Ankara’dan Lefkoşa’ya Adalet Bakanı atandı

Aziz Şah – TC Büyükelçiliği’ne Adalet Müşaviri atandı…

Bu meseleyi de 2-3 demeçle geçiştirdi işgalcinin solcuları!

ABD tankları Bağdat’a girerken parti bayrağını alarak meydanda kutlama yapan Irak Komünist Partisi gibiler…

Yankee Irak’ı bir anda işgal etti, Türkiye ise Kıbrıs’ın kuzeyini 47 senedir sömürgeleştiriyor. İşgal harekâtı istilaya, istila nüfus taşıyarak kolonizasyona ve KANSIZ SOYKIRIM’a dönüştü.

Irak’ın işgalinden sonra ABD Irak’ta bir sömürge rejimi kurdu. Paul Bremer adında bir vali atadı. Iraklı işbirlikçi ‘komünistler’ bu sömürge rejimini ve ABD’nin kukla hükümetini tanıdı. Seçime girip %1 oy aldılar, 2 vekil seçtirdiler!

Türkiye de Kıbrıs’ın kuzeyinde KKTC’yi kurdu, seçtirdiği kuklaları vitrine koyarak Büyükelçi diye atadığı Valilerle yönetti.

İşte, Kıbrıs’ın kuzeyindeki Sömürge Valiliğine atanan son muhterem de Adalet Bakanı!

TC Elçiliği’ne atanan Adalet Müsteşarı’na şaşanlara da şaşıyorum, ‘Adalet Bakanlığı açtırmayacağız’ diyenlere de, Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yargının bağımsız olduğunu iddia edenlere de!

Iraklı sahte komünistler gibi iki koltuğa satılanların 47 senelik ‘-MIŞ GİBİ’ yapma çilesidir bu…

Kendileri işgal rejimini inkâr edince sanıyorlar ki sömürgeci rejimin niteliği değişiyor…

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kıbrıs’ın kuzeyi Türkiye’nin sömürgesidir dememek için ‘Alt Yönetim’ demişti. İşin aslı Alt Yönetim bile değil burası…

ABD’nin işgal valisi Irak’ı BİLDİRİLER yayınlayarak yönetiyordu. 1 numaralı bildiri Baas Partisi’nin kökünün kazınmasıydı, 2 numaralı bildiri bütün silahlı birliklerin ve istihbaratın lağvedilmesiydi.

TC Sömürgeciliği de Kıbrıs’ın kuzeyini PROTOKOLLER imzalatarak yönetiyor. 1 numaralı protokol Kıbrıs’ın kuzeyine nüfus taşınmasıydı…

Tufan Erhürman-Kudret Özersay hükümetine imzalatılan protokol ise ‘Adli İşbirliği’ idi.

TC Sömürge Valiliği’ne atanan Adalet Bakanı bu protokolün sonucudur.

Yenidüzen’in haberinde, Adli Müşavir’in suçluların iadesi ve adli yardımlaşma gibi konularda koordinasyonu sağlayacağı belirtildi. Adli İşbirliği Protokolü’nün amacı buydu zaten!

***

23 Aralık 2020 tarihinde Şener Levent Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çağrıldı ‘tanık’ olarak. Mahkemeye gittiğinde konunun Ankara’da hakkında Erdoğan’a hakaretten açılan üç dava olduğunu öğrendi.

Meşhur Erdoğan karikatürüne, ‘Kürtler ve Biz’ ile ‘Zorba The Cypriot’ yazılarına açılan üç dava…

Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2019’da açılan davalar ‘Tanık Celpnamesi’ ile Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde Kıbrıslı Kıdemli Yargıç tarafından beyan edildi.

Ayrıca Yargıç’tan kendi el yazısı ile Şener Levent’in ifadesini alıp göndermesini talep ettiler!

Nasıl iştir bu, Kıbrıslı Türk yargıçların böyle bir görevi mi var?

Ankara’da açılan davaları Lefkoşa’daki mahkemede Kıdemli Yargıç nasıl okur Kıbrıslılara?

Ankara’da açılan davaları okumak gibi ‘tanımlanmış’ bir yetkisi yok bilebildiğimiz kadarıyla bizim mahkemelerin…

Eğer Tufan Erhürman-Kudret Özersay hükümetinin imzaladığı Adli İşbirliği Protokolü’ne, ‘‘Kıbrıs Türk mahkemeleri Kıbrıslılara Ankara’da açılan davaları tebliğ eder’’ diye bir madde koydularsa, bilemeyeceğim…

O protokolü imzalayan CTP-HP-DP-TDP yetkilileri bir zahmet açıklasınlar gizli tutulan maddeleri!

Protokol imzalandıktan sonra onlarca yazı yazıldı ‘içeriğini açıklayın’ diye.

‘Başbakan’ Tufan Erhürman, ‘yardımcısı’ Kudret Özersay ve imzayı atan ‘içişleri bakanı’ Ayşegül Baybars kamu adına sorduğumuz sorulara cevap vermedi…

Eşekbaşı muamelesi gördük!

-Boş kağıda mı imza attınız, diye sordum defalarda…

Yargı bağımsızlığı kırmızı çizgileriymiş…

Adalet Bakanlığı açtırmazlarmış…

Protokolün imzalanmasından sonra Kıbrıs’ın kuzeyindeki mahkemelerin yargı erki de ellerinden alındı. Mahkeme kararı olmadan ‘sınır dışı’ ve ’iade’ vakaları yaşanmaya başlandı…

Şener Levent’e Ankara’da açılan davaların Lefkoşa’da nasıl tebliğ edildiğinden haberi olmayanlar ise Sömürge Valiliği’ne atanan ‘Adalet Bakanı’na şaşırıyor…

Şaşı bak, şaşır!

(8 Ocak 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author