açılıyoruz, görüldüğü kadarıyla da kontrolsüz!

AKP raporunda ekonomi açılmadığı takdirde bundan Mustafa Akıncı’nın kazançlı çıkacağı yazıyor: “Aksi halde KKTC ekonomisi ciddi bir krizle karşı karşıya kalabilir. Böylesi bir kriz muhalefet tarafından Türkiye’nin desteklediği bir hükümetin başarısızlığı olarak yorumlanacaktır. Haliyle bu tablo Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yansıyacaktır.”

Kıbrıslılar Korona salgını boyunca Kızılay ve Evkaf ne yapıyor diye sordu. İşte cevabı: “AK Parti KKTC Temsilciliği ile KKTC Kızılay Derneği bu süreçte yakın bir işbirliği içerisindedir.”

AKP raporunun sonunda da “Maraş açılımı” var: “Kapalı Maraş’ta atıl duran bir hastane binası, poliklinikler ve üniversite binaları bulunmaktadır. Pandemi kapsamında buradaki binalar hızlı bir restorasyonun ardından sağlık hizmeti vermek üzere açılabilir. Hastanenin kapsamının sadece Türklere değil aynı zamanda Rumlara yönelik olduğu ilan edilerek diplomatik sahada Türkiye’nin eli güçlü kılınabilir.”

İçinde cumhurbaşkanlığı seçimi, Maraş yağması ve salgının KKTC’de etkisiz olduğu yazan bir “rapor”…

UBP-HP hükümetinin Ankara’dan “rica” ettiği hiçbir şey yok raporda. Tatar ve Özersay’ın yapabileceklerinin sınırları bu “rapor” kadardır.

Ankara’ya Hürriyet “haberi” üzerinden verilen diğer “rapor” ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelen yardımlara karşı Türkçü linç histerisini harekete geçirmek için yazıldı. Özeti “Kuzey Kıbrıs’ın Akıncı’nın Rumlardan istediği tıbbi malzemeye ihtiyacı yok”…

İhtiyaç olduğunu salgının ilk günlerinde Avrupa ve Türkiye’ye gönderdiği mektuplarla duyurdu Akıncı. Mektuba cevap yardım olarak sadece Avrupa’dan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nden geldi.

Bu süreç gösterdi ki herşey Korona’dan öncekinden beter olacak, AKP Kıbrıslılara karşı daha da saldırganlaşacak, çirkefleşecek.

Fazla tozpembe hayal görmeyin…

TC Elçisini devre dışı bırakarak AKP Temsilcisi rapor yazıyor “vali” edasıyla Ankara’ya!

(1 Mayıs 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

“Kıbrıs Türk halkı adına” konuşma hakkını kendinde göre AKP Temsilciliği Afrika’ya kara çelenk bırakırken…

About the author