Maraş’ta piknik değil, kayıpları bulma zamanı!

Aziz Şah – İlk yağmur düştü toprağa…

Baharı yaz gibi yaşarız bu diyarda…

Yaz yazdır bu adada, yaz cinnettir, yaz deliliktir, yaz savaştır.

Sonbaharı yaşamayalı çok oldu, kuru yapraklar üzerinde çıtırtılı adımlarla yürümeyi unutalı. Sonbahar da yaza çaldı, yaz hepsini çaldı, hepsini örttü, her mevsim boncuk boncuk terleriz bu diyarda…

Yardan geçtik, diyardan geçemedik ama…

Gerçek kış görenler bilir, kış da yaşanmaz bu adada. Bu adada tek bir mevsim vardır: Yaz.

Altı ay temmuz, altı ay ağustos yaşanır.

Kalktınız yaranın kabuğunu kaldırdınız…

Neden kapattığınızı unuttuğunuz Maraş’ı neden açtığınızı bilmeden açtınız…

1974’ten beridir aranan kayıpların kemiklerini istiyorlar şimdi bir daha…

Korkmazsınız, biliriz…

Hiçbir savaş suçunun yargılanmadığı bu adada bir toplu mezarın daha bulunmasından kim korkar ki?

Biz korkarız ama Rum ve Türk savaş suçlularının hiç yargılanmayacak olmasından. Savaş suçlarının ve yalanlarının sonsuza dek hüküm sürecek olmasından korkarız…

Bir kere kurulsa o mahkeme…

Mezardan çıkarılan emzikli bebeğin katili yargılansa…

Ayvasıl, Dohni, Muratağa, Sandallar, Atlılar…

Mağusa, Balıkhitre, Gönyeli…

Ve unutturulmak istenen unutulmayanlar!

Kapalı Maraş’ı açtığınızı söylüyorsunuz. Maraş hâlâ daha askeri bölgedir, henüz tersini iddia edebileceğimiz bir resmi yazı paylaşılmadı. Lâkin bu kimin umurunda?

Savaş suçlarının işlendiği bir toprak parçasında “hüzün turizmi” yapacağız diyerek çevre düzenlemesi, bisiklet yolu, yürüyüş parkurları ve yeşillendirme yapacağız diyorsanız yağmalanmış evlerin molozlarının etrafına, işte o zaman size sorarlar: Bisiklet yolu yapılan toprakta toplu mezar aranamaz mı?

Efendiler!

Bir askeri bölge olan Kapalı Maraş’ın içerisine bugüne kadar Kayıplar Komitesi şahit götürüp de olası bir gömü yeri gösterememişti…

Durum değişti şimdi!

Diyorsunuz ki “Biz Maraş’ı açtık”…

Diyorsunuz ki “Savaş suçlarının çevresine bisiklet yolu yapacağız”…

Diyorsunuz ki “Savaş suçlarının üzerine örtü serip piknik de yapacağız”…

Siz kapıyı açtınız…

Bugüne kadar “askeri bölge statüsü”nde olduğu için Maraş’ta kayıpların aranmasına müsaade edilmedi. Şimdi Kapalı Maraş’ın sahil kesiminin açılması ile “askerî bölge statüsünde olduğu gerekçesinin ortadan kalktığı”nı söylüyor Kayıp Şahıslar Komitesi…

Maraş’ta var olduğu iddia edilen toplu kayıp mezarlarının aranması için “askeri bölge” engeli ortadan kalktı diyor Komite.

Bugüne kadar Maraş’ta kayıp araması/kazısı yapılması yönündeki taleplere askerî statü gerekçe göstererek izin verilmedi diyor Komite ve meselenin düğümlendiği yere geliyor:

“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adayı ziyaretinde bölgede piknik yapacağını açıklamasından sonra askerî statü miti ve bahanesi çöktü!”

Bir maniniz yoksa Kayıplar Komitesi piknik alanında “kayıp” aramaya gelecek…

Aklıma Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “SON YAĞMA” şiiri geliyor:

“Hepsi kendi payını alır

Bu yağmada,

Rüzgâr sesimizi,

Güneş gölgemizi…

Ve aklımız gerilir kalır,

Yıldızların ağında…”

Aklınızı koruyun ey insanlar!

“Piknik yapılan yerde kayıp aranamaz mı?” diye soruyorlar işte uluorta herkese…

(4 Kasım 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author