Aziz Şah – Hayatım boyunca rakamlar yerine sözcükleri tercih ettim…
Sayıların hükmettiği yerde ölüler istatistiktir, sözcüklerin hükmettiği yerde her bir ölünün bir hikâyesi vardır.
Fikirler de böyledir. Bir fikri kaç kişinin savunduğu değil temelleri ve perspektifi önemlidir.
Amerikan siyaseti pragmatisttir, anketlerle eğilimleri şirketler-lobiler belirler, siyaset de “halkın eğilimleri”ni mutlak doğru sayıp ona göre pozisyon alır. Sol ve sağ yoktur dedikleri budur aslında. İlkelerle yapılan siyasetin yerini anketlerde çıkan yüzdeliklere göre pozisyon alan “tek tip gömlek” almıştır. Bu “yeni siyasetçi tipi”nin fikirleri yoktur, anket yüzdelikleri vardır!
Yüzlerini kapattığınızda seslerinden ayırt edilemezler. Kandinsky müziğin resmini yapmıştır ama bu seslerin resmini o bile yapamaz…
Devrimcileri bu yüzden anlaşılmaz bulurlar. Çünkü tek başına kalsa da doğruda ısrar edecektir. “Doğru”yu da anketler değil; tarihin, bilimin, aklın kılavuzluğu gösterir…
AKP de Amerikan siyasetinin vazgeçilmezi “anketler”i getirdi, bütün ilkeleri bitirdi!
Siyaset hayal ettiğiniz ülkeyi ve dünyayı yaratmanın aracıdır. Anketlerle yapılan siyaset ise içinde yaşadığınız toplumun ne düşündüğünü görüp ona göre “gömlek değiştirmek”, “pozisyon almak”, “halk dalkavukluğu” yapmaktır.
Marksist literatürde anket-siyasetine çok eskiden takılmış bir isim var: Halk dalkavukluğu!
Halk ne derse doğrudur, ne eylerse güzeldir diyenlere “halk dalkavuğu” denirdi eskiden. Şimdi onların yerini anket sonuçlarını “mutlak doğru” kabul edip dalkavukluk yapanlar aldı.
Dalkavukluk yapabilmek için anket verilerine ihtiyacınız vardır. İlkeli bir siyaset içinse halkın ne düşündüğünü değil, kendi savunduklarınızı nasıl daha anlaşılır ifade ederim kaygısı güdersiniz.
İşte bu yüzden toplumumuzda da içinde dalkavuk siyasetçiler ile anket şirketlerinin adının geçtiği skandallar yaşandı.
Türkiye AKP’nin “Küçük Amerika” olma hayalleri ile bir anket bataklığına dönüştü. İşin ilginç tarafı “halkın eğilimleri”ne göre pozisyon almak için anket yaptıran AKP, o eğilimlere göre gömlek de değiştiremiyor artık. Mesela “Doğu Akdeniz”, “Mavi Vatan”, “Suriye”, “Libya”, “Ege”, yani “dış politika” halkın gündeminde hiç yer tutmuyor. “Ekmek” ve “yolsuzluk”tur halkın gündemi…
“Mavi Vatan” ile ilgili yazdığım yazılarda aç olduğu için kendini ateşe verip intihar eden emekçilerin hikâyelerinden bahsettim. Milyar Dolarlık gemiler yüzdüren Türkiye’nin intihar eden seyyar satıcı ya da işçileri ve emeklileri…
Kadir Has Üniversitesi’nin “Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması”nın 2021 raporuna göre, “Mavi Vatan” %76,1 tarafından hiç duyulmamış. Anketleri “halkın gündemi”ne göre siyaset yapmak için yaptıranlar, uzun zamandır tek “milli dava”sı ekmek olanların davasında sanık oldular!
Türkiye’den devrimci bir avukat dostum anlattı. Ziyaretine gelen işçiye yumurta ikram etmiş, portakallı ördek ya da ıstakoz yer gibi gözleri parlamış işçinin yumurtayı ısırınca. “Belli ki aylardır yememiş” dedi…
Bu hikâyeyi duyduğumda aklıma Oruç Reis gemisinin “eğitim ihalesi”ni 1 milyon 299 bin Dolar’a alan yumurta ve tavuk pazarlama şirketi geldi. Gemiler Antalya limanına çekilirken Ekim 2020’de patlamıştı bu skandal…
Bazan hiçbir “milli dava” ekmek ve yumurtanın yerini tutmaz. Anket yaptırmanıza da gerek yok bunu doğrulatmak için…
(25 Haziran 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
