Sakız Rumlarından Tevfik Fikret

Aziz Şah – Yunanistan’ın Osmanlı’dan bağımsızlığının 200. yılındayız…

Türkiye Cumhuriyeti’nin de 100’üncü yılına çok kalmadı…

200 sene önceki Yunanistan ile 100 sene önceki Türkiye’yi birbirine bağlayan bir isim var…

Nâzım Hikmet’in deyişi ile “Türk edebiyatının yirminci yüzyılın başındaki en büyük dağı” Tevfik Fikret’tir 1821 Yunan İhtilali ile 1908 Jön Türk Hürriyet Devrimi’ni birbirine bağlayan isim…

Abdülhamid istibdadına karşı 1908 Hürriyet Devrimi’nin şiirini yazan Tevfik Fikret kanla bastırılan 1821 Yunan İhtilali’nden köle olarak getirilen Sakız Rumları’ndan gelir…

Devrimci İşçi Partisi’nin merkezi yayın organı Gerçek gazetesinden aktarıyorum: “Kendisinin (Fikret’in) tarihi, Sakız Adası katliamına dayanmaktadır. 1822 yılında bağımsızlık savaşı ilan eden Yunanlıları bastırmak için gönderilen Osmanlı ordusunun, adanın yaklaşık yüz bin kişilik nüfusunu iki bin kişiye düşürdüğü tahmin ediliyor. Kadınlar köle olarak satılmak ve çocuklar da evlat edindirilmek üzere İzmir’e getirilmişti. Fikret’in dedesi ve anneannesi İzmir’e getirilen Rum yetimlerdendi”…

Evet, tarihin lokomotifi devrimlerdir…

1821 İhtilali’nin kölesi 1908 Devrimi’nin şairi oldu…

Yıl 2021! Ocak’ın ilk günlerinden beridir Boğaziçi Üniversitesi ayakta. Erdoğan’ın bir kararnamesi ile üniversitenin başına atanan kayyuma karşı hocası ve öğrencisi teslim olmadı. Boğaziçi ilk ayağa kalktığında aklıma ilk gelen Fikret’ti, Tevfik Fikret… 

Çünkü Boğaziçililer hem “Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet” sloganını atıyorlardı hem de Boğaziçi Boğaziçi olmadan önce Robert Koleji’ydi. Fikret de hayatının son dönemini orada hoca olarak geçirdi.

Balkanlar’dan Ortadoğu’ya uzanan 1908 Hürriyet Devrimi, 1912’de meclisin kapatılması üzerine gericilik dönemine girdiğinde Fikret “Doksan Beşe Doğru” ve “Hân-ı Yağma” şiirlerini yazdı…

Fikret’in ihanete uğrayan devrimi resmettiği “Hân-ı Yağma” şiirini bilmeyen yoktur. Yiyin efendiler yiyin” der…

Tevfik Fikret 1915 yılında öldü. Hân-ı Yağma şiiri ölümünden 42 sene sonra 1957’de İzmir’de bir mizah dergisinde yayınlanınca bir cumhuriyet savcısı Tevfik Fikret’i soruşturmaya çağırdı…

Fikret’in 1912 yılında meclisin kapatılmasına karşı yazdığı “Doksan Beşe Doğru” şiirine de 2021 yılında soruşturma açıldı…

Nasıl mı?

Boğaziçi protestolarından dolayı tutuklanan gençlerden birine açılan davada suç delili olarak sosyal medyada “Doksan Beşe Doğru” şiirini paylaşmış olması gösterildi.

Zamanında ne padişah ne de İttihatçılar Fikret’e dokunmaya cesaret edebildi. Ama 1912’de meclisin kapatılması ile ilgili yazılan iki şiire 1957’de ve 2021’de iki soruşturma açıldı…

1821 İhtilali’nin kölesi olarak götürüldüğü Türkiye’de 1908’de hürriyetin şiirini yazdı, ama 2021’de hâlâ hazmedemediler onu…

Madem Sakız Rumlarından olma Tevfik Fikret’ten açıldı konu, Nâzım’la bağlayalım…

Nâzım’ın “Şeyh Bedrettin destanı” Osmanlı’ya karşı gerçekleşen ilk ihtilali anlatır. Vaktinden önce gelen çok uluslu ve inançlı bir komünist devrimi anlatır, anlayana…

“Aydın’ın Türk köylüleri,

Sakızlı Rum gemiciler,

Yahudi esnafları,
on bin mülhid yoldaşı Börklüce Mustafa’nın
düşman ormanına on bin balta gibi daldı.

Hep bir ağızdan türkü söyleyip
hep beraber sulardan çekmek ağı,
demiri oya gibi işleyip hep beraber,
hep beraber sürebilmek toprağı,
ballı incirleri hep beraber yiyebilmek,
yârin yanağından gayrı her şeyde

her yerde

hep beraber!

diyebilmek

için
on binler verdi sekiz binini”…

(1 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author