Bülent Ersoy’dan vergi almayan bir rejim

Aziz Şah – Anladınız mı neden Adalet Bakanlığı isterler?

Bülent Ersoy’un orkestrası sahte PCR ile memlekete geldi, sonra yaygara kopardılar “Kıbrıs yargısı ırkçılık yapıyor” diye…

Doğrudur memlekette ırkçılık var…

Mustafa Akıncı’ya edilen hakaret, küfür ve tehditlerden oluşan 1000 dosya işleme konmaz, çünkü failleri TC vatandaşıdır…

Kıbrıslı aydınlar ise TC Elçiliği’nin “Kıbrıs Türk Halkı adına” şikayetçi olması üzerine ifade ve düşünce özgürlüğünden yargılanır…

Kıbrıslılara edilen küfürler, hakaretler, tehditler soruşturma geçirmez…

Bu ırkçılıktır, evet!

Anladınız mı neden Adalet Bakanlığı isterler?

Orkestra sahte PCR ile sahtekarlık yaptı…

Gidip Türkiye’de bir hastanede PCR testini yaptırıp Kıbrıs’a gelseler, bunlar yaşanmayacak…

Burasını arka bahçeleri saydıkları için kuralları tanımadılar; icabına bakarız dediler “Yavruvatan”da…

Anladınız mı neden Adalet Bakanlığı isterler?

Adamlar suç işlemiş, ama arayıp serbest bıraktıracak bir “merci” yok…

Yüksek Mahkeme Başkanı’nı arayamıyorlar…

İş polisten çoktan çıkmış, yoksa General’e kadar ararsınız değil mi?

Kimi arayacaklar orkestrayı serbest bıraktırmak için Türkiye’den?

“Eğitim Bakanı”nı aradılar, basında çıktı, Amcaoğlu yalanlamadı; onların Amcaoğlu’ndan ne istediği belli. Amcaoğlu ne dedi onlara?

Yok ki bir Adalet Bakanı suçluları serbest bıraktırmak için arasınlar…

Anladınız mı neden Adalet Bakanlığı isterler?

Dahası var… Adamlar suç işlemiş, sahte PCR ile gelmiş, Bülent Ersoy mağdur olmasın diye konser vermelerine işbirlikçi politikacı-bürokrat takımı tarafından izin verilmiş, sonra da polis gözetiminde otelde kalmışlar!

Tam bir maskaralık…

Bu maskaralığa sebep olan ve konsere izin veren politikacı-bürokratlara da soruşturma açılacakmış. Açılacak mı hakikaten?

***

Son normal girilen yılbaşı 2020 idi…

2020’ye girilen geceyarısı Tarkan’ı, Sibel Can’ı, Ebru Gündeş’i, Hadise’si Kıbrıs’taydı…

Neden Kıbrıs’ı tercih ederler?

Türkiye’deki otellerde verseler yılbaşı konserini vergi verecekler, Türkiye’nin işgali altındaki Kıbrıs’ın kuzeyinde onlardan vergi alacak bir devlet otoritesi yok. Vergi toplamak da devlet olmanın bir alamet-i farikasıdır. 

2020 yılbaşından sonra basında çıkan “rakamlar”ı hatırlatayım size…

Bir konser için;

Tarkan’a 2 MİLYON TL…

Hadise’ye 800 BİN TL…

Ebru Gündeş’e 600 BİN TL…

Sibel Can’a 500 BİN TL…

Gülşen’e 450 BİN TL…

Bunlardan vergi alınmadı, kemiksiz kılçıksız…

Bülent Ersoy geldi Kıbrıs’ın işgal bölgesine…

21 kişilik orkestrası sahte PCR’ları ile geldi…

Mesela Bülent Ersoy Almanya’ya konsere gitse, cesaret edebilir mi orkestrası sahte PCR’la gitmeye…

Ne münasebet!

Ama işgal topraklarına geldikleri için rahatlar…

Küstahlık almış yürümüş, çünkü karşılarında bir devlet otoritesi yok!

Bir gecelik konserde milyonları alacaksın ama orkestran sahte PCR ile gelecek; vergi de ödemeyeceksin…

Pusuda bekleyen Türkiye sosyal medyasının ırkçıları da Kıbrıslılara saldıracak!

Ama suçun büyüğü senin Kıbrıslı…

Üç kuruşluk çıkar için demokratik bir cumhuriyette barış içinde bir arada bir adada yaşamak yerine Tarkan’dan, Bülent Ersoy’dan Sibel Can’dan vergi almayan bir işgal rejimine boyun eğiyorsun…

Maliyede para olmadığı iddiasıyla kanser hastaları da ilaçsız kalıyor…

Suçun büyüğü senin Kıbrıslı!

Bülent hanım bize “Makber”den girsin, her yer karanlık, vergi ödemese de olur…

(5 Ekim 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author