Savaşlar, ekolojik felaketler ve ekonomik depresyon ortasında bir adadan sesleniyorum, ey insan!

Aziz Şah – Pazar günü elinize gazeteyi aldınız keyfinizi yapıyorsunuz belki…

Kahvenizi içtiniz, hatta fincanı da devirdiniz…

Üç vakte kadar olacakları okuyorsunuz fincandan…

Yol göründü, kısmet var ve para…

Üçüncü Büyük Depresyon’dan ve Üçüncü Dünya Savaşı’ndan bahsedeceğim halbûki size yine…

Yol göründüyse göç yolu görünmüştür…

Kısmet varsa savaş kısmeti var…

Para göründüyse falınızda finansal kriz, borç krizi, banka iflasları kapıda…

Falınız fallandı…

Pazar günü elinize gazeteyi aldınız, tam keyfinizi yapacaksınız…

Kendini bilmez bir belediye başkanı Caretta Carettaların çıktığı kumsalı iş makineleri ile dağıtmış, kalıplar çakılmış beton dökülecek…

Kumsala beton dökmek neyin aklıdır?

Hele ki Caretta Carettaların kumsalına beton dökmek!

Belediye başkanının odasının duvarında Recep Tayyip Erdoğan’ın resmini ve iki tane dev bayrak görünce anlıyorum neyin aklı olduğunu…

Ne “ekonomik kalkınmacılık” kalıbına sığar, ne “turizm ile birikim” modeli saçmalığına sığar bu! “Kalkınma” kapitalizmin masalıdır, sömürgeleri emperyalistlerin sömürmesi için uydurulmuş bir yalandır, “azgelişmiş ülke” tesellisidir “kalkınma”…

Nasıl bir akıldır insanlığın gündeminde küresel ısınma sonucunda sular altında kalacak kıyı şeritleri ve bu kıyılardan kaç milyon insanın göç edeceği meselesi varken otellerin, belediyelerin, kumarhanelerin kıyılara beton dökmesi ve denize bok akıtması; nasıl bir akıldır?

Küresel ısınma sonucunda buzulların erimesi denizlerin yükselmesine neden olacak. Yapılan farklı modellemelere ve hesaplamalara göre 3-4 derecelik bir sıcaklık artışı 2050 yılında denizlerin düzeyini 35 santime kadar yükseltecek. Deniz düzeyinin yükselmesi kıyı şeritlerinin değişmesine ve kıyı ülkelerinin toprak kaybına neden olacak. Birçok ada sular altında kalacak… ABD, Bangladeş, Maldiv adaları, Mozambik, Endonezya, Pakistan, Hollanda ve kuzey ülkelerinin bir kısmının ciddi toprak kayıpları yaşaması bekleniyor. Hatırlatmama gerek yok, toprakların sular altında kalması demek göç demektir. Kıyılara yakın temiz su kaynaklarının denizle birleşmesi büyük sorun yaratacak. Artan buharlaşma ile nehir ve göl kaynaklarında da ciddi bir azalma yaşanacak…  

İklim kuşaklarının kayması bekleniyor. Yağmur kuşağı daha kuzeye ve kuzeyin belli bölgelerine, çöl kuşağı da daha kuzeye ve daha güneye kayacak. Anadolu’nun ve Akdeniz’in bulunduğu kuşağın çölleşme olasılığı yüksek… Diğer bir etki gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı azalacak. Bunun sonucunda gece soğuklarından ölen böcek yumurtaları ölmeyecek, sıtma taşıyan sivrisinekler daha geniş bir yüzölçümünde hayatta kalacak. Her yıl fazladan bir milyon insanın sıtmadan ölmesi bekleniyor. Parazit hastalıklardan en çok zarar görecek ülkelerin başında Akdeniz ülkeleri gelecek. Şu anda 12 saniyede bir, 1 kişi sıtmadan ölmektedir…

Şiddetli kuraklık dönemlerinin ardından gelecek aşırı yağışların virüs mutasyonlarını ve salgınları artırması bekleniyor. Kuzey ülkelerinde seyrek rastlanan kimi hastalıklara daha sık rastlanacak. İklimlerle birlikte hastalıklar da yer değiştirecek ve çeşitlenecek…

Küresel ısınmanın etkisinin dünyanın her yerinde aynı biçimde olması beklenmiyor. Kuzey yarım kürede kimi bölgeler çok ısınıp kuraklık çekerken, kimi bölgeler ılıman bir iklim, kimi bölgeler de aşırı yağış ve taşkınlarla boğuşacak… Nisan yağmuru, yaz yağmuru, mayıs yağmuru, mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır gibi söz öbekleri edebiyat kitaplarında kalacak… Yağış dönemleri ve türleri değişecek. Buharlaşma artacak, dünya üzerine düşen yağış miktarı da artacak ama yağışların dağılımı eşitsiz olacak. Güney Avrupa-Akdeniz ülkeleri, İran, Hindistan, kısmen Orta Avrupa, Orta Amerika ve Meksika, Kuzeydoğu Brezilya ve Güney Afrika’nın en kötü etkilenen bölgeler olması bekleniyor… Tarım alanında ise sıcaklarla birlikte zirai hastalıkların ve sonucunda tarım ilacı kullanımının artması bekleniyor…

Buzul örtüsünün kalkması ile birlikte Antartika ve Kuzey Kutbu, Grönland ve Kanada ile Kuzey Kutbu’na yakın bazı ülkelerde yeni zengin maden kaynaklarına ulaşılması bekleniyor. Yeni “Ortadoğu” kuzeyde olacak, yeni Usame Bin Ladin de Eskimolardan olacak…

Kuzey Kutbunda USS Honolulu denizaltısı ve kutup ayıları…

Kaldı ki adını Antik Yunanca’da “ayı”dan alan Arktik bölgesinde Çin-ABD ve Rusya-ABD arasındaki mücadele çoktan başladı…

Kuzey Kutbu’ndaki buzullar eridiği için yeni deniz yolları ortaya çıktı. Dünya biraz daha küçüldü. Bu kestirme yollar 2018’de kullanılmaya başlandı.

Kuzey Kutbu’ndaki metan gazı salınımıyla birlikte küresel ısınmanın üzerine benzin dökülmesi bekleniyor. Genel olarak önümüzdeki dönemde yangınlar, taşkınlar ve sıcak dalgalarında patlamalar olacak… Özel olarak metan gazının önü alınamaz yangınlara neden olması bekleniyor. Yeni iklim koşullarına ayak uyduramayan hayvan ve bitki türleri ortadan kalkacak… Göç etmesi beklenen 1,5 milyar insanla birlikte hayvanların göçü de sözkonusu. Dağlar ısınmaya başlayınca da endemik diye bilinen türler ortadan kalkacak…

İklim kuşaklarının değişmesinden memnun olacak ülkeler de var. Sel, kuraklık, fırtına, kasırga yaşayan ülkelerin bir kısmı bunlardan kurtulacak. Bu sorunlar başka ülkelerin başına bela olacak… Soğuktan ve ısınma giderlerinden yakınan ülkeler ılıman tarım ülkelerine dönüşebilir.   

Küresel ısınmanın okyanuslara olası etkisi ve bunun karalar üzerindeki sonuçları meselesine de hiç girmeyim. Akdenizliler olarak sivrisineklerin hayatımızdaki artışını yaşayarak deneyimlediğinizi tahmin ediyorum, varın okyanuslardaki değişimin sonuçlarını siz düşünün…

Sular altında kalan kıyılar ve kayan iklim kuşaklarının yanısıra kutupların ısınması ve buzulların erimesi ile bu bölgede tarım yapılabilir arazilerin oluşması bekleniyor. Kıbrıs’ta işgalci asalak tür tarafından Caretta Carettaların kumsallarına beton döküldüğü sırada Antartika’da bilim insanları “Yeni bir ekosistemin başlangıcı”nı ilan ettiler. Buzun üzerinde uzaydan dahi görünen “algler” tespit edildi; bu “yeşillenme” hakkında Cambridge Üniversitesi’nden Matt Davey, Guardian’a yaptığı açıklamada alglerin mantar sporları ve bakterilerle yakın bir bağı olduğunu söyledi; “Bu bir topluluk. Bu potansiyel olarak yeni yaşam alanları oluşturabilir. Bir yerde, bu yeni bir ekosistemin başlangıcı olabilir”…

Yapılan araştırma ve modellemelere göre dünya 1 derece ısındığında küresel tahıl üretimi azalacak açlık artacak. 2 derecede denizlerde planktonların %90’ı zarar görecek. 3 derece ısındığında Amazon ormanları kuruyacak. 4 derece ısındığında Kutsal Ganj nehri kuruyacak. 5 derecede New York sular altında kalacak. 6 derece ısındığında denizlerdeki canlı çeşitliliği hemen hemen sıfırlanmış olacak. Antartika’nın buzulları tamamen erirse denizlerin seviyesi 50 metre yükselmiş olacak…

Sayfalarca rapordan, kitaptan, kaynaktan ancak bu kadar özetleyebiliyorum. Hiç kimse başka bir ülke bulurum, kaçarım diyemez. Yoktur öyle bir ülke. Mesele küreseldir…

Ekonomik kriz olur, “bu ülkeden bir halt olmaz”cılar başlar; “muasır medeniyetler”e göç edelim derler, halbuki ekonomik krizin merkez üssü “muasır medeniyetler”…

Faşizm gelir, askeri diktatörlük kurulur, dini fundamentalizm alır yürür, başlarlar, “bu ülkeden bir halt olmaz”… Bütün dünyada faşizmin ve gericiliğin envai çeşidinin yükselişte olduğunu görmezler…

Ekolojik kriz olur, “bu ülkeden bir halt olmaz”cılar başlar, “çevreye çöp atmamayı öğrenemedi daha cahil halkımız” diye. Halbûki sokağa çöp atmayan çiçek gibi mahalleleri olan “muasır medeniyetler” okyanuslara 100 milyonlarca ton zehirli kimyasallar dökmeseydi bugün bu halde olmazdı küre…

Ekonomik krizlerden de faşizmden de ekolojik felaketlerden de kaçamazsınız, yüzleşeceksiniz…  

Dünyada bilim insanları bu meselelerle uğraşırken ucubeler Kıbrıs’ta kumsala beton dökmekle meşgul… Hangi turist betonda güneşlenir ki? Neyin aklıyla hâlâ beton döküyorsunuz kumsala?

Turist Caretta Caretta’ya gelir, sizin yobaz betonunuza gelmez…

Turist kumsalın ferahını ister, atsın havlusunu yatsın üstüne, mayosuna kum kaçsın ister…

Siz daha turisti anlamamışsınız, bense durmuş Üçüncü Büyük Depresyon’dan, Üçüncü Dünya Savaşı’ndan, üç vakte kadar görünen devrim ve karşı devrim yolundan bahsediyorum…

Ekonomik buhrandan, ekolojik buhrandan, doğanın diyalektiğinden ve evrim meselesinden bahsediyorum…

Baylar!

“Beton millet Sakarya” diyorsunuz siz…

Biz de “Çatla beton!” diyoruz…

1873, 1929 ve 2008…

Üç büyük depresyon gördü insanlık…

Üç defa “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” devri yaşandı…

Bugün size sıkıcı bir ekonomi yazısı yazacaktım ama aklım ekolojiye gidince yazının ekseni kaydı.

1873, 1929 ve 2008…

Üç uzun dalganın üç dip noktası…

Dibin dibi vardır her zaman. 1873’ün dibi 1914’te Avusturya-Macaristan Prensi’nin vurulmasıydı…

1929’un dibi Hitler’in Polonya’yı işgali idi…

2008’in dibine daha var…

2008’in önceki depresyonlardan bir farkı var. Ekonomik krize bir de ekolojik kriz eşlik ediyor…

1873’ün sonucunda Altın Para Sistemi’ne geçildi…

1929’un sonucu olarak 1945’te Bretton Woods Sabit Döviz Kuru Sistemine geçildi. Ta ki Vietnam ve 1973 Arap-İsrail savaşlarına kadar! Sonrası, dalgalanırdı bütün okyanuslar ve denizler bakıp Dolar’ın bayrağına…

1990-2008 arası İkinci Bretton Woods, ABD-Çin dengesinde Çin ABD’nin dış açıklarını finanse etti.

2008’de Üçüncü Büyük Depresyon başladı. 2018’de ABD Çin’e ticaret savaşı ilan etti…

Her depresyon yeni bir uluslararası para sistemi yarattı…

ABD-Çin arasında Kuzey Kutup Dairesi’nde Arktik ve kapital hakimiyeti üzerine bir mücadele var. İlk iki depresyona ekolojik kriz eşlik etmiyordu. Bu defa kapitalizmin sonucu olan ekolojik yıkımın ortasındayız. Küre tarihte kendi ekolojisi içerisinde çok felaket yaşadı. Bu defaki çok farklı: Kürenin doğa yasalarının değil, insanın neden olduğu çevre kirliliği ve küresel ısınmadan kaynaklıdır felaketler.  

Müzik derslerinde ritim tutarken “1, 2, 3, hop” der öğretmen. Ekonomizm saplantısındaki akıl da ekonomik krizleri “1, 2, 3, hop” diye açıklar. Ama böyle mekanik bir ritim yoktur…

Kapitalizmin hareket yasalarını altüst etmediğimiz sürece doğanın yasaları altüst olacak. 1, 2, 3 diye krizden “hop” diye çıkarız dedikleri yerde herşey bok olacak…

Depresyonun bir ucu faşizm ve ekolojik kırımdır. Dünyada iki elin parmakları kadar faşist, yarı-faşist, proto-faşist, askeri, yarı-askeri, demokratik maskeli rejim var…

Brezilya’da Bolsonaro Amazonları yakıyor…

ABD’de Trump Arktik’ten petrol çıkarmakta kararlı…

Yeni para düzeni kurulur, yeni bir dünya yoktur…

(24 Mayıs 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

Amazonlar…

About the author