İki devlet diye diye

Şener Levent – 21 rektör Ersin Tatar’ın “iki devlet” tezine destek belirtince mi anladınız üniversitelerin içimizde birer Truva Atı olduğunu?

Eğer şimdi anladıysanız çok geç kaldınız demek…

Biz 2000 yılında Denktaş ve generalin komplosuyla casus diye tutuklanınca yaptıkları şimdikinden de beter…

Bu olayda da bize karşı Denktaş ve generale destek vermişlerdi…

Yani gerçekten casustuk onlara göre…

Tabii o sıralarda henüz daha bu kadar çoğalmamışlardı…

Yalnız bir üniversite vardı, bize karşı yayınlanan ortak bildiriye imza koymayan…

Ancak bunun bedelini çok ağır ödedi…

Kıbrıslı bir rektör…

Bizzat ondan dinledim…

Denktaş selamı sabahı kesti onunla…

Bir daha resmi törenlere çağırmadı…

Hatta resepsiyonlara bile…

Uzun yıllar sürdürdü bu kırgınlığı…

Ama ne yazık sonunda yola gelen Denktaş olmadı, rektör oldu…

Bir daha böyle bedel ödemeyi göze alamadı…

Rejimin motoru oldu…

Halen de öyle…

Bu rejim öyle bir rejim ki, kendine hizmet etmeyene hayat hakkı tanımaz…

Üniversitelerimizi bizim ünlü karikatür davasında gördük daha sonra…

Bu duruşmalarda bize karşı tanıklık yapmaları için kendilerine savcılıktan giden talebi reddedemediler…

Reddetmeleri demek, elçiliğin talebiyle açılan bir davada taraf olmayı reddetmeleri demekti…

Sonuçta işin bir ucunda Tayyip Erdoğan, bir ucunda da biz vardık…

Üniversitelerden çıkıp mahkemeye geldiler ve aleyhimizde tanıklık yaptılar…

Üniversitelerin bir misyonu da burada bu işte…

Onlar da işgal rejiminin bekçileri…

Türkiye’de Tayyip Erdoğan, gözüne diken olan rektörleri değiştiriyor ve kayyum atıyor yerlerine…

Burada değiştirmeye de gerek yok…

Hepsi de onun emrinde…

***

Üstünde çok durmaya değmez bu konunun…

Ama neymiş?

İki devlete destek vermişler…

Kim taklar onların desteğini?

Bu bahiste esamesi bile okunmaz hiçbirinin…

Zaten iki devlet fikrinin babası da Ersin Tatar değil…

Fikir Tayyip Erdoğan’ın…

Sanırım bazı dış güçlerle birlikte…

Tepki gösterecekseniz, biçare Tatar’ı bırakın, Erdoğan’a tepki gösterin muhterem federalistler…

Sosyal medyayı kızıla boyayanlara bakıyorum…

Kimseden laf yok Erdoğan’a…

Mevlüt Çavuşoğlu’na da yok…

Oysa ne kadar iddialı konuşmuş bakın:

-Masaya federasyonu koymayacağız…

Bizim adımıza konuşuyor…

Hepimizin adına…

Ama “Sen kimsin de bizim adımıza konuşuyorsun?” diye soran yok!

Profilinize “United Federal Cyprus” koymak yetmez arkadaşlar…

Yetmez!

21 rektöre ateş püskürmek yetmez…

Efendisini bırakıp uşağını dövmek yetmez…

Sahibinin sesidir onlar…

Siz sahibine bakın…

***

Bakacaksanız İngiltere’ye bakın…

Amerika’ya bakın…

Avrupa’ya bakın…

Gelir gider Bayan Lute Tatar’a…

Konuşurlar görüşürler…

Her görüşmeden sonra Tatar “iki devlet” der de başka bir şey demez…

Bunu anlarım da, Bayan Lute’un neden hiçbir şey söylemediğini anlamam…

Ben çok merak ederim mesela…

Tatar ona “Biz iki devleti masaya koymak için gidiyoruz Cenevre’ye” dediğinde, Lute nasıl cevap verir buna?

-Tamam mı, der?

Yoksa “Olmaz Sayın Tartar, olmaz, BM’nin gündeminde iki devlet yok” diye tepki mi gösterir?

***

Her iki taraf zıt görüşlerde olduğuna göre nasıl olacak bu görüşme?

Rum tarafı, “Asla iki devleti görüşmem” diyor…

Türk tarafı “iki devletten başka bir şeyi görüşmem” diyor…

O halde ne?

Boşuna boşuna neden gidecekler Cenevre’ye?

İsviçre’de kısa bir bahar tatili için mi?

Otursunlar oturdukları yerde…

Biri Trodos’a gidip mangal yaksın…

Diğeri Beşparmaklara…

***

“Show must go on” demişlerdi…

Oyun devam etmeli…

Devam edelim etmesine de nasıl?

Top patladı…

Lingiri dama kaçtı…

Uçurtma tellere takıldı…

Oyun baddoz oldu…

Ne dersiniz?

Bu yol ilhaka çıkar mı?

(15 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author