Cehennem gibi sustuğumuz gerçekler

Aziz Şah – Erdoğan’ı “yanlış bilgilendirilmiş” ve Fuat Oktay’ı Kıbrıs’ta olan bitenden “bihaber” zannediyor Kıbrıslı…

Kıbrıslıya kolay gelmiş bu aptala yatma işi!

Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde hukukçular eylem yaptıktan sonra çıkıp hat bildiren AKP Sözcüsü Ömer Çelik de hâlâ Anayasa Mahkemesi kararını “yanlış anladı”…

Fuat Oktay öğretmen sendikalarımızı hedef gösterirken “Davayı Hizmet-Sen’in açtığından haberleri yok” diye teselli arıyor Kıbrıslı…

Yerli işbirlikçi kayyumların Ankara’yı yanlış yönlendirdiğini söyleyenler bile var…

Ne kudretli şu atanmış kayyumlar, yerli işbirlikçiler, kulaktan kulağa fısıldayan jurnalciler!

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet aygıtını kandırdılar!

En tepede Üst Koordinasyon Kurulu’nda GKK ve KTBK komutanları ile Lefkoşa TC Elçisi’nden başlayın saymaya en aşağıda Yunus Emre Enstitüsü’ne kadar Türkiye’nin Kıbrıs’taki kurumlarına hakarettir bu dediğiniz!

TC Devleti Kıbrıs’ta kendi kurumlarının değil de atadığı kayyumların sözü ile mi hareket edecek?

Ne zamandan beri atanmışlar atayanları idare eder?

Tuvalete giderken bile Ankara’dan izin isteyen Kıbrıslı işbirlikçileri mi belirliyor TC’nin Kıbrıs siyasetini?

Kayyumlar kandırdı mı Ankara’yı?

Türkiye’deki düzen muhalefeti sık sık “Erdoğan çevresi tarafından yanlış yönlendiriliyor” der durur. Yani sorun Erdoğan’ın çevresinde!

Bizim aptala yatan Kıbrıslı da Türkiye’deki düzen muhalefetinden etkilenmiş besbelli!

1950’lerden beri Kıbrıs’ın istirdadı, Kıbrıslıların da makbul Sünni-Türkler olması için adım adım politika geliştiriyor Türkiye.

Bu “kandırılma” yalanına inanıyorsanız, kendinizi kandırıyorsunuz sadece. Türkiye’nin attığı hiçbir adımı doğru okuyamazsınız işte o zaman…

TC Devleti’nin Kıbrıs politikası devlet politikasıdır. Jurnallerle “kandırılmaz” devlet, raporlarla belirlenir siyaset. CHP heyetleri geldi vakti zamanında, İsmet Paşa ve Menderes raporlar hazırlattı. Oralardan da Taksim politikası çıktı. 

Fazla ciddiye alıyorsunuz “jurnalcileri”! Devlet hiyerarşisinde onlar zurnanın son deliğidir. Ankara’ya yanlış aksettirildiği için mi Fuat Oktay KTÖS ve KTOEÖS’ü hedef gösterdi?

“Kuran kursları konusunda davayı açan Hizmet-Sen, ama hedef gösterilen KTÖS” deyip şaşırıyorsunuz, “Ankara Kıbrıs’ta olanlardan bihaber” diyorsunuz. Kusura bakmayın, çok güzel aptala yatıyorsunuz!

Fuat Oktay “Öğretmenlerin üye olduğu bir sendikadan bahsediyoruz. Türkiye’yi eli ve ağzı kanlı bir işgalci olarak tanımlayacak kadar ileri giden bir sendikanın insafına bırakılamaz dini, milli ve kültürel değerler” dedi. Meseleyi siz Kuran kurslarının “denetlenmesi” meselesi mi sanıyorsunuz?

Altı ay önce Ankara’da olağan bir basın toplantısında AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in KTÖS’ü hedef gösterdiğinden de haberiniz yoktur muhakkak, hemen ardından da 15 Kasım 2020’de Erdoğan’ın Lefkoşa’da gene KTÖS’ü hedef gösterdiğinden de bihabersiniz!

Kıbrıs’ta olanlardan Ankara değil, Kıbrıslıdır bihaber olan…

Mahkeme kararı yayınlanmadan Ankara’da Kıbrıs’taki Anayasa Mahkemesi’ne cihat ilan edildi. Mahkeme kararı yayınlandı. Kuran kurslarının kapatılmadığı sadece denetlenmesi gerektiğinin altı çizildi. Tüm Barolar cübbe giyip meydana çıktı, yargımızdan elinizi çekin dedi.

Pazartesi sabahı Barolar sözünü söyledi, akşama doğru AKP Sözcüsü Ömer Çelik gene kamera karşısına geçip şöyle dedi:

-“Tabii ki Türkiye’nin de atacağı adımlar vardır. Cumhurbaşkanı Tatar da bunun düzeltilmesi gerektiğini ifade etti. Dolayısıyla koordinasyonlu şekilde süreci takip etmeye devam edeceğiz. Konjonktür hazretleri ve mevzuat efendiye demokrasiyi kurban edemeyiz”…

Bugün Anayasa Mahkemesi’ne saldıran AKP Sözcüsü bundan 6 ay önce KTÖS’ü hedef gösterdiğinde bizim gazete dışında KTÖS’ü savunan olmadı. 6 ay önce KTÖS hedef gösterildiğinde kör kuyulara bağırır gibi yazılar yazdım, keşke hep beraber bağırmış olsaydık…

Bugün karşımıza dikilen dün cehennem gibi sustuğumuz gerçeklerdir!

(21 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author