Her Kıbrıslıtürk bu zulmü tadacak

Şener Levent – Her canlı ölümü tadacağı gibi, her Kıbrıslıtürk de Türkiye’nin zulmünü tadacaktır…

Susmak…

Hiç konuşmamak…

Hatta yalakalık yapmak da kurtaramayacak kimseyi…

Anavatanım diyenler de tadacak…

Kardeş ülke diyenler de…

Politikaya hiç bulaşmayanlar, herşeyi kabullenenler, hiçbir şeye itirazı olmayanlar…

Yani kendi halinde yaşayıp gidenler…

Onlar da kurtulamayacak bu zulümden…

Sen bile Ali Bizden…

Ne kabahat işledin ki sen?

Ne kötülük yaptın onlara…

Da onbir saat gözaltına aldılar seni İstanbul’da…

Kimliğine el koydular…

Telefonuna el koydular…

Parana, çantana el koydular…

Neymiş…

“Güvenlik tehdidi” imişsin Türkiye’de…

Tehlikeli yani…

Terörist demediklerine şükret…

Götürüp hücreye atmadıklarına şükret…

Fetöcü de diyebilirlerdi…

PKK’lı da…

Ucuz kurtuldun…

Sınırdışı ettiler seni…

Uçağa koyup geri Kıbrıs’a gönderdiler…

Burada uçaktan inince eğilip öpeydin toprağı…

“Ah vatanım” diyeydin…

“Ah Kıbrısım” diyeydin…

Var mı insanın vatanı gibi?

***

Kara bir liste olmalı havaalanlarında ellerinde…

Bu liste 20 Temmuz şükrancısı olmayanların listesi…

Ben de varım orda..

O da var…

Öbürü de var…

“Rumcu” denilen herkes…

Tayyip Erdoğan’ı sevmeyen herkes…

Sen ne yaptın?

Mustafa Akıncı’nın basın danışmanıydın sarayda…

Bütün kabahatin işte bu!

Amaaaa…

Ne demişti Akıncı?

“Türkiye sığınacağımız tek liman”…

Leymosun limanı değil yani…

Mersin limanı!

Ne oldu şimdi?

O limandan kovdular seni değil mi?

Git sor Mustafa Bey’e…

Bakalım aynı fikirde mi hala?

Hala sığınılacak liman mı?

Umarım bu naif düşünceye kapılıp o da geçmeye kalkmaz oralardan…

Linç ederler…

Vallahi linç ederler…

Bir yere çıkıp gidecekse Larnaka’ya baksın bundan sonra…

Yalnız o mu?

Sen de Larnaka’ya bak artık ey ahali…

O kara liste çok kabarık çünkü…

Seçimlerde Akıncı’ya oy verenlerin hepsi de fişlendi…

Hepsi de kara listede!

***

Ve siz…

Bugüne kadar Türkiye’ye hiç laf kondurmayan, laf edenlerin de lafını ağzına tıkayan, işgal düzenine adapte olup seçimden başka bir şey düşünmeyen “ilerici” kardeşlerim…

Siz bu gibi işlerin yalnız Afrika/Avrupa gazetesinin başından geçtiğini zannederdiniz değil mi?

Size göre biz “marjinal”dik çünkü ve bunun için yalnız biz hedefteydik…

Öldüreceklerse bizi öldüreceklerdi yalnız…

Taşlayacaklarsa yalnız bizi taşlayacaklardı…

“Siz de yazmasaydınız” derdiniz…

“Çok ileri gittiniz” derdiniz…

“Türkiye’den bir işgal harekatı” dedik diye bizi taşlamaya ve yakmaya gelen yobazları haklı bulmuştunuz neredeyse…

Sustukça sıranın size de geleceğini öngöremediniz…

Bilmezsiniz ki, taşın altına saklansa bile, gelir bulur kara yılanı ölüm…

***

Beş yılı boşa harcadı o sarayda Mustafa Akıncı…

Faşist diktatör Tayyip Erdoğan’ı kızdırmama ve gücendirmeme gaylesiyle geçti o yıllar…

Sen basın danışmanıydın, biz de günlük bir gazete…

Ama bizimle bir kere bile temasın olmadı…

Akıncı’nın da teması olmadı…

Neden?

Tayyip Erdoğan’a şirin görünmek için mi?

***

Tekrar edeyim…

Her canlı ölümü tadacağı gibi, her Kıbrıslıtürk de burada Türkiye’nin zulmünü tadacaktır…

Siz “Ey işgalci, defol yurdumdan” demedikçe kurtulamayacaksınız bundan…

Şu işe bakın…

Üç yıl önce bizi linç ederek öldürmeye gelenler, bugün resmi protokollerin mümtaz zevatı…

Sen ise Ali Bizden, Türkiye için bir güvenlik tehdit unsuru…

Onlar seni kovdular ordan.

Biz linççileri kovmadık.

Başımıza oturttuk onları…

Müstahakımızdır değil mi?

(8 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author