İşgali kabullendiyseniz mafyadan neden şikayet ediyorsunuz?

Şener Levent – Her ciddi ve önemli konuda olduğu gibi, toplumumuz bu “gösterişli” mafya cinayetinde de birkaç parçaya bölünüyor…

Aynı safta olanlar bile birbirlerine giriyor ve parçalanıyor…

Esastan kaçıp ayrıntılarda boğulmak gibi bir huyumuz var…

Bir de şahane zannettiğimiz çok yüzeysel değerlendirmelerimiz…

İşin kolayına kaçarak,

-Mafya hesaplaşması, diyoruz…

Ya da,

-Su testisi su yolunda kırılır…

Türkiye’de Ahmet Şık’ın yıllardır bağırarak söylediğini burada sanki kimse duymuyor…

“Başımızda bir mafya çetesi var!”

Doğrudan Tayyip Erdoğan’a yönelik…

Tabii bizim burada bunu söyleyebilecek cesarette bir tek kişi bile yok!

Dokunulmazlığı olan milletvekillerimizden bile duyamazsınız bunu…

Onlar da söyleyemez…

Ama isim vermeden, kimseyi işaret etmeden bir kahraman edasıyla ahkam keserek mafya diyen çok…

***

Toplumumuzun en zayıf halkalarından biridir bu…

Burada çok mafya çetesi var…

Ve Türkiye’nin bilinen bütün ünlü mafya liderleri buradan gelip geçti…

Ama bunlarla kimse ilgilenmedi…

Ne siyasi partilerimiz, ne de çok sayıdaki örgüt…

Şimdi dillerinden mafya sözünü hiç düşürmeyenler dönüp de mafyanın buralarda çevirdiği işlere hiç bakmadılar…

Bir olay, bir kurşunlama falan yaşanmadıkça kimse adını bile duymadı mafya liderlerinin…

Bakmayın şimdi “mafya düzeni” diyerek atıp tutanlara…

Tayyip Erdoğan’a bir tek laf edemeyenlerin mafya feryatlarının benim için hiçbir değeri yok!

***

25 yıldır yayınladığım gazetede yazdım ben hep bunları…

Bu ada yarısında bilinen tüm mafya çeteleri ile ilgili yayınlarla doludur arşivimiz, gazete sayfalarımız…

Ve gariptir ya, hiçbir siyasi partimiz ve örgütümüz bu yayınlara sahip çıkmadı…

Çetelerin üstüne gitmedi…

Tam tersi, yayınlarımıza köstek de oldular…

Münferit olaylar gibi gösterdiler yayınlarımızı…

Sanki herşey yalnız bizimle bu çeteler arasında geçermiş gibi…

Oysa bizim hiçbir kişisel hesabımız yoktu mafyayla…

Bu gazeteye ne yaptıysa, hepsini de Ankara, elçilik ve asker yaptı…

***

Bu adadan koskoca bir mafya lideri geçti de farketmediniz bile…

Veysel Şahin…

Sanal bet kralı…

Çok büyük, çok çetrefilli işler çevirdi burada…

Milyonlar milyarlar kazandı…p

Girne’de imparatorluk kurdu…

Bilmezsiniz…

Şimdi Türkiye’de tutuklu ve hapiste…

Falyalı cinayetinde onun adı da geçiyor…

Adı geçenlerden başka biri de Yaşam Ayavefe…

O da o sıralarda Girne’nin yeni krallarındandı…

“Girne’nin yeni kralı” diye baş sayfada yine manşete çektim onu…

12 milyon sterline Girne’de otel ve casino satın almış ve ayrıca bol bol inşaatlar yapıyordu…

Şimdi mafya deyip duruyorsunuz ama onu da umursamadınız…

Meclistekiler bunu gündem yapmadığı gibi siz de hiç sormadınız…

Girne’ye şöyle tepeden bakınca mafya görünür…

Onu da görmediniz…

Veysel Şahin Kıbrıs’tan Türkiye’ye gittiği sırada tutuklandıktan sonra Yaşam Ayavefe de buralardan gitti…

Uzun bir süreden beri Yunanistan’da bulunuyor…

Pandeminin ilk aylarında buradaki muhtaç insanlara yardım paketleri gönderdi…

Sanırım hala da gönderiyor…

Neden yapıyor bunu bilemem…

Hayırsever biri olmalı!

Yunanistan’da Yunan halkına da çok yardımları olmuş…

Ama işte, gazeteci Erk Acarer diyor ki, Falyalı cinayetinin arkasında o varmış!

Birisine on milyon dolar vermiş…

Ve bu parayı kime verdiyse, o öldürmüş işte Halil Falyalı’yı…

***

Çok şeyler yazılacak, çok şeyler söylenecek daha bu cinayet hakkında…

Tarihimize damgasını vurmuş en “gösterişli” cinayetlerden biri olarak hiç unutulmayacak…

Sormak isterim ayrıca:

-Kara para aklamadan çok şikayetçisiniz değil mi?

Bu hayalet, bu korsan devletin kara para üstünde durduğunun da farkında değilsiniz demek ki…

Tanınmamış bir devlet!

Kendi parası yok!

Üretimi yok!

İhracat geliri yok!

Üstelik ambargo altında bir de…

Ama tüm bunlara rağmen yollar lüks arabalarla dolu…

Ve her yerde şahane villalar…

E nerden bu bolluk?

Hangi parayla?

Koklasanız, elinize tutuşturdukları kara paranın kokusu vurur burnunuza…

***

İşgali kabullendiyseniz neden şikayet ediyorsunuz mafyadan?

Başımızda işgalci bir çetenin olduğunun da mı farkında değilsiniz?

(12 Şubat 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author