Urfa’da lavaşa sardılar Kıbrıs’ı!

Aziz Şah – TRT’nin ‘‘Bir zamanlar Kıbrıs’’ dizisinden Türk Tarih Kurumu’nun Urfa’da düzenlediği “Kıbrıs’ta Tarih Eğitimi Çalıştayı”na yol bağladık…

Son bir ayda TC mafyası/kontrgerillası içindeki hesaplaşmanın Kıbrıs’a sıçraması, Karpaz’a yapılacak deniz üssünün arazisinin tahsisi, DAÜ yönetimine Türkiye’den iki kayyum atanmasından sonra en önemli olaylardan biri de Şanlıurfa’da Kıbrıs’sız Kıbrıs’ta Tarih Eğitimi Çalıştayı yapılması idi…

Seks videosu skandalı hepsini bastırdı!

Karpaz’a üs ve DAÜ’ye kayyumdan sonra, Tarih Kurumu’nun “Kıbrıs’ta Tarih Eğitimi Çalıştayı” ise konu bile edilmedi…

Memlekette savaş karşıtlarının olmadığını Karpaz üssü karşısındaki sessizlikten, memlekette DAÜ’lülerin olmadığını kayyum ataması karşısındaki deve kuşu halinden ve tarihimize yapılan müdahale karşısındaki sinmişlikten de herkesin memnun olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz…

Dikkat edin: ‘‘Kıbrıs tarihi’’ bile demiyor, “Kıbrıs’ta Tarih” diyor Türk Tarih Kurumu; iki tabir arasında dağlar kadar fark var. Kıbrıs tarihi coğrafidir, Kıbrıslıdır. “Kıbrıs’ta Tarih” ise Türk-İslam sentezi kurgusudur, içinde Kıbrıslı yoktur, olay sadece Kıbrıs’ta geçer…

TRT ile Türk Tarih Kurumu arasında bir fark var mı?

İkisi de kurgu hikâye anlatır: TRT buna ‘dizi’, Tarih Kurumu ise ‘tarih’ der…

TRT ve özel kanallara yaptırılan projelerle Osmanlı’dan başlayarak geriye giderek Büyük Selçuklu kurgusu ile tarih baştan yazıldı.

‘Bir zamanlar Kıbrıs’ da işte bu kurgunun parçası…

Türk Tarih Kurumu’nun Urfa’da ‘‘Kıbrıs’ta Tarih Çalıştayı’’ yapması da bu ideolojik kurgu çerçevesindedir.

Genel anlamda devletin aygıtları ideolojik mücadelenin farklı alanlarını bütünler: Kıbrıs’ta TC sömürgeciliğinin aygıtları arasında Yardım Heyeti, Koordinasyon Ofisi, Türkiye İşbirliği Koordinasyon Ajansı (TİKA), TC Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi gibi yapıların yanına ‘Bir zamanlar Kıbrıs’ dizisi ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) ve ‘tarih çalıştayı’ ile Türk Tarih Kurumu (TTK) da eklendi!

Haberde şöyle deniyor Urfa’daki Kıbrıs’sız Kıbrıs’ta Tarih Çalıştayı için: ‘‘Türk Tarih Kurumu Başkanı Birol Çetin, tarihçiler olarak en temel görevlerinin milli bilinç ve vatan sevgisini korumak olduğunu söyledi. Çetin, kurum olarak Türk tarihinin bilimsel yöntemlerle araştırılması noktasında yaklaşık bir asırdır çalıştıklarını belirtti.’’

Tarih Kurumu 1930’larda Türkçü idi, 1980 darbesinden sonra Türk-İslam sentezi çerçevesinde egemenlerin ideolojik aygıtı oldu. Kurumun bir asra yaklaşan ‘bilimselliği’ tam da budur.

‘Tarih eğitimi’nden ‘milli bilinç’ yaratmayı anlayanlar ise ırkçılık-İslamcılık sarkacında sallananlardır…

Tek başına izole bir ‘milli tarih’ten zaten bahsedilemez. Tarih evrenseldir, ulusal sınırları yoktur, bir bütündür. Evrensel tarihin altında özel/yerel tarihler vardır. Bunlar iç içe geçmiştir. Buna bileşik gelişme denir. Kıbrıs gibi insanlığın orta malı olan bir adanın tarihi başlı başına evrensel bir tarihtir. Kıbrıs tarihi eğitiminden ‘milli bilinç’ çıkarmak için Bayraktar ve Ömerge Camilerini bombalamanız lazım zamanında Türk Özel Harp Dairesi’nin yaptığı gibi. Sonra da bombayı Rumların attığını söylemeniz lazım Türk Özel Harpçileri gibi!

Türk Tarih Kurumu başkanı Çetin “Tarihçiler olarak en temel görevimiz milli bilincimizi, vatan sevgimizi korumaktır” diye buyurdu Urfa’da!

Kıbrıslı öğretmenlerin ve tarihçilerin söyleyecek sözü yoksa, Türk ırkçısının Akdeniz’de bir sevinci var, Urfa’da lavaşa sardılar Kıbrıs’ı, yanında da biber turşusu…

(12 Kasım 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author