Kıbrıs’ın üzerinde Goebbels’in hayaleti dolaşıyor

Aziz Şah – 2020 Sonbaharında Türk istihbaratının, faşistlerinin, AKP’li reklamcıların ve TC’nin sömürgeci kurumlarının yürüttüğü ‘‘KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim süreci’’nde Tufan Erhürman Mustafa Akıncı’ya Hitler benzetmesi yapmıştı…

Akıncı’ya her türlü eleştiriyi yaptım. Ancak 22 Ocak’tan sonra eleştirileri yuttum. Çünkü öncelik Ankara’nın Kıbrıslılara yönelttiği faşist taarruzdu.

Fakat Bay Tufan gibi liberaller faşizme faşizm, linçe linç, taşa taş demedikleri için; Akıncı’yı Türkiye ile ilişkileri bozmakla suçladılar sadece.

İşte o ara Bay Tufan, Akıncı’yı “Hitler tipi propaganda” ile toplumu bölmek ve ayrıştırmakla suçladı. Suçlamanın nedeni de, Akıncı’nın ‘‘Ben linç kültürünü içselleştirmiş olanlardan oy beklemiyorum. Onların oyuyla seçileceğime hiç seçilmeyim daha iyi!’’ demesiydi.

Buna cevaben Bay Tufan da şöyle demişti:

-“Cumhurbaşkanlığı’nın halkı bütünleştirme gibi bir görevi var ve bunun seçim sırasında da olmasını hep söyledim. Goebbels tipi taktiklerle insanları bölerek, ayrıştırarak insanları yönetme propagandalarını reddediyorum. Dolayısıyla hem birinci, hem ikinci turda herkesten oy talebim vardır. Ama bu herkes, anlattığım vizyona inanan herkestir”…

***

Aylardır CTP bir taktik uyguluyor. Ne kadar saçma olursa olsun bir slogan üretip her gün bıktırana kadar tekrar ediyorlar:

-Hükümet istifa!

-Yönetemiyorsunuz!

-Euro’ya geçeceğiz!

-‘Türkiye’den en iyi parayı biz alırız’ dediler alamadılar, biz daha çok aldık!

-Kendi ayakları üzerinde duran KKTC!

Bir de ‘gaile’ konusu var. ‘Umut’tan sonra insanları bıktırdılar ‘gaile’ kelimesinden de:

-En iyi memleket gailesini biz çekeriz, diyorlar!

Goebbels taktiği işte budur:

-‘‘Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz insanlar inanır. İnsanları bir yalana inandırmanın sırrı yalanı sürekli tekrar etmektir’’…

Bay Tufan son söylediği yalanla bam telimizi de kopardı:

-‘‘CTP külliye değil, okul hastane sağlık ocağı yaptı’’ dedi.

‘Hala Sultan Eğitim Külliyesi’ adındaki imam hatibi açan ve AKP’nin bütün dindar-kindar-mezhepçi dayatmalarına boyun eğen CTP’dir. Bu topraklarda ilk külliyeyi açmak Özkan Yorgancıoğlu’na, Kuran kurslarını savunmak Ferdi Sabit Soyer’e düştü!

Yalanınızı yorganınıza göre uzatın, CTP’nin külliye açmadığı külliyen yalandır!

Gelelim ‘‘hükümet istifa’’dan tutun da ‘‘Euro’ya geçeceğiz’’ yalanlarına…

‘Yönetemiyor’ denilen ‘hükümet’ yönetmiyor zaten burasını. Hükümet Ankara’dadır. Şu anda hükümette UBP-DP yok; AKP-MHP var!

Kıbrıs’ın kuzeyinde hükümet de devlet de cumhurbaşkanı da yoktur. Bunlar varmış gibi yaparak, Goebbels gibi, İşgal Rejimi’nin yalanlarını yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söyleyerek önce kendinizi sonra ahaliyi inandırdınız!

KKTC Meclisi yasama organı değildir. Bütçe görüşmeleri olduğuna ne bakıyorsunuz? 47 sene açık veren bütçe mi olurmuş?

Maliyesi-para politikası-bütçesi olmayan yapıya ‘devlet’ diyorlar; Euro’ya geçeceğiz yalanı da burada başlıyor!

‘Teknik olarak’ ya da ‘muhasebe birimi olarak’ demeyin; çünkü teknik olarak işgal altındayız!

Yolları yamamak için bile yetkisi olmayan ‘KKTC’de Goebbels taktiği de bir yere kadar: ‘‘Federal çözümle Euro’ya geçiyoruz’’ demeniz yeterliydi. Ancak ağzınıza alamıyorsunuz federasyonu…

Muhasebe birimi olarak Euro yerine ‘‘federal Kıbrıs’ın para birimi olarak Euro’’ deseydiniz tartışma kapanmıştı!

İşte bütün ‘yönetemiyorsunuz’, ‘hükümet istifa’, ‘kendi ayakları üzerinde duran KKTC’ yalanları alıştıra alıştıra federal Kıbrıs’tan geri adım attığınız içindir!  

‘İki devlet’i savunmanız sadece zaman meselesidir…

(15 Aralık 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author