Bütün Kıbrıslı Türkler güneyin emekçisi olacak!

Aziz Şah – Bilcümle üretim kollarının pazuları “kapıları açın işimize gidelim” diyor. Güneyin Emekçileri çalışmak istiyor!

Alışkın değiller çalışkan ve çalışmak isteyen insan görmeye; kendileri asalak, etrafları asalaklarla çevrili…

Güneyin Emekçilerinin sadece kapıların açılması için mi eylem yaptığını sanırsınız?

45 günde pandemi hastanesi bitecek dediler. 45 günde temeli bile atılmadı…

Güneyin Emekçileri PCR testi yaptırmak istiyor. Test yok! “Şu kadar test yaptık hepsi negatif” masalını ortaya seriyorlar…

Kıbrıs Cumhuriyeti size en başında söyledi: “Testlerinizi isterseniz biz yaparız”. Testiniz yoksa Cumhuriyet’ten rica edin, ey Devletlûlar!

“Dünya bize haksız ambargolar uyguluyor, Dünya Sağlık Örgütü Kıbrıslı Türkleri yok sayıyor” diye demagoji yapmasını bilirsiniz! Güney iki toplumlu komiteye epidemiyolojik verileri sundu. Kuzey ortaya rapor mapor koyamıyor…

İki Toplumlu Sağlık Komitesine sunacak raporları bile yok ama Dünya Sağlık Örgütü’ne üye olacaklarmış…

Güneyin Emekçilerinin baskısı ortaya seriyor işte bu gerçekleri; ortada ne test var ne rapor! Ne hazırlık ne niyet!

Mesele sadece kapı açmak değil, kapıyı açacak yetiye sahip olmak. Ankara’ya karşı irade sahibi olmak, epidemiyolojik rapor yazacak yetiye sahip olmak…

Ne diyor eylemciler duydun mu Kudret?

-Güneyde ELAM, kuzeyde Özersay!

Bu yüzden mi korktun kapının önüne çıkmaya? Bu yüzden mi pencereden bakıp durdun?

Amma korktunuz ha! Güneyin Emekçilerinin sayıları az olabilir ama sizin korkunuz büyük…

Bugüne kadar hep para dilenmeye geldiler; Güneyin Emekçileri ise çalışmak istiyoruz diye geliyor kapınıza…

Bütün ezberiniz altüst oldu, ne diyeceğinizi bilemiyorsunuz…

Bu yüzden önden CTP vekillerini gönderdiniz Güneyin Emekçilerinin öfkesini bastırmaya!

Aile babası emekçiye anası babası emekli maaşından harçlık veriyor. Bunun ne demek olduğunu bilir misiniz?

Hepimiz aynı gemideyiz, diyor Tufan Erhürman 2 aydır kuru makarna yiyen işçiye!

Rejim önden CTP’yi ve TDP’yi gönderdi Güneyin Emekçilerinin gazını almaya; CTP’nin görevi tarih boyunca emekçiye barikat olmak!

Leymosun’da çalışan işçinin karşısına “Ankara ikinci vatanımdır” diyen Tufan Erhürman geçti. Rejimin emniyet subabı CTP…

CTP’den sonra TDP ve DP geldi. Ali Pilli camdan baktı…

“Ela re, ela” diyen bir kitle var orada…

22 Ocak’taki gibi “Tekbirrrrr, Allahuekber”, “Re-cep Tay-yip Er-do-ğan”, “Bize Doğuş Derya’yı verin” (Ne yapacaklarsa?!?) diye slogan atmıyor Güneyin Emekçileri. 22 Ocak’çılar gibi dama çıkıp fetih bayrağı sallamadılar…

“Ela re, ela” diyorlardı…  

22 Ocak’taki linç güruhunu kucakladınız…

Size insan gibi “Ela re, ela” dediler, gelmeye korktunuz!

Tatar önce bir el salladı, sırıttı. O sırıttıkça işçiler öfkelendi! Yuhalama seslerini duyunca hemen geri döndü…

Sonra Tufan Erhürman’ı kalkan olarak aldı yanına. Yürüdü düşmanın üstüne… Yuhalama seslerine çok tahammül edemedi Tatar. Sinirlendi, işçilere “Siyaset yapmayın” dedi siyasetçi Tatar!

Tatar imzaladığı son protokol ile kendi yetkilerini TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı’na devretti. 1974’ten bugüne uygulanan siyasi, ekonomik ve kültürel soykırımla Kıbrıslı Türklerin ne bir yaşam alanı kaldı ne de üretim aracı. Ankara Kıbrıslı Türkleri yok etmekte kararlı…

Her Kıbrıslı Türk potansiyel olarak Güneyin Emekçisidir.

Üretim ve sosyal sigorta sistemi çöktü. Ekmek ve (sosyal) adalet olmadan hayat devam eder mi sanırsınız?

(5 Haziran 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author