Bak Bilal, burası Norveç değildir!

Aziz Şah – Bilal’e anlatır gibi yazıyoruz ancak çoğunluk anlamamak için direniyor…

‘İşgal’ diye bağıranların bile her kritik dönemeçte hiçbir şey anlamadığını görüyorum. Yoksa neden TC’nin işgali altında TL üzerinden sömürgeleştirildikten sonra, işgal altında Euro para birimine geçmekten bahsetsinler ki…

Anlamıyorlar ya da anlamazdan geliyorlar!

Euro’ya geçebilmemiz için Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında yaşamamız gerekiyor. Bunun için Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünün ve anayasal birliğinin sağlanması gerekiyor…

Euro’ya geçebilmek için üzerine çöktüğümüz ganimeti teslim etmemiz, güneyde bıraktığımıza razı olmamız gerekiyor. Başkasının gasp edilen malını tutarak elde edilen zenginlik, gerçek bir Cumhuriyet sahibi olarak yaşayacağımız insan haklarının ve refahın önünde engeldir!

Mesele Euro’ya geçmek değil, insanca yaşamaktır. İnsan haklarını yaşayabilmek istiyorsan, önce insan haklarını gasp ettiğin insanların hakkını iade et!

Euro’ya geçebilmek için Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının federalleştirilmesi planının hayat bulması gerekiyor. Bunun için de TC’nin Garanti Anlaşması’na riayet etmesi gerekiyor…

Rum’un malını geri vermezsiniz, ‘tanınmamışlığın avantajları’nı kullanmak için KKTC’den vazgeçmezsiniz, ancak Merkez Bankası’na Ankara’dan müdür atanan KKTC’de Euro para birimine geçeceksiniz…

Hakikaten konuyu anlamadınız!

Nerede görülmüş işgal altında bir toprak parçasında, sömürgeci anakaranın para biriminden 10-15 kat daha değerli başka bir para biriminin kullanıldığı?

Akıl alır gibi değil!

İşgalin ve sömürgeleştirmenin ne olduğunu ya gerçekten hiç anlamadınız ya da anlamamak için direniyorsunuz…

İşgale bu kadar direnseydiniz çoktan kurtulmuştuk…

Bak Bilal, anlatayım. Üç söylem var birbirini besleyen:

-Kendi ayakları üzerinde duran KKTC ekonomisi!

-Brüksel ile anlaşıp Euro’ya geçelim ya da TC bize Euro göndersin!

-TC-KKTC ilişkileri gözden geçirilsin, TL yüzünden ettiğimiz zararı TC karşılasın!

Üçü de birbirinden trajik…

Sondan başlayım: İşgalci rejimin sömürgeleştirme politikaları zaten biz zarar edelim, kendisi kâr etsin diyedir. İşgalci kâr etmeyecekse, sömürgeyi finanse edecekse, neden işgal etsin?

TC neden Kıbrıs’ın kuzeyine TL borç verip Dolar borçlandırıyor? TC neden bize Dolar üzerinden mal satıp, bizden TL üzerinden alıyor?

Hem KKTC’nin tanınmamışlığının avantajlarından yararlanıp burayı suç sömürgesi olarak kullanıyorlar, hem de TL-Dolar dengesizliği üzerinden borç sömürgesi olarak kullanıyorlar…

Bak Bilal’cim!

TC-KKTC ilişkisi diye bir şey yoktur. ‘İlişki’ eşitler arası ya da eşit olduğu varsayılanlar arasında olur.

Bizim meşhur siyasetçilerimizden, sonradan Denktaş’ın avukatı olan eski solculardan Fuat Veziroğlu vardır.

Veziroğlu “Ticaret ve Sanayi Bakanı” olarak Türkiye’ye ilk kez gittiğinde önüne imzalaması için hazırlanmış Mali Protokolü koydular.

Veziroğlu:

-“Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Abdullah Tenekeci’yle toplantıya girdik. ‘Bu iş rutin bir şeydir. Her yıl yapılır. Bir şey hazırladık’ deyip imzalamam için önüme bir kağıt koydular”…

Veziroğlu anlatıyor. Önüne protokolü koyduklarında TC sömürge bakanına şöyle der:

-“Bizi protokolü müzakereye çağırdınız, şimdi okumadan imzalamamı istiyorsunuz”…

Anladınız mı ‘TC-KKTC arası ilişki’ deyip durduğunuz şeyin ne olduğunu?

Sömürge-sömürgeci arası ilişki olmaz; talimat, emir, dayatma olur. Sömürgenin kendi ayakları üzerinde duran ekonomisi olamaz, çünkü kendi ekonomisi yoktur. Sömürge kendi ihtiyaçlarını değil, efendinin ihtiyaçlarını karşılar: Efendinin ihtiyacı kara para, kumar, sanal bet, uyuşturucu! 

Karar vereceksiniz işgalin avantaları ve avantajları mı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde vatandaşlık hakları mı?

(20 Kasım 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author