Yeni Kıbrıs sorununa hoşgeldiniz!

Aziz Şah – Kıbrıs Cumhuriyeti 2003 ila 2010 yılları arası çatır çatır diplomasi yaparak bölge ülkeleri ile bircik bircik anlaşmalar imzaladı…

Türkiye ne yaptı?

-Bu anlaşmaları tanımıyoruz, dedi…

Hatta Rum liderliğinin yaptığı anlaşmaları “kınarken” Türkiye hep ortadan kaldırdığı Garanti Anlaşması’na atıfta bulundu. Anlaşma ihlal ediliyor dedi…

“Rum liderliği anlaşmalar imzalarken Türkiye göğe mi bakıyordu?” diye yazdık biz bu gazetede.

Bu gazetede bunu söyleyebilirsiniz, Türkiye ekranlarında tanık olunca bu ifadeye şaşırdım…

İzlemeye çalışıyorum Türkiye kanallarındaki Doğu Akdeniz ve Ege tartışmalarını…

“Mavi Vatan” söyleminin Türk’ün Türk’e propagandasından başka hiçbir anlam ifade etmediğini söylemeye cesaret edenler var hâlâ…

Şu soruyu birkaç kezdir duyuyorum ekranda:

-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bölgede anlaşmalar imzalarken Türkiye ne yapıyordu?

Türkiye’deki en aklı başında analistin bile aklını alan bir meseledir Kıbrıs…

Bütün cümleleriniz doğru, bütün analizleriniz haklı, hukuki zemininiz sağlam olabilir… Ta ki Kıbrıs Cumhuriyeti’ne “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi” diyesiniz!

Orada sıçar sıvarsınız…

Yaptığınız bütün doğru tespitler çöpe gider iki ayrı Türk-Rum Münhasır Ekonomik Bölgesi’nden bahsettiğiniz zaman…

2003’te de Serdar Denktaş çomak soktu bu meseleye…

Kendi ifadesiyle şöyle dedi:

“2003 yılında gündeme getirdiğim Kıbrıs Adası etrafındaki hidrokarbon için Güney anlaşmalar yapıyor, Türkiye bunun önüne geçmeli her türlü siyasi hukuki ve diplomatik girişimi yapmalı demiştim… Dönemin Türkiye Enerji Bakanı beni yalanlamış yerel basınımızda beni hayalperest olarak itham etmişti”…

-“Ben bu konuyu dile getirdiğimde ikaz edilerek susturuldum. O dönemde var olan bir gerçek neden sümen altı edildi irdelememiz ve neden-sonuç ilişkilerini ortaya çıkarmamız lazım… Atı alan Üsküdar’ı geçmiş… Her şeyi neden geriden takip ediyoruz? Atılması gereken adımları neden zamanında atmayıp sonradan olayı laf ebeliğine boğuyoruz? Artık bunları irdelememiz lazım…”

Serdar Denktaş bunları söylemeye cesaret edebilir. Çünkü soyadı, sığınağı, zırhı Denktaş’tır.

Bugün Kıbrıs’ta damgalı muhalifler hariç Türkçe olarak kimse tek bir cümle kuramıyor bu konularda…

Bu memlekette federalistler “Rumcu” diye suçlanmaktan korktukları için, “KKTC’nin bağımsızlık bildirgesinde çözüm olarak federasyon yazar” ve “Ama federasyon bir Türk tezidir” diye tekrarlayıp dururlar…

Yani Türk’ten Türk’e federasyon propagandası yaparlar…

Unuttukları ise, 2018’de Mevlüt Çavuşoğlu Silihtar’da bütün siyasi partileri bir yuvarlak masanın etrafına topladı. Elini masaya vura vura “Federasyon defteri kapandı” dedi…

Ekranda “Mavi Vatan Türk’ün Türk’e propagandasıdır, başka bir anlamı da yoktur” diyen enerji uzmanı Türkiye büyük bir hata yaptı diyor…

Türkiye’nin hatası şuymuş: Rumlar ile birlikte Türk Kıbrıslıların hakkı olan parseller ve Türkiye’nin kendi hakkı olan parseller aynı renkle “Mavi Vatan” diye sunuldu dünyaya…

Bunu söylüyor bir Türk Türkiye ekranında…

Bu aslında hata değil; Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’ini işgalidir…

Bunu söyleyebilecek bir federalist var mı, Türkiye korkusuyla değil kendi aklıyla düşünebilen?

Mavi Vatan Türk’ün Türk’e propagandasıdır, uluslararası hukukta karşılığı yoktur diyebilir misiniz?

Kıbrıs sorununun zemini kaydı: Eskiden hangi topraklar verilecek hangileri elde kalacak diye harita değiş tokuş ederlerdi; sahi ne oldu Cenevre’de kasada kilitli harita?

Yeni Kıbrıs Sorununa hoşgeldiniz!

(19 Ağustos 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author