Geldı̇ler, kan döktüler, aldılar, böldüler, kaldılar

Şener Levent – Kudurukluğun alasını gördük…

Ve dönüp etrafımıza baktık…

Kıbrıs’tayız…

Barikatlarla ayrılan kuzey yarısında…

Güneş tepemizde sımsıcak…

Ama sağanak yağmur yağıyor…

Bir küfür, hakaret ve sağanak yağmuru…

Kudurdular!

Tam bir kudurukluk!

Bir 20 Temmuz manşetimiz yetti bu kudurukluğa…

Altı kelimelik bir gazete manşeti…

Türkçe ve Rumca…

“Geldiler
Kan döktüler
Aldılar
Böldüler
Kaldılar”…

İşte hepsi bu…

Sorarım şimdi size baylar…

Kudurtan ne sizi?

Geldiler dedik…

Gelmediler mi?

Kan döktüler dedik…

Kan dökmediler mi?

Aldılar dedik…

Almadılar mı?

Böldüler dedik…

Bölmediler mi?

Kaldılar dedik…

Kalmadılar mı?

O halde ne?

Neden gücünüze gitti?

Ne Rum tohumluğumuz kaldı gene…

Ne Rum piçliğimiz…

Ne anamız avradımız…

Ne satılmışlığımız…

Ne de hainliğimiz…

Birisi “eskiden bu hainleri vururlardı, şimdi neden vurmuyorlar?” diye soracak kadar kendinden geçti…

“Eceli gelen köpek” diyor başka birisi…

Kanımıza susamışlar…

İşaret bekliyorlar herhalde yine Ankara’dan Reis’ten…

Çıkıp kükresin…

“Alçaklar nankörler” desin…

“Haddini bildirin” desin…

“Kafasını ezin”…

***

Ne kızıyorsun bayım…

“Kan döktük aldık” diye övünen sen değil misin yıllardır?

“Zaferi kanla yazdık” diyen…

“Kanla aldık, masada vermeyiz” diyen sen değil misin?

Bütün faşistler inlerinden fırlamış gene…

Bütün faşistler şükrancı…

Ve kurtarılma coşkusunda…

Gelmişler ve kurtarmışlar bizi Rumun kılıcından…

İşgal etmemiş, işgal değilmiş bu!

Kurtarmaymış!

Bilmezler ki kurtarılmak işgalden beter!

İşgalciye karşı savaşır ölürsün de, kurtarıcıya karşı nasıl savaşacaksın?

Bu şerefi bile çok gördüler sana…

Kurtarıcının esiri oldun!

***

Bütün faşistler deliklerinden fırlamış da geriye kalanlar ne yapıyor?

Bu küfür yağmurunda…

Bu şükran yalakalığında…

Göremiyorum onları…

En azından gazetemizin manşetine katıldıklarını yazsalar ya…

O da yok…

Birkaç cesur yürekten başka kimse yok!

Zaten 20 Temmuz geldi mi herkes susar barış cephesinde…

Akan sular durur…

Sessizlik!

Hamasetçi cephe kalır sahnede yalnız…

Şükran bildirisi yayınlamayan yok!

Sen de bir şeyler söylesene barışçı kardeş…

20 Temmuz gibi bir günde senin söyleyecek hiçbir sözün yok mu?

Neden susuyorsun ki?

Meydanı neden hamasetçiye bırakırsın…

Toplar atılıyor bak…

Törenler maskeli…

F-16 bile uçmuş başımızın üstünden…

Herkes “kurtarıldık, yoksa Rum bizi kesecekti” diyor…

Sen de birşey söyle hiç olmazsa…

15 Temmuz’da faşist darbe için söylersin de, 20 Temmuz’da hiçbir şey söyleyemez misin?

***

Doğrusu dünkü hezeyanları ve hiç sönmeyen Temmuz aşkını gördükten sonra barış ve çözüm umudumu büsbütün kaybettim…

Bu adada kolay kolay çözüm ve barış olamaz…

Sağcımız solcumuz Türkiyeci…

Türkiye tarafından idare edilmekten memnun…

20 Temmuz’a toz kondurmuyorlar…

1980’li yıllardan beri çok şey değişti burada…

Herşey daha kötüye gitti ve o günleri bile arar olduk…

Bundan sonra daha da kötüye gidecek…

Burası zaten Türkiye’nin bir parçası oldu…

Olmayan bir tarafı kaldıysa o da olacak…

Siyasi partilerimiz ona hizmet için yarışıyor…

Sendika ve örgütlerimizden ise buradaki yönetime karşı ses çıkıyor, ama ona karşı çıkmıyor…

***

Bize ana avrat küfredenlere gelince…

Küfür küfredeni boğar…

Küfredileni değil…

Biz topu topuna altı sözcük ile 20 Temmuz 1974’ü özetledik…

Bir daha yazayım:

Geldiler
Kan döktüler
Aldılar
Böldüler
Ve kaldılar!

***

Kurtarıldık mı?

Hassiktir!

(21 Temmuz 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author