Faşist yuvalar dağıtılsın ama ötekileştirmeden!

Aziz Şah – 2021’e damgasını vurup 23 Ocak 2022 ‘seçim’ kampanyasında adı bile geçmeyen yasaklı konulardan biri de Ülkü Ocakları’nın kapatılması…

Şaşırtıcı bir şekilde Ülkü Ocakları ile AKP Temsilciliğini kapatabileceğini söyleyen Kudret Özersay olmuştu…

“Eski” devrimci solun kendine mesele ettiği konuların başında faşist terörün kaynağı Ülkü Ocakları gelirdi. “Faşist yuvalar dağıtılsın, MHP ve Ülkü Ocakları kapatılsın” denirdi…  

Bay Kudret bazen ‘hukuk’un gofuna gelip kendini kaybediyor. Kıbrıs’taki AKP Temsilciliğini ve Ülkü Ocakları’nı kapatacaklarını söylemişti geçen sene…

Hatırlayalım…

Sokaklarımızı ‘Love Erdoğan’ afişleriyle donattılar.

“Love Erdoğan” afişlerinin üzeri cızıldığı için AKP’nin KKTC Temsilciliği’nin Mağusa Gençlik Örgütü’nün şikayeti üzerine Kıbrıslı yurtseverler polis tarafından apar topar evlerinden alındılar, sorgu, sual ve tehdide maruz kaldılar…

Gerekçesi ise sosyal medyada ‘‘Erdoğan’ı sevmiyoruz’’ diye yapılan paylaşımlar. Kıbrıslı yurtseverler kendilerini önce polis aracında, sonra da sorgu odasında buldu…

AKP’nin Mağusa Gençlik Örgütü’nün bir sözüyle polis harekete geçip Kıbrıslı yurtseverleri tutukladı.

Erdoğan’ı sevmeme “suç”unu polis “Uygunsuz harekette bulunma ve uygunsuz harekete teşvik” olarak tanımlayarak dava okudu…

Kıbrıs’ta “yedek güç” olarak tutulan İslamcı-Türkçü Kızıl Elmacılar üç çatı altındadır: AKP temsilcilikleri, Ülkü Ocakları, hemşeri dernekleri.

Hemşeri dernekleri 22 Ocak’ta linçi gerçekleştiriyor, AKP temsilcisi gidip polisten linççileri kurtarıyor, Ülkü Ocakları mahkemede Kıbrıslı aydınlara karşı tanıklık yapıyor, AKP Gençlik Örgütü de Kıbrıslı yurtseverlerden şikayetçi olup tutuklatıyor…

22 Ocak’tan beridir herkesin dilindedir “AKP temsilcilikleri KKTC yasalarına aykırı” diye…

Peki, “bağımsız yargımız” soruşturabiliyor mu bu yapıları?

Polis Ankara’daki Genelkurmaya bağlı olduğu için mahkemeye dosya bile gelmiyor!

Hep bir ağızdan tatlı su muhalefetimiz de işgal altında işgalcinin teşkilatlarının yasadışı olduğunu söyleyerek AKP Gençlik Kolları’nın “KKTC yasalarına aykırı olarak” burada bulunduğunu ilan etti…

Bilmiyorlar ki parlamenter demokrasi ve bağımsız yargı zannettikleri iki aygıt ayağımıza vurulmuş zincirdir!

Denktaş okulunun çalışkan öğrencisi Kudret Özersay o günlerde iki açıklama yaptı…

Fuat Oktay’la beraber gelen AKP Gençlik Kolları’nın düzenlediği “Gençlik Buluşması” konusunda, “Türkiye ve KKTC arasında bir gençlik buluşması düzenlendi. Başbakanlık web sitesinde ‘TC ve KKTC Gençlik Buluşması’na Türkiye’nin 81 ilinden AK Parti Gençlik İl Başkanları ile UBP, YDP ve DP gençlik kolları katıldı’ deniliyor. Eğer biz bir devletsek, siyasi partileri devlet konumuna sokmayacaksınız” dedi.

Sonra da “Burası bir hukuk devletiyse” dedi. Olmadığını biliyor da itiraf edemiyor…

Bay Kudret, Ülkü Ocakları ve AKP Temsilciliği ile ilgili açıklamasında ise, “Bizim siyasal partiler yasamıza baktığımızda siyasi parti tanımı yapılıyor, kurallar ve kısıtlamalar yer alıyor… Biz seçim dönemlerinde belli bazı kısıtlamalarla siyaset yapabiliyorken, mali hesaplarımız denetlenirken…” diyerek ‘seçim’ müdalahelerine getirdi lafı: “Bazı ülkeler yurtdışından siyasi partilerin siyasi faaliyetlerini yasaklama yoluna gitmiş. Bunlar yapmamız gereken tartışmadır, bir ihtiyaçtır… Ülkemize başka siyasi tartışmaların, siyasi kutuplaşmaların ithal edilmesini sağlıyor ve bazı müdahaleleri de beraberinde getiriyor” demişti.

Eminim ki bu söylediklerine pişman olmuştur sonradan…

‘Hukuk’un gofuna gelince, işgal altında işgalcinin kurumlarını, işgalcinin burada kurduğu ‘hukuk rejimi’ ile kovacağını zannedenler çıkar…

Hâlbuki Kıbrıs’ta Kıbrıslıların varlığına karşı olan yerleşimci sömürgeciliğin ırkçı-sömürgeci rejimi için hemşeri dernekleri, Ülkü Ocakları ve AKP teşkilatları ‘hukuk’un efendisidir.

Aman, kapatacaksanız işgalciyi ötekileştirmeden kapatın faşist yuvaları!

(18 Ocak 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author