Katırları da vururlar!

Aziz Şah – Memleket talan olurken avucunu ovuşturanlara bakıyorum…
Memleketi talan eden sağcılardır, avucunu ovuşturan solcular…
Memleketi yağmalayan sağcılardır, “yağmadan bana ne kemik düşer” diyen solcular…
Memleketin haline bakarken “katırcılar” düştü bilincime…
Evet, bu memlekette düzenin solcuları “katırcı”dır…
Ateş bir iştir…
Yangın bir işyeri…
Kıvılcımlar işçisi…
Katırlar maliyecisi…
Bu memlekette kundakçı bitmez…
Bu memlekette saman alevi de bitmez…
Bu memlekette yangın bitmez…
Bu memleket bir yangın yeri…
Bu memlekette katır bitmez…
Bu memlekette kahır bitmez…
Bu memlekette katırcı bitmez…
Beşparmaklar’daki büyük yangından sonra Türkiye’den katırcılar gelmişti odunları toplamaya. Onları anımsadım birden…
Akdeniz bir muharebe meydanı, dünya ekonomisi mengenede, Ortadoğu savaş bataklığı, “Kıbrıs Türk solu” denilen işbirlikçiler sürüsü avuçlarını ovuşturuyor bu felaket sahnesi karşısında…
-Bize ne kemik çıkar?
Pardon, pardon…
Kemik değil, odun!
Ne zaman bir yangın çıksa “katırcılar” gelir aklıma…
“Katırcılık”, yangından artakalanları toplama mesleğidir…
Bu memlekette yangından sonra odun toplayan katırcı bitmez…
Bu memlekette yangın da katır da yangından kâr eden de bitmez…
Yangından artakalanı toplamak için memleketi yakacak kadar gözü dönmüşler vardır çünkü…
1878’de İngiliz adaya çıktığında önden sürdü sırtında şilin çuvallarıyla katırları…
-İsyan çıkmasın diye…
İkinci Dünya Savaşı’nda İngiliz sürdü cepheye katırları, yanlarına kattı Kıbrıslıları…
“Katırcılar” dediler cepheye giden Kıbrıslıya…
Kıbrıslı katır sırtında erzak ve cephane taşırdı.
Kıbrıslının adı “katırcı” oldu…
Silahı yoktu…
Çarpışmazdı…
Katır çobanlığı yapardı…
Silah kullanmayı Kıbrıslıya o vakitler bilerek mi öğretmediler?
Katırcılık yerine özgürlüğün peşinde koşar diye mi?
-İsyan çıkmasın diye…
Sizi gidi katırcılar sizi, memleket bir yangın yeri…
O kadar çok katırcı var ki yangından artakalan odunlardan kazanacaklarını düşünen…
Memleket yanarken satacağı odunları düşünenlerin yurdudur burası…
Yurdunu odun kömürü için yakmış ve daha da yakmayı göze almış katırcıların düzeni…
Korsanların gemisiyle gelen fareler gibisiniz…
Fare nüfusu çoğalınca fareleri yesin diye kedi getirdi korsanlar…
Fare kediye dönüştü!
Sonra kedilere yiyecek fare kalmayınca kedi ne bulursa onu yedi, vahşileşti…
İşte o vahşi kediler gibisiniz…
Sonunda korsanlar kedilerle baş edemeyince kedileri öldürmesi için keskin nişancılar geldi…
Korsanların zapt ettiği adaların hikâyesi böyledir…
Gemi ile fare gelir…
Fareyi yesin diye kedi getirilir…
Kedileri vursun diye avcı gelir…
Ama katırlar vazgeçilmez değildir…
Katırları da vururlar!

(24 Ağustos 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author