AKEL ve CTP’nin günahları kilisede çıkmaz!

Aziz Şah – 1965 yılında Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Gromiko Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesini önerdiğinde AKEL’in hışmına uğramıştı…

Bir komünist parti tarihin seyrini tahlil ederek gerekli araçlarla önceden müdahale eder. AKEL herşeyi iş işten geçtikten sonra gördü, dananın kuyruğu koptuktan sonra o kuyrukla halay çekti…

Sovyetler Birliği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesini önerdiğinde hışımla saldıran AKEL’in Genel Sekreteri Ezekias Papayuannu, “Gromiko’yu haksız yere eleştirdik” demişti 1974’ten sonra…

AKEL’in ne kadar öngörüsüz olduğunu anlamak için Gürkan ve Hikmet’in 11. ölüm yıldönümüne denk gelen 23 Nisan 1973’teki Girne-Lefkoşa İlçe Kurultayı’nda Papayuannu’nun “AKEL’in Enosis’e karşı olduğu yolundaki söylentiler gerçek dışıdır” sözüne bakmak yeter…

1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu “başka bir siyaset”i mümkün kılmıştı. Buna rağmen AKEL’in çizgisinde değişiklik olmadı. Bağımsızlıktan sonra Mart 1962’deki ilk kongresinde yeniden Enosis kararı aldı. Kıbrıs’ın bağımsızlığını savunan Ahmet Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet de bundan bir ay sonra öldürüldü.

Fikirlerin sonuçları vardır, AKEL Enosis’te ısrar ederek Türkçe konuşan Kıbrıslı aydınları yalnız bıraktı, hedef yaptı, TMT’nin namlusuna kurşunu sürdü.

Fikirlerin sonuçları vardır, AKEL hiçbir zaman bu sonuçlarla yüzleşmedi…

Ekim 1973’te Yunanistan’da yayın yapan To Vima gazetesine verdiği röportajda Papayuannu, AKEL’in ezelden beri Enosis’ten yana olduğunu, Enosis’in gerçekleşmesi için hiçbir zaman sosyalizmin kurulması şartı olmadığını söylüyordu.

Bir komünist parti bu kadar ahmak olabilir mi? Var mı “tarihin lokomotifini sürme” iddiasındaki “parti”nin bu kadar ahmak olmaya hakkı?

Bıçak kemiğe dayandığında bile fark etmeyen ve Enosis naraları atmaya devam eden (Yıl 1973, el insaf!) Papayuannu, bıçak kemiği parçaladığında, “Aaa, bıçak kemiği son tahlilde parçaladı” diyor…

1965’te SSCB’nin federalleşme önerisine karşı çıktılar, 1974’ten sonra NATO’nun federasyonunu kabul ettiler.

NATO’nun federalisti olunca da, aynı 1965’te Enosis’e inanırken yaptıkları gibi 1974’ten 2021’e kadar diğer bütün tezlere kulaklarını tıkadılar. En önemlisi kendileri bir tane tez koymadılar masaya…

Kendisine “komünist parti” diyen AKEL’in bir tane Kıbrıs tezi yok: 1974’e kadar Enosis, 1974’ten sonra Federasyon…

Ayyaş diye dalga geçtikleri Anastasidis bile tarihe kendi adıyla anılacak önerilerle geçiyor ama “ülkenin tek komünist partisi”nin bir tezi yok!

Özeleştiriyi kilisede günah çıkarmak zannediyorlar…

Özeleştiri gelecek için ders çıkarmak amacıyla yapılır: Papayuannu 1974’ten sonra “Gromiko’yu haksız yere eleştirdik” dediğinde bu bir özeleştiri değil, günah çıkarmaydı.

Eğer özeleştiri verselerdi bugün NATO tezi federasyon dışındaki bütün tezleri reddediyoruz demezlerdi.

“İki bölgeli iki toplumlu federasyon” diye tekrar ettikleri 1971 NATO Dışişleri Bakanları zirvesinde alınan karardır…

AKEL ve CTP ile kuyrukçularının tarihin “tunç kanunu” saydığı “iki bölgelilik” için Denktaş Rum Dışişleri Bakanı Nikos Rolandis’e şöyle diyor:

-“İki-bölgeli kelimesi, sınır ve konfederasyon demektir. Görüşme masasına gelmeden önce, kelimenin bu manasını, yani sınırları ve konfederasyonu kabul etmek zorundasınız. Aksi halde hiçbir şeyi görüşmeyeceğim. Benim iki-bölgelilik kelimesine verdiğim anlamı önceden ve tartışmasız olarak kabul etmek zorundasınız. Ancak o zaman konuşur görüşme yaparız”…

“İki bölgeli iki toplumlu” nakaratını tekrar edenler Denktaş’ın ideolojik hegemonyası altında zincire vuruludur. Papayuannu gibi “10 sene sonra” günah çıkarsanız da fayda etmez!

Gereksiz bir adamın sözleri ile bitirelim… Tufan Erhürman şöyle dedi Anastasiadis’in Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının federalleştirilmesi önerisine:

“1960’a dönmek tek bölgeliliktir. Ama şu anda Girne’de yaşayan insanları Limasol’a gönderemezsiniz. Artık iki kesimlilik var. Biz de bunun için iki toplumlu, iki kesimli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon diyoruz”…

Denktaş yaşasa “solcu” öğrencilerine bakarak ağlardı!

(23 Eylül 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author