Statümüz Erdoğan’ın ikbaline kalmadı

Aziz Şah – 2020’yi Erdoğan’ın şu nakaratıyla geçirdik:

-Amaçları Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetmek…

-Bizi Antalya Körfezi’ne hapsedemeyecekler…

2020’nin son günlerinde CNN Türk, Haber Türk gibi havuz medyası ekranlarını ne zaman açsam gündem Yunanistan ile savaştı.

Dünya basında herhangi bir gerilim haberi yokken Erdoğan’a bağlı ekranlarda bandın üstünde “Yunanistan savaşa mı hazırlanıyor?” diye yazıyordu…

23 Aralık’ta bir haber çıktı. O zaman anladım neden suni gerilim pompaladıklarını…

Yunanistan Göç Bakanı Yorgo Kumutsakos Skai televizyonunda “Türkiye’nin Antalya Körfezi’ne çekilmesi olumlu bir gelişme” dedi…

Türkiye Oruç Reis gemisinin doğalgaz sondaj faaliyetlerini Antalya Körfezi ile sınırlandırma kararı aldı. Biz de bunu Yunanistan’dan öğrendik. Türk basını tek kelime yazmadı…

Bütün yaz boyunca Erdoğan “Bizi Antalya Körfezi’ne hapsetmek istiyorlar” dedi…

Aralık ayı gelince Türkiye’nin kendisi Antalya Körfezi’ne çekildi…

Ne zaman mehteranın sesi yükselse, anlayın ki ordu geri çekiliyor…

Türk ekranlarında “uzmanlar” Yunanistan ile savaşa girdik-giriyoruz havasında ahkam keserken bütün sondaj ve sismik araştırma gemileri geri çekilmiş durumdaydı…

Ekim’in ilk günlerinde “Mavi Vatan Marşı” diye Osmanlıcı bir propaganda videosu yayınladı TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı; millet bunu konuşurken Ekim’in ilk haftası tamamlanmadan Oruç Reis sismik araştırma ve Yavuz Sultan Selim sondaj gemileri geri çekildi…

Aralık ayında ne zaman ekranı açsam Yunanistan ile savaşı konuşuyordu “uzmanlar”; Yunanistan Oruç Reis gemisinin Antalya Körfezi’ne çekilmesine teşekkür etti…

4 Ocak 2021’de Yunanistan’ın Kathimerini gazetesi Ankara’nın Atina’ya Akdeniz ve Ege’deki faaliyetlerinden vazgeçeceğine dair güvence verdiğini yazdı. 5 Ocak’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz’a “Görüşmeler çerçevesinde sorunlarımızın çözülebileceğine, çözülmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi ve Almanya’ya Doğu Akdeniz’deki çözüme katkılarından dolayı teşekkür etti.

Aylar önce yazdım: Türkiye Akdeniz’den ricat etti (geri çekildi)…

Gemilere koca koca paşaların ve padişahların isimlerini verdiler. Bu adamlar hayatta iken yaşamadıkları bozgunu isimlerini taşıyan gemiler yaşadı…

1974’te bile gerçek anlamda Yunanistan ile Türkiye Kıbrıs’ta savaşmadı. Rumlar savaştı. 2020’li yıllarda NATO’nun öncelikli düşman tanımında Rusya ve Çin varken, birlikte tatbikat yapan Türkiye ile Yunanistan’ın savaşacağı yönünde yapılan hormonlu propaganda ile geçirdik son iki seneyi…

“Mavi Vatan” diye nutuklar dinledik…

Hatta bizim, Kıbrıslı Türklerin haklarını bile bu demagojiye indirgediler…

Konseptini TC devletinin dahi bilmediği “Mavi Vatan”a indirgedi “Kıbrıslı Beştepe dalkavukları” Kıbrıslı Türklerin haklarını…

Bütün Kıbrıslıların hakları Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelir. Hatta TC’nin bu adadaki hakları da Osmanlı’dan değil, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelir. Ne Türkiye’nin Akdeniz’de gemi yüzdürmesi ile ne de gemileri geri çekmesi ile Kıbrıs Türk toplumu hak mağduriyeti yaşamaz…

İki senedir “Mavi Vatan” diye en çok nutuk atanlar Ersin Tatar, Kudret Özersay, Faiz Sucuoğlu ve Hasan Taçoy’du. Ne tesadüf ki Tatar dışındakilerin hepsi oyundan çıkarıldı…

Demek ki saray dalkavukluğu yetmiyor…

Kraldan çok kralcı olmayın, kral eninde sonunda fikir değiştirir…

Tatar “Mavi Vatan ile statümüz değişti” diyor hâlâ.

Çok şükür bizim statümüz Erdoğan’ın ikbaline ve dönemsel “U” dönüşlerine kalmadı…

Yatın kalkın, Kıbrıs Cumhuriyeti yıkılmadı 1974’te darbe ve istilayla bile, ona dua edin…

(6 Ocak 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author