Türk ve Rum federalistlerinin “tahterevalli”si

Aziz Şah – Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen bir gelenekten gelen Anastasiadis hayatında bir şeyi yıkmayı başardı…

50 senedir BM’ye “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” diye yalvararak dua edenlerin taşlaşan dünyasını yıktı. Yıkılan taşların altından Rum ganimetleri üzerinde kurulu statüko olan KKTC’yi savunan federalistler çıktı.

Dertlerinin federasyon olmadığı ortaya çıktı…

Mustafa Akıncı’nın hep dediği gibi: Güçlü KKTC ve kurumları federasyonun kurucu ortağı olacak.

KKTC’nin işgal rejiminin “kod” adı olduğunu inkâr etmenin sonucu bu: KKTC’nin federasyonun temeli olacağı iddiası…

KKTC’de işleyen ne var ki onu federal Kıbrıs’a taşıyalım?

İşte federalist-iki devletçi statükosu budur…

KKTC’yi gelecekte kuracağı “Yeni Kıbrıs”a temel olarak görenler statükodan başka bir şey vadedemezler.

Yıktı Anastasiadis, eyledi viran…

Bay Nikos EDEK dışındaki Rum solunu da boşa düşürdü… EDEK’i de küçümsemeyin, 15 Temmuz 1974 darbesine savaşçılarıyla direnmiş bir gelenekten bahsediyoruz. Anastasiadis Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen, EDEK ise darbecilere karşı Cumhuriyet’i silahlarıyla savunmuş bir gelenekten geliyor.

İşte Anastasiadis, EDEK dışındaki solun taşlaşmış dünyasını da yıktı…

Rum federalistleri (AKEL) Anastasiadis’in Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının restorasyonu teklifine “Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türklere çok hak ve güç verildi”ği üzerinden karşı çıktı. 57-58 senedir tek başlarına yönettikleri cumhuriyetteki “elit” konumlarına zeval gelsin istemiyorlar…

İroniye bakar mısınız?

Rum federalistleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türklere fazla güç ve hak verildiği için ortak cumhuriyete karşı çıkıyor.

Türk federalistleri ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nden daha da fazla hak ve güç elde etmek ve yanı sıra 1974’te silah zoru ile gasp edilen Rum mallarını geri vermemek için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılıp federasyon kurulmasını talep ediyor.

İki federalist bir ipte oynamaz!

Aslında hiçbiri federasyon istemiyor… Eğer isteselerdi Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının (çok kutsadıkları) BM parametreleri ve “bölgeler” temelinde yeniden tesis edilmesi önerisinin üzerine atlayıp, bu konuda ideolojik tekeli Anastasiadis’in elinden almak için uğraşırlardı.

AKEL’in aklında önümüzdeki seçim, CTP’nin aklında KKTC. Yaşasın statüko!

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal düzeninin yeniden tesis edilmesini 1965’te Sovyetler ve 2000’de Klerides önerdiğinde nasıl reddedildiyse 2021’de de bayraklarla bağlanmış basiret tarafından reddediliyor…

Bayrak demişken, sosyal medya çöplüğünde Türk milliyetçisi bir sayfada denk gelmiştim. Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını paylaşıp üzerine şöyle yazmışlar: İsmet Güney’in yaptığı Kıbrıs bayrağını Rumlar gasp etti…

Gürkan, Hikmet ve Kavazoğlu dışında kimsenin uğruna ölmeyi göze alamadığı bir bayrak için ne içten sözler bunlar…

-Dünyanın en şanslı bayrağı, denmiştir kimse uğruna ölmek istemediğinden Kıbrıs bayrağı için…

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş teklifine “istemem ama yan cebime koy” diyerek itiraz eden çok KKTC’ci federalist de var. Şöyle diyorlar:

-“Anastasiadis samimiyetini göstermek için hemen 3 bakanlığı (Tarım, Sağlık, Dışişleri ile Savunma) bize versin, Temsilciler Meclisi’ndeki 24 boş sandalyeyi de versin, o zaman inanırız”…

Alemin akıllısı sizsiniz!

40 bin asker kalacak, yerleşiklerin tamamı Rumların malları üzerinde oturmaya devam edecek, ganimetlere de dokunulmayacak…

Üstüne da 3 bakanlık ve 24 sandalye ile gaymaklı ekmek gadayıfı!

Yani hem KKTC’yi istiyorsunuz, hem de Kıbrıs Cumhuriyeti’ni… Ve federalistsiniz!

Türk ve Rum federalistlerin bu herşey benim olsun siyaseti ve ikiyüzlülüğünün “tahterevalli”si kırıldığında herkes ortada kalacak…

(7 Eylül 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author