İnsan hakları ve mezar taşları

Aziz Şah – İnsan hakları raporları ve süslü mezar taşları o kadar çok benzerler ki birbirlerine…

Emperyalist fonlarla sivil toplum örgütlerinin hazırladığı sözde insan hakları raporları ve toprağın altındakileri bile gösteriş için kullanan dirilerin diktirdiği abartılı süslü mezar taşları…

Son dönemde Kıbrıs’ın işgal bölgesinde iki proje finanse etti AB. İnsana dokunmadan teğet geçen iki adet yeni insan hakları projesi…

Kıbrıs çöplüğündeki diğer yüzlercesi gibi…

Çok önyargılıyım değil mi?

Haklısınız! 1990’ların başından bu yana 30 senede, nice iki toplumlu hastane, okul, toplumları yakınlaştıracak dil enstitüsü kuracak parayı ertesi gün unutulan projeciklere gömdü AB emperyalizmi!

Mesela hiç unutmam, mülteci hakları eylemi yapmak için proje yapıp fon almışlardı. Hayatımda ilk defa, bir eylem pankartının üzerinde ‘‘Bu proje AB tarafından finanse edilmektedir’’ yazısını okuduğumda öyle öfkelendim ki insanlık adına!

Hindistanlı ablam Arundhati Roy’un dediği gibi, sivil toplum inisiyatifleri bizi depolitize ediyor. Bizi yardımlara ve sadakalara muhtaç durumda bırakıyor; Sivil Toplum Kuruluşları düdüklü tencerenin düdüğü gibi çalışarak siyasi öfkenin yönünü saptırıp, onu arındırarak ortamın daha fazla ısınmasını önlerler’’…

İşte AB-ABD-Norveç fonlarının Kıbrıs’a akıttığı milyonlarca Dolar-Euro bu işe yarar…

Bu projeler bazı muhalif kesimleri para ile ıslah etmeye ve liberal/emperyalist kimlik politikalarını kışkırtmaya yarıyor sadece.

İki proje finanse edildi geçtiğimiz dönem:

Birincisi, iki yıl boyunca yürütülecek İnsan Hakları Platformu Projesi için AB tarafından 700 bin Euro hibe edildi.
Diğeri ise, toplumsal sağlık haritalandırması ve koruyucu önlemlerin alınması amacıyla Hasta Hakları İzleme Projesi…

Evet, hiçbir kronik hastanın ilaç bulamadığı, şeker ve tiroit gibi tahlillerin bile kamu hastanesinde yapılamadığı, hastanede randevu bile alınamayan bu yerde AB bizimle eğlenir, ağam bizimle eğlenir!

34 ay boyunca Eylül 2024’e kadar devam edecek bu proje ile amaçlanan, en az 10 yıl süreceği öngörülen Covid-19 ile mücadele için, önleyici sağlık tedbirleri alınması amacıyla, Covid-19 salgınıyla derinleşen sağlık sorunlarına yönelik kalıcı ve yapısal iyileştirmelere katkı koymak!

Bu yüzden, insan hakları raporları süslü mezar taşları gibidir, dedim…

İnsan hakları raporları yazılacak, sorun ortaya konacak, ama raporda yazılan sorunlara AB’nin bir çözümü yok. Olsaydı en azından Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala için olurdu!

Sağlık hakkı raporu yazılacak. Raporda önerilenler kendi bütçesi ve iradesi olmayan TC’nin alt-yönetimi olan bu askeri rejimde hayata geçirilebilecek mi?

AB-ABD-Norveç’in 30 senedir çöp olan her projesinden sonra insan hakları daha da geriye gitti bu topraklarda!

MRI cihazı bozulunca tamir edilmiyor, AB de önleyici sağlık tedbirleri için 34 aylık bilmem kaç bin Euroluk proje yaptırıyor…

İçeriğinde, işgalden kaynaklı insan hakları sorunlarına değinmeden, yerinden yurdundan edilen Kıbrıslı mültecilerin adını anmadan, Kıbrıslı mültecilerin evlerine yerleştirilen yerleşimci sömürgeci nüfustan bahsetmeden yazılan insan hakları raporları!

Nereden geldi bu konu aklıma, derseniz…

Erdal Eryener, böbrek hastası, güney Kıbrıs’ta tedavi görüyor, ancak sağlık hakkına erişemediği için yaptığı sosyal medya paylaşımına Ceza Yasası 47. ve 48. Maddelerinden dava açıldı. Güneye geçişi engelleniyor! 100 binlerce Euroluk projeler yapan hasta ve insan hakları derneklerinin konusu bile olmadı Eryener yaklaşık bir buçuk senedir…

Erdal Eryener ‘Cumhurbaşkanına hakaret, devleti aşağılama ve küçük düşürme suçları’ndan yargılandığı için sağlık hakkına erişemiyor. İnsan hakları dernekleri ise proje yapıyor…

Çok mu önyargılıyım?

(28 Ocak 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author