Her protokol bir esaret belgesidir

Aziz Şah – Savaşlardan sonra imzalanan utanç belgeleri vardır…

Yenenlerin yenilenlerin kanını kılıçlarından sildikleri paçavralardır bu belgeler…

En ünlüsü Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’ya dayatılan Versay Anlaşması’dır.

Savaş sonucu imzalanan bu tip anlaşmaların tek bir amacı vardır. Yenilen ulusun gururunu ayaklar altına almak, bağımlı bir eroinmana dönüştürmek!

Alman ulusunun gururunun ayaklar altına alınması karşılığında Naziler dünyayı yaktı…

Bizim coğrafyada savaş sonucu imzalanan anlaşmalar arasında sonucu itibarıyla en önemlisi Düyun-u Umumiye’dir…

Osmanlı’yı Rusya’nın üstüne sürerek 1853-56 Kırım savaşına neden olan İngiltere, Fransa ve İtalya savaş için kışkırttıkları Osmanlı’ya bir de borç verdiler.

Osmanlı’nın borcunu bahane eden müttefikleri Abdülhamid’in başına kayyum atadı!

TC’nin Kıbrıslı Türklerin başına atadığı heyetler gibiydi Düyun-u Umumiye…

TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü, TC Teknik Heyeti ve TC Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi toplumumuzun başına çökmüş bir Düyun-u Umumiye’dir…

Savaşlardan sonra imzalanan utanç belgeleri savaşı kazananın esirine imzalattığı esaret belgesidir…

1974’ten sonra TC’nin Kıbrıslı Türklere hemen hemen her sene imzalattığı bu protokoller esaret belgesinden başka bir mana taşımaz…

Tam anlamıyla bir Düyun-u Umumiye rejiminde yaşıyoruz 46 senedir…

İşbirlikçilerin, yalakaların, aşağılıkların imzaladığı her protokol savaş sonucu imzalanan esaret belgeleridir…

Osmanlı daha 1854’te ilk kez emperyalistlere borçlanırken tefecilerine verdiği taahhüt şuydu: Para sadece ve sadece savaş harcamaları için kullanılacak! Böylece Osmanlı’ya borç verenler silah tüccarı olarak çıktı karşısına…

Bizde de para sadece Ankara’nın uygun gördüğü projelerde harcanıyor!

Osmanlı ilk kez Kırım Savaşı sırasında borçlanır,  Düyun-u Umumiye de 1877-78 Osmanlı-Rus savaşından sonra kurulur. İngiliz ve Fransız emperyalizmi Osmanlı’yı Rusların üstüne sürerek mali boyunduruk altına aldı, sonra da Saltanat’a komisyon atadı…

Bugün Kıbrıslı Türklerin başına atanan “komisyon”ların aynısı!

Bir banker olan Vincent Caillard Düyun-u Umumiye’nin fikir babasıydı. İngiliz devlet adamlarından Chamberlain’ın siyasi yardımcısı ve Vickers silah şirketinin mali danışmanıydı…

Zamanında Osmanlı’ya kurulan tezgâhı, Osmanlı’nın çocukları Kıbrıslı Türklere kurdu…

Tek bir örnek vereceğim size Osmanlı’nın başına atanan komisyon ile TC’nin Kıbrıslı Türklerin başına atadığı komisyonun aynı kafanın ürünü olduğunu gösteren:

Düyun-u Umumiye Osmanlı’nın tütün tekelini elinden aldı, Fransız-Alman-Avusturya bankalarına verdi…

İmzalanan protokoller ile Ankara sudan elektriğe kadar üstümüzde tekel kurmadı mı?

İmzalanan protokollerin esaret belgesi olduğu anlaşıldı mı?

Son örnek; Düyun-u Umumiye devrinde Osmanlı merkez bankası olarak bilinen Banque Ottoman bir Fransız bankasıydı. Aynı KKTC Merkez Bankası’nın bir Türkiye bankası olduğu gibi!

Bu kadar tesadüf de olmaz…

Osmanlı Merkez Bankası müdürü Paris’ten atanırdı, bizim müdür de Ankara’dan atanır…

Başka sözüm yok, sayın yargıç!

Emperyalistler Osmanlı’nın maliyesine çökmek için Kırım savaşı için alınan borçları bahane gösterdi…

Düyun-u Umumiye ile Batılılar Osmanlı’nın kasasının anahtarını eline aldı…

Peki, Kırım savaşı için verdikleri borçları tahsil edebildiler mi?

-Hayır!

Amaçları zaten borcu tahsil etmek değil, borcu bahane ederek bütün Osmanlı’nın maliyesine çökmekti…

Peki, Osmanlı’nın aldığı borçları kim ödedi?

İngiliz’den alınan borçları Kıbrıslılar ve Mısır halkı ödedi. Bu vaka İngiltere tarihine “haraç meselesi” olarak geçti…

Sizi gidi nankör beslemeler, üstüne Osmanlı’nın borcunu da ödediniz…

(15 Haziran 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author