“Love Erdoğan”: İstibdadın çıkmaz sokağı!

Aziz Şah – Türkiye’nin adı konmamış bir vilayetidir burası.

Çoğunluğun “işgal mi, değil mi” diye tartıştığı sırada istila çoktan tamamlanıp askeri rejim tüm kurumlarıyla birlikte oluşturuldu.

Üst Koordinasyon Kurulu, Lefkoşa TC Elçiliği ve Ankara’daki Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü tarafından yönetilir burası.

AİHM “Kıbrıs’ın kuzeyi Türkiye’nin alt yönetimidir” dedi, Kıbrıslı bunu bile idrak etmemekte ısrarlı!

ABD’de “Stop Erdoğan” yazan ilana karşı “Love Erdoğan” reklamı verildi…

Önce Karadeniz’de Ordu’da ve daha sonra bazı AKP’li belediyelerde görüldü…

Ardından Diyarbakır kalesine Kürtçe olarak asıldı pankart…

Türkiye’de Kürtçe şarkı dinlediği ve konuştuğu için öldürülen Kürtleri düşününce Erdoğan’ı Kürtçe sevmenin serbest olması bile TC’nin karakterini gösteriyor.

Mağusa’ya AKP Gençlik Kolları’nın astığı afiş ise İngilizce ve Rumca. “Rumculuk” yapılacaksa onu da en iyi siz yaparsınız değil mi?

Diyarbakır’dan sonra Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da görüldü “Love Erdoğan” afişi…

Kıbrıs’ta Kıbrıslıların haberi olmadan ve Saraybosna’da asılan reklamları görünce aklıma 2011 yılında Erdoğan’ın yaptığı meşhur balkon konuşması geldi…

Tam 10 sene önce, Yeni Osmanlıcı dış politika başını göstermiş…

Haziran 2011 seçimlerinden sonra Erdoğan “balkon konuşması”nda şöyle diyordu:

“Gözlerini Türkiye’ye çevirmiş, Türkiye’den gelecek haberleri büyük bir heyecanla takip eden, Bağdat, Şam, Beyrut, Kahire, Tunus, Saraybosna, Üsküp, Bakü, Lefkoşe ve diğer tüm dost ve kardeş ülke başkentlerini, halklarını buradan muhabbetle selamlıyorum.”

“İstanbul kadar, Saraybosna kazanmıştır. İzmir kadar Beyrut kazanmıştır. Ankara kadar Şam kazanmıştır. Diyarbakır kadar Ramallah, Batı Şeria, Kudüs, Gazze kazanmıştır.”

Bu 10 senede ne Kahire kaldı ne Şam, ne Bağdat ne Tunus…

“Tüm dost ve kardeş ülke başkentlerinde” artık Erdoğan ve Türkiye dediğinizde “İhvan tehdidi” geliyor akıllara.

2017 Aralık’ında Tunus’a gitmişti, törende başparmağını içeriye kıvırarak dört parmağıyla Rabia işareti yaptı. Müslüman Kardeşler’in selamını verdi…

Selamını almadılar!

Tunus Cumhurbaşkanı Béji Caied Essebsi, Rabia işareti yapan Erdoğan’a, “Tunus’un bir tek sembolü, bir tek bayrağı vardır, başka da işareti yoktur, ne Rabia ne başka bir şey” diye tepki gösterdi…

Benzer bir durum Cezayir’de de yaşandı…

Erdoğan gitmeden Cezayirli gazeteci ve edebiyatçı Kamel Daoud “Ülkemize hoş gelmediniz” diye açık bir mektup yazdı…

2017’de de 2019’da da Mağrip gezisinde Erdoğan Arapların protestolarıyla karşılandı…

Bu coğrafyanın tarihini bilmeyenler şaşırır ancak bu tepkilere. Kuzey Afrika siyasal İslamcıların elinden o kadar acı çekti ki korkarlar!

Evet, Erdoğan 2011’de belki haklıydı: Seçim zaferini Kıbrıs’ta UBP ve CTP, Mısır’da İhvan, Gazze’de Hamas, Azerbaycan’da Aliyev gardaşı sevinçle karşılamış olabilir.

Ama o konuşma Haziran 2011’de yapıldı. Suriye savaşı bile tam başlamamış, Ankara Suriye halkının üzerine mezhepçi benzini döküp ateşe vermemişti henüz…

Saraybosna’daki reklama hiç şaşırmadım mesela! Çünkü bizim Kıbrıs’ta “üreticiye destek” adı altında koyun dağıtan TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) Türk dış politikasının bir enstrümanı olarak Yeni Osmanlıcıların “gönül coğrafyası”na çok yatırım yaptı. Saraybosna’da da İslamcıları destekledi…  

Yani demem o ki bundan 10 sene önce “stratejik derinlik” ve “sıfır sorun politikası” ile çıkılan yolda varılan çıkmaz sokak tabelasıdır “Love Erdoğan”…

“Love Erdoğan” güç belirtisi değildir; istibdadın çaresizliği ve çıkmaz sokağıdır!

(11 Mart 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author