Faşizmin tabiplerle bir derdi var

Aziz Şah – Faşist Erhan Arıklı Kıbrıslı tabiplere “Irkçılığınıza Hitler bile şapka çıkartırdı” dedi…

Akabinde faşist Devlet Bahçeli Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması için kampanya başlattı…

Faşizmin tabiplerle ciddi ciddi derdi var…

Erhan Arıklı ile Devlet Bahçeli aynı sülaleden gelir…

Önce Türkçü faşist, sonra Türk-İslam sentezi ülkücülüğü…

Kızıl Elma’cı Türk birliği ideolojisi…

Bu ideoloji ABD’nin yarattığı siyasal İslam’la da harmanlanarak bugün coğrafyamızda yaşanan cehennem ortaya çıktı…

“Yeni Osmanlıcılık” dedikleri Kızıl Elmacı faşizmin amcaoğludur sadece…

Bu bir savaş ideolojisidir. Savaşmadan duramaz…

“Dış düşman” ile savaşamazsa, “iç düşman”la savaşır. Tabipler de iç düşmanlarıdır.

Önce Erhan Arıklı Kıbrıs’ta bizim tabiplerimize saldırdı, ardından da Devlet Bahçeli Türk Tabipleri Birliği’ni ezmek için kampanya başlattı…

Arıklı bizim tabipleri “Kıbrıs milliyetçiliği” ile suçluyor kendince, ayrımcılık yapıyorlar diyerek; Bahçeli de barışı savunan Türk tabiplerini “Kürt milliyetçiliği” ile suçluyor…

Kıbrıslı ve Kürt gene buluştu bir yerde…

Erdoğan istibdadı avukatların, mühendislerin ve tabiplerin meslek örgütlerini hedefe koydu. Çünkü bu örgütlerin tarihi Türkiye’de toplumcu ve kamucu mücadelenin tarihidir…

Barolar Birliği “çoklu baro” adı altında bir yasa yapılarak dağıtıldı.

Günlerce direndi avukatlar yasanın geçirilmemesi için. Polis kalkanlarına direndiler, yerlerde sürüklendiler, teslim olmadılar ama…

Genç bir avukatın Ankara’da yaptığı konuşmayı izlemiştim: Tekel direnişinden Soma madencilerine bütün mücadelelerin işçi sınıfından avukatlara bir olduğunu söylüyordu. Tabii korkarlar böyle avukatlardan, örgütlerini dağıtırlar…

Türkiye’de avukatlar sokakta cübbeleri ile direnirken Avrupa’daki barolardan destek yağdı. Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nin her zaman olduğu gibi sesi çıkmadı. Bunu da bir kez daha not edelim…

Sonra da sorar Kıbrıslı, Türkiye’de demokratlar bizi neden anlamaz diye…

Senin barolar birliğin polis kalkanlarına karşı direnen avukatlara dahi destek bildirmiyor…

Benimki de laf! Ölüm tehditleri altında Kıdemli Yargıç Tacan Reynar istifa ederken sustular…

Neyse ki Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği var…

Erdoğan istibdadının ve Türkçü faşizmin hedefinde olan Türk Tabipleri Birliği’ne sahip çıktılar 2018’de de, bugün de…

Başta Özlem Gürkut olmak üzere zor zamanlarda Türk Tabipleri Birliği’ne dayanışmasını esirgemeyen tabiplerimize teşekkür ederim. Dayanışmanın halkların zarafeti olduğunu unutturmadıkları için…

AKP rejiminin bir çalışma biçimi var. Bir meseleyi gündeme getirir, geri çeker, sonra baştan getirir, gündem yaratarak yorar. Sonunda darbeyi vurur…

Şu anda da bunu yapıyorlar. 2018’den beridir farklı dozlarda çullandılar tabiplerin üstüne…

Türk ordusu Suriye’ye girince Türk Tabipleri Birliği “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyerek barışı savundu. Halkın sağlığını öne çıkararak “her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir” dedi…

“Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz” diyen tabipler “milli çıkar” gerekçesiyle hedef gösterildi, yargılandı, hapse atıldı…

Bugün “Türk Tabipleri Birliği kapatılmalıdır” diyor Devlet Bahçeli. “Koronavirüs kadar tehlikelidirler” diyor…

Türk faşistleri barışı savunan Türk tabiplerine Türkiye’de saldırırken, aynı Türk faşistleri Kıbrıs’ta Kıbrıslı tabiplere her fırsatta saldırıyor. “İç düşman” olarak görüyorlar tabipleri. “Gâvur”la savaşamayınca “iç düşman”a musallat oluyorlar.

Faşizmin kafası böyle çalışır.

(22 Eylül 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author