2 Temmuz bugündür, her yer Madımak’tır!

Aziz Şah – Hiçbir katliam tarihten soyutlanarak anlaşılamaz. Hiçbir katliamda tek başına kendiliğinden hareket eden bir güruh yoktur, bilinçli eylem vardır…

Bugün 2 Temmuz, sırf laf olsun diye de değil, gerçekten her yer Madımak’tır…

33’ü Sivas’ta Madımak otelinde şenliğe katılmaya gelmiş aydın, 2’si otel emekçisi 35 insan yakılarak öldürüldüğünde 2 Temmuz 1993 günü, çocuktum, hatırlamam!

2 Mayıs 2014 Odessa Sendikaevi katliamı sırasında 48 devrimci yakılarak öldürüldüğünde, yetişkindim, hatırlarım!

2 Temmuz 1993 Madımak katliamı bir devlet operasyonuydu.

2 Mayıs 2014 Odessa katliamı bir AB-ABD-Ukrayna devleti operasyonuydu.

2 Temmuz 1993 Sivas katliamı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den, başbakan Çiller’e (İktidar ortağı sosyal demokrat SHP), katliama müdahale etmeyen polisten alay komutanlığına göz yumulan bir katliamdır. Kafası kızan İslamcıların kendiliğinden yaptığı bir katliam değil…

2 Mayıs 2014 Odessa katliamı da AB-ABD destekli grupların (İçlerinde FEMEN örgütü de var) Amerikan düşünce kuruluşlarından Alman vakıflarına kadar Batı tarafından finanse edilen Ukrayna’nın tarihsel milliyetçi-liberal-faşist çeşitli partileri öncülüğünde gerçekleşmiş bir katliamdır.

1993’te Türkiye’de katliam sırasında iktidarda Batıcı-laik bir hükümet vardı; ordu “Kemalist” idi…

2014’te Ukrayna’da NATO-AB destekli cunta hükümeti vardı…     

Madımak’ta ve Odessa’da yaşananlar Birinci Afganistan Savaşı sırasında temelleri atılan Yeni Dünya Düzeni’nin olağan sonucudur…

Ülkücü faşist hareketin önemli isimlerinden Nevzat Köseoğlu en büyük başarılarının “Türkiye’nin Afganistan olmasını engellemek” olduğunu söyler. Burada “Afganistan olmak”tan kastettiği sosyalist bir devrim neticesinde iktidara Sovyetçi bir hükümetin gelmesi…

Bu benzetmeden anlaşılacağı üzere ülkücü hareket kendisini Sovyetlere karşı Afganistan’da savaşan cihatçıların Türkiye şubesi olarak görüyor…

Bütün film zaten Afganistan’da koptu!

El Kaide’den Madımak’a, Madımak’tan IŞİD’e…

“Komünizme karşı savaş” diye başladı “Kafire karşı cihat”a döndü…

ABD’nin Afganistan’da başlattığı “Yeşil Kuşak Projesi” Türkiye’de “Türk-İslam sentezi” olarak Cumhuriyet projesine dönüştü…

Hiçbir katliam tarihten soyutlanamaz, dedik. Ülkücülerin ve devletin organize ettiği birbirini izleyen Maraş (1978), Çorum (1980) ve Sivas(1993) katliamları Türkiye tarihinde işçi sınıfı hareketinin yükselişe geçtiği dönemlere denk düşer. Çok ilginçtir, 1989’da Sovyetler Birliği dağılırken Türkiye’de işçi sınıfı uyanıyordu. 1990’da kamu emekçileri hareketi ile KESK doğdu… 1989 Bahar Eylemleri ve 1990-91’de Türkiye tarihinin gördüğü en büyük işçi mücadelelerinden biri olan Zonguldak grevi ile Büyük Madenci Yürüyüşü gerçekleşti. O günlerde Kürt mücadelesi de kitlesel bir harekete dönüştü. Kürt köylerinin yakıldığı günlerden bahsediyoruz… Türkiye işçi sınıfı bir yandan, Kürt halkı diğer yandan yürüyordu. İşte tam devletin ihtiyaç duyduğu anda geldi Sivas katliamı…

Türkiye işçi sınıfı 1980 darbesinin ölü toprağını 1989-93 arası üzerinden attı, ta ki Sivas katliamına kadar!

Günümüzde liberal kimlik siyasetlerine gömülenler mezhepçiliği, ırkçılığı, şovenizmi kelimelerin ve sembollerin altında arayadursun, egemenlerin sınıf mücadelesini bölüp parçalamak için kullandığı araçlardır şovenizm, mezhepçilik, ırkçılık; Sivas bunun en önemli örneğidir…

Madımak bugün, Birinci Afganistan Savaşı’ndan günümüze mezhepçilikten tekfirciliğe dönüşen Siyasal İslamcılığın olduğu her yerdedir…

Madımak, Odessa Sendikaevi katliamından beridir liberal düşünce kuruluşlarının faşistleri finanse ettiği her yerdedir…

Madımak, Trump’ın seçilmesinden bu yana, beyaz üstün ırkçıların paramiliterleşen örgütlenmesinin ayak bastığı her yerdedir…

Madımak bugün bütün dünyadır; Afganistan’dan Ukrayna’ya, Afrika’dan Amerika’ya…

(2 Temmuz 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlandı)

About the author