Bu seçim sonucunu sen niye kabul ettin?

Şener Levent – Rum tarafı işgal bölgesinde yapılan seçimi seçim olarak kabul etmemeli ve sonuçlarını hiç tanımamalıydı aslında…

Hele de son cumhurbaşkanlığı seçim sonucunu hiç tanımamalıydı…

Ama ta baştan beri yanlış yaptılar…

Kuzeyde kurulan devlet yasadışı dedikleri halde, bu yasadışı devletin seçimini tanıdılar…

Gerçi sandıktan çıkardığımız cumhurbaşkanına hiçbir zaman cumhurbaşkanı demediler, ama her zaman onu seçilmiş lider olarak kabul ettiler…

Neden?

Görüşecekleri bir lidere ihtiyaçları vardı hep de ondan mı?

İlişkileri hepten koparmak istemedikleri için mi?

Mecbur mu kaldılar yani?

Yoksa adayı bölen dış güçlerden umdukları desteği bulamadıklarından mı?

***

Son cumhurbaşkanı seçimimizin nasıl yapıldığı ortada işte…

Gizlisi saklısı kalmadı…

Tayyip Erdoğan’ın çok açık ve çok kaba müdahalesi…

Burada cirit atan Türk istihbarat şefleri…

Telkinler…

Tehditler…

Artık sarayda olmayan Mustafa Akıncı açıkça söylüyor herşeyi…

Ölümle tehdit edilmiş…

Ailesi de…

Yakınları da…

“Çekil adaylıktan” demişler…

Çekilmezse ne olurmuş?

Çok kötü şeyler gelirmiş başına…

***

Ne oldu sonuçta?

Yapmak istediklerini yaptılar…

Sandığa gömdüler Akıncı’yı…

Tatar’ı sandıktan çıkardılar…

Akıncı’ya oy verenler tanımadılar bu seçim sonuçlarını ve tanımıyorlar…

Tatar’a cumhurbaşkanı değil, kayyum diyorlar…

Bizi temsil edemez diyorlar…

E biz bile tanımıyoruz da sen nasıl tanıyorsun Rum gardaş?

Sen de “Bu seçim demokratik bir seçim değil, bir darbedir” diyemez miydin?

Hem yalnız halkın iradesine değil…

Federal çözüme de bir darbe!

İstesen derdin…

Ama sessiz kalıp kabullenmek senin de işine geldi anlaşılan…

Tatar’ın seçilmesi senin işini de kolaylaştırdı çünkü…

İki devletçi Tatar federasyoncu Akıncı’dan daha makbul değil mi?

Türkiye’nin ağır federasyon şartlarını kabullenmektense, varsın çözümsüzlük sürsün!

Avantaj sana geçti ancak…

Çözümsüzlüğün sorumlusu sen olmazsın bundan sonra…

İki devletçiler olur!

Erdoğan’ın bu şahane pasını al, tepe tepe kullan Nikos!i

***

Akıncı kalsa ne olurdu?

Ne yaparlardı?

Merak ediyorum doğrusu…

Sovyetlerin bir zamanlar Macaristan ve Çekoklovakya’da yaptığını mı yaparlardı acaba?

Tankları harekete geçirirler ve onu ortadan kaldırırlar mıydı?

Vururlar mıydı?

Hiçbirini yapamazlardı bence…

Oturup yine anlaşacaklardı…

Zaten Akıncı’nın beş yıl boyunca Türkiye’ye karşı sert bir tavrı yoktu…

Yalnız seçim sırasında artık tehdit edilmeye başlayınca Türkiye’yi karşısına aldı…

Ama Tayyip Erdoğan’ı çok da incitmemeye çalıştı…

Hiçbir şikayetinde onun adını kullanmadı…

Ok yaydan fırlayınca Akıncı’nın konuşması çok bir işe yaramadı…

Beş yıl boyunca hep çözümsüzlükle suçladığı yalnız Rum tarafı oldu…

Türkiye’yi bir kere bile çözümsüzlükle suçlamadı…

Oysa Türkiye’nin hiçbir zaman çözüm istemediğini hepimizden iyi bilirdi…

Türkiye “Çözümsüzlük çözümdür” siyasetinden hiç vazgeçmedi Kıbrıs’ta…

Masaya koyduğu ağır federasyon şartlarını hep Rum tarafının reddetmesi ve bundan dolayı da suçlanması için koydu…

Sonunda iki devleti de masaya koyarak uzun bir vadeye yaydı çözümsüzlüğü…

Şimdi işgal bölgesini eskisinden daha çok istediği gibi kullanacak…

Madem ki bu bölge uluslararası hukukun dışındadır ve madem ki İnterpol’ün kolu bile uzanamaz buraya, bütün kirli işlerini burada çevirecek…

Aklamak istediği kara parayı burada aklayacak…

Ayrıca inşaatlardan bol para kazandığı için, kuzeyi baştanbaşa şantiye alanına çevirecek…

Uyuşturucu trafiği de hiç aksamayacak …

***

Şimdi bize nasıl müdahaleler yapıldığını anlatan Akıncı keşke kabullenmeseydi seçim sonucunu…

Ama ne yazık Tatar’ı ilk tebrik eden o olmuştu!

(12 Haziran 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author