Sorunun parçası olan ‘çözümcüler’

Aziz Şah – Gökten reçete yağdı. Wall Street’te bu kadar ekonomist yok…

Salgında herkes tabip, savaşta herkes general, krizde de herkes ekonomist…

Bu rejim, bu bezirgân saltanatı sürsün diye gardiyanlık yapanlara akıl verip, halktan yana karar alacaklarını zannedecek kadar safsınız.

Kıbrıs Lirası’nda Türk Lirası’na geçerek halkın birikimlerine el koyan bir rejime ekonomik tavsiyelerde bulunmaktan kurtulduğunuz gün, kurtulacağız!

KKTC denilen işgal rejiminin sizin tavsiyelerinize ihtiyacı yoktur. TL’nin her erimesinde aynı piyesi izliyoruz…

Kendine ‘devrimci’ diyenden tutun faşistlere, bütün KKTC’ci siyasetler tavsiyelerde bulunurlar ipi Ankara’dan tutulanlara…

Çünkü sorun KKTC’cilerdir. KKTC yoktur; KKTC, KKTC’cilerin kendisidir!

KKTC bir fikirdir, zihniyettir, düşünme biçimidir. Siz ondan vazgeçmezseniz, o zaten kendi başına varolamaz…

-Döviz sabitlensin, dövizle borçlanmak yasaklansın, ultra zenginlerden de Servet Vergisi alınsın, bir de sendikalaşmak zorunlu olsun…

-Lütfen Sayın Rejim, bunları yapar mısın?

-Arz ederim, Generalim!

Faiz Sucuoğlu da dalga geçer gibi dövizi sabitledi, bankacı gibi kredi sattı; sonuçta adamın adı Faiz, Bileşik Faiz Yasası’nı kaldırmasını mı beklersiniz?

Kıbrıs Lirası’ndan Türk Lirası’na geçen bir rejimden dövizi sabitlemesini, döviz borçlanmayı yasaklamasını, döviz soygununu durdurmasını istersiniz…

Rumdan kalma fabrikaları soyup makineleri Türkiye’ye taşıyan bir rejimde, üreterek var olacağınızı iddia edersiniz…

Zeytinlikleri söküp beton döken bir rejimde, baştan zeytin dikip büyütecek, yağ çıkarıp marka yaratarak kalkınacaksınız…

Mağusa Limanı’nın, Lefkoşa Uluslararası Havalimanı’nın ve Ercan’ın uluslararası ticarete ve uçuşlara açılmasına karşı çıkan Ankara’nın işgal rejiminde dünya ile entegre olacaksınız…

Dolar Milyarderlerinin memur kadar gelir gösterdiği bu rejimde ‘ultra zengin’ dediklerinize Servet Vergisi keserek kaynak yaratıp, kaynağı da halk için harcayacaksınız…

Kıbrıs’tan çaldıklarını tahvil edip vergi cenneti adalardaki off-shore hesaplarına aktaran zenginlerden bu rejimin kukla perdesi meclisinde yasa yapıp hesap soracaksınız…

‘‘Ürettikçe tükeniyoruz’’ diye slogan atan üreticiye gidip, tohum, gübre, ilaç ve benzin dövize endeksli iken, ‘‘Ürettikçe var olacağız’’ diyecek kadar şuursuzsunuz. Üretimin önündeki engelin bu rejimin ve TL’nin kendisi olduğunu söyleyemeyecek kadar da korkaksınız. Bu rejimi yıkmadan da ‘‘TL’den EURO kullanımına geçelim’’ diyecek kadar da asalaksınız.

Kıbrıs Türk toplumunu yok etmek için kurulan bu soykırım rejimini reforme edip demokratikleştireceksiniz…

Bu rejim döviz soygunu üzerine kuruludur…

Bu rejim üretimin engellenmesi üzerine kuruludur…

Bu rejim gençlerin göçe zorlanması ve ülkesini terk etmesi üzerine kuruludur…

Bu rejim gençlerin gelecek kaygısı ile evlenmemesi ve çocuk yapmaması üzerine kuruludur…

Bu rejim böyle kuruldu, reforme edilemez, dönüştürülemez, demokratikleştirilemez!

Siz gerçeği kabullenip ona göre mücadele etmekten korktuğunuz için rejimin karakteri değişmez. Sizin karakteriniz değişir. Gerçeği inkâr eden, yüzleşmekten kaçınan, kafasını kuma gömen devekuşu olursunuz.

TL sorunu işgal sorunudur. Üretim sorunu TL sorunudur. Gümrüklerin ve limanların duvar olması sorunu işgal sorunudur.

‘Dövizle bankadan borçlanmak yasaklansın’, ‘zenginlerden Servet Vergisi alınsın’, dam üstünde saksağan vur beline kazmayı…

Ama sormuyorsunuz: ‘TC neden bu rejime hâlâ Dolar üzerinden mal satar?’

Çünkü o soru rejimi sorgular. Siz kendiniz KKTC’siniz, KKTC sizsiniz!

‘Çözüm’ öneriyorsunuz ama siz kendiniz sorunun parçasısınız…

(26 Kasım 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author