Savaşa karşı savaş!

Aziz Şah

-Polemos o polemos!

Bu sloganı atıyor Rum gençler Recep Tayyip Anastasiadis hükümetine karşı…

İnsan denilen yaratık tarihiyle yaşar. Köklü devrimci geleneklerin kökeni eskilere dayanan şiarları olur. Ta Spartaküs ayaklanmasına kadar uzanır kökleri…

“Polemos o polemos” da “savaşa karşı savaş” demektir. 1919’da Lenin ve Trotskiy’nin kurduğu Komünist Enternasyonal’in resmi sloganıdır.

-Göze göz, dişe diş, sınıfa karşı sınıf, savaşa karşı savaş!

Berraktır, hedefi bellidir, düşmanı doğrudan gösterir.

Eğip büküp zararsız hale getiremezsiniz. 100 yıl geçse de anlamı değişmez…

“Polemos o polemos” diye yürüyenlerin kafası berraktır, hedefi bellidir. Bu sebepten “Polise ve silahlanmaya değil, sağlığa ve eğitime bütçe” talep ederler…

Basit gibi görünen bu talep silahlanmaya karşı çıkarken apaçık Akdeniz’deki savaşa karşıdır…

Eylemcilerin Anastasiadis hükümetine karşı en önemli talebi bu: Silaha değil insana bütçe!

Basit gibi görünen silahlanmaya karşı kamusal eğitim ve sağlık talebi savaş durduracak kudrette bir taleptir.

“Göze göz, dişe diş, sınıfa karşı sınıf, savaşa karşı savaş” sloganını hayata geçirmişler.

Kıbrıs’ın kuzeyinde silahlanmaya, polise-askere değil, sağlık ve eğitime bütçe talep eden örgüt yoktur…

Senelerdir askeri harcamalar “KKTC bütçesi”nden kesilir. Yani Kıbrıs Türk toplumunun cebinden…

KKTC bir devlet değildir. Devlet olması için gereken bağımsız maliye-bütçe ve para politikası yoktur. Ankara’nın çerçevesini mali protokol ile çizdiği “bütçe”den Türkiye’nin askerini ödüyoruz senelerdir…

Bu meseleyi ilk gündeme getirenler de sağ cenahtan Serdar Denktaş ve Birikim Özgür’dü…

Ne kadar ironik değil mi?

Sol susunca sağ itiraf eder!

Militarizm bir sistemdir: Gümrük vergilerinden başlar üniversitelerdeki ARGE çalışmalarından sanayi yatırımlarına ve milyar dolarlık silah ihalelerine kadar ekonomiyi ahtapot gibi sarar; okuldaki müfredattan izcilik kamplarına kadar eğitim sistemini örgütler, toplumsal cinsiyet rollerinden sermayenin organik bileşimine kadar toplumun her hücresine işler.

Otomotivden çimentoya kimyadan inşaata gıdadan elektroniğe tarımsal ilaçtan hizmet sektörüne Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları ile karşılaşırsınız Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) altında.

Kıbrıs’ın kuzeyinde ise gümrüksüz ticaret yapan askeri kantinlerden ODTÜ’deki ASELSAN silah test alanı-ARGE’ye uzanan bir ekonomik-askeri ağ…

Savaşa karşı olmak ve anti-militarist olmak ciddi iştir. “Mış” gibi yapamazsınız!

Bu sebeple hep sorguladım yazılarımda “savaş zamanı savaşa karşı çıkmak” meselesini…

Çünkü askeri bütçeye karşı çıkmayanlar savaşlara karşı çıkamaz!

Saçma sapan bir yerdir burası: İlkokul çocuğunun müfredatındaki kafatasçı eğitimden “askeri bütçe”ye kadar hiçbir şeye itirazı olmayanlar “Kıbrıs’ta barış engellenemez” diye bağırır…

Rum gençliği yürüyor silahlara parayı gömen Anastasiadis’e karşı…

-Polemos o polemos!

AB’den fon alarak “KKTC”de varlığını sürdüren 5 liberal sivil toplum örgütü de çıktı Rumlara “Mücadelemiz ortaktır” dedi. Gerçekten ortak mı?

-Savaş zamanı savaşa karşı çıkmazsınız…

-Savaş gemileri Baf açıklarına demirlediğinde sesiniz soluğunuz çıkmaz…

-Kıbrıs’ın kuzeyinde askeri bütçeye karşı çıkmazsınız…

-Kıbrıs Cumhuriyeti’ne silah satan emperyalist devletlerden “sivil toplum faaliyeti” için fon alarak yaşamınızı idame ettirirsiniz…

Kıbrıs’ın kuzeyindeki “Sivil Toplum Örgütleri” şebekesi emperyalist-militarist sistemin parçasıdır. Kendilerine verilen görevi yerine getirirler…

Bu liberaller “Polemos o polemos” diyen devrimci gençlerin mücadelesine ortak değil karşıdırlar ama “Mış” gibi yapmakta da ustadırlar…

(23 Şubat 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author