Halil Falyalı cinayeti: ANKARA’DA KULLANILAN SİLAHIN KIBRIS’TA NE İŞİ VAR?

Aziz Şah – Bir şiddet pornografisine döndü Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş cinayetinin soruşturması…

Falyalı’nın kafasına son kurşunu kimin sıktığını ‘biliyoruz’ ama üzerinden kaç kurşun çıktığını bilmiyoruz…

Her haberde başka bir şey yazıyor. Sonuçta çıkıp Polis Genel Müdürlüğü şu kadar kurşun çıktı deme zahmetinde bulunmadı. Muallakta bırakmayı, kafaları karıştırmayı ve konuyu detaylara boğmayı tercih ettiler…

Kafasına kurşun sıkılan adamın neden üç hastane gezdirildiğini de bilmiyoruz!

Polis subayı Murat Bayram, zanlılar Veysel Sarı ve Musa Çiçek’in evinde bulunan 9 mm çapındaki silahın Ankara’da Ali Maytalman’ın vurulması olayında kullanıldığının tespit edildiğini açıkladı.

Ali Maytalman’ı vuran silah sadece evde mi bulundu, yoksa balistik incelemede çatışmadaki mermilerle örtüştü mü?

Kutlu Adalı cinayetinden çeyrek asır sonra UZİ mermilerinin balistik incelemesinin sürüncemede bırakıldığını düşünecek olursak, Falyalı suikastının balistik incelemesinin tam yapıldığını düşünmek için bir nedenimiz yok…

Kutlu Adalı cinayetinde AİHM kararında, ‘Olay mahalindeki mermi kovanlarının KKTC Polis laboratuvarındakilerle karşılaştırılmasına rağmen, balistik testlerin kapsamının Türkiye’deki polis arşivlerini kapsayacak şekilde genişletilmediği…’ deniliyordu.

Bir silah bulundu zanlıların evinde, o silah da 8 sene önce Ali Maytalman’ın vurulmasında kullanıldı!

Maytalman kim?

MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu eski üyesi Ali Maytalman, Sedat Peker’in ifşalara başlamasından sonra Devlet Bahçeli’nin hapisten çıkardığı Ülkücü Mafya ‘Baba’larından Kürşat Yılmaz’ın yakını.

Kürşat Yılmaz 12 Eylül öncesinde MHP’nin yan kuruluşu Ülkücü Gençler Derneği’nde yöneticiydi, 12 Eylül’den sonra Ülkücü Mafya oldu…

Zanlıların saklandığı evde küvetin altında ele geçirilen tabanca da Ankara’da Ali Maytalman’ın yaralanmasında kullanıldı.

Kürşat Yılmaz’la aynı örgütte bulunmaktan yargılanan Maytalman’ı 2014’te vuran silah 2022’de Kıbrıs’ta ortaya çıktı.

‘‘İzlediğimiz mafya filmlerinde’’ diye analiz yapanlar da haksız çıktı. Filmlerde silahı denize atarlar, oysa burada denizi geçip gelmiş silah Kıbrıs’a!

Ankara’da deniz olmadığı için mi acaba?

Bu silah kullanıldı mı, şaşırtmaca olsun diye mi kondu, zamanla ortaya çıkacak. Her halükarda bizi Ülkücü Mafya hesaplaşmasına çıkarıyor yollar. Bu da kontrgerillanın röntgenidir!

Hiçbir emare yokken Falyalı’yı kontrgerilla öldürdü diye yazdım. Özel Harp Dairesi’nin devletidir bu, NATO’nun bu coğrafyaya giydirdiği deli gömleğidir!

Ülkücü Mafya hesaplaşmasında kullanılan silahın Falyalı cinayetinde karşımıza çıkması ölü Falyalı’yı çarmıha gerince herşeyin ‘çok güzel olacağı’nı zannedenlere de ibret olsun. Çünkü ‘Falyalı meselesi’ Türkiye meselesidir. Falyalı öldü, Türkiye sorunu ise bakidir!

Bu silah kullanıldı mı, kamuoyunu yemlemek ve hedef şaşırtmak için zanlıların kaldığı eve kondu mu? Zanlıların kaldığı ev iki sene önce kiralandığına göre, bu detayları düşünmek için yeterince zamanları vardı…

Her halükârda Türkiye’de Ülkücü Mafya içerisinde bir saldırıda kullanılan bu silah Kıbrıs’a geldi. Falyalı cinayetinde kullanılsa da, şaşırtmaca olarak bırakılmış olsa da…

Bu silah Kıbrıs’ın kuzeyine nasıl girdi?

GKK’nın ‘‘396 km kıyı şeridi ve 8807 km² deniz yetki ve sorumluluk sahasında 7 gün 24 saat kesintisiz olarak görevi başında’’ olduğunu söylediği Sahil Güvenlik’in gözünden kaçarak deniz yoluyla mı?

Yoksa Kutlu Adalı’yı öldürmeye Korkut Eken’le birlikte uçakla gelen Atilla Peker’in belindeki Jeriko gibi mi geldi? VİP’ten mi geçti?

Alanya’dan kaçak yolla gelen zanlılar ve Ankara’dan gelen silah ile nasıl geldiğini bilmediğimiz kalaşnikofların hesabını sormamamız için bir haftada bizi şiddet pornografisinin detaylarına boğdular…

İlk andan itibaren MOBESE görüntüleri ile başlayan dere kenarına atılan silahlar, Söylemez’in yemek yerkenki görüntüleri gibi detaylar, sorulması gereken soruların önüne geçti…

Sosyal medyada Kıbrıslılar becerdikleri en iyi işi yaparak dalga geçiyor: ‘‘Söylemez’in yemek yediği çatal-bıçak takımına polis el koydu’’ diye!

AİHM kararlarında ‘‘Türkiye’nin Alt Yönetimi’’ olarak geçen KKTC’ye teslim etmeyeceği Mustafa Söylemez’in Falyalı’nın kafasına ‘son kurşun’u sıktığını ‘biliyoruz’; çünkü bize öyle söylediler. Ancak Falyalı’nın vücudundan kaç kurşun çıktığını bilmiyoruz…

Söylemez’in kebap yediği görüntüler servis edildi, kıyafetleri, silahlar dere kenarında bulundu…

Türkiye’de insan hakları mücadelesi dendi mi akla ilk gelen isimlerden biri olan Avukat Eren Keskin attığı tweette şöyle diyordu:

-‘‘Halil Falyalı cinayetine yargı ilgisi Kutlu Adalı suikastı için gösterilseydi, bugün daha temiz bir coğrafyada yaşıyor olurduk, Söylemez çetesi çok kullanışlı bir aparat, biraz hafıza gerekiyor’’…

Evet, ‘kullanışlı bir aparat’…

Bu cinayette yerli yerine oturan her puzzle parçası, ‘kullanışlı aparat’…

Halil Falyalı cinayetinde ‘kullanışlı aparat’ olarak adı geçen Söylemezler ile bağlantılı-bağlantısız zanlılar var Kıbrıs’ta.

Geleyim bana bu yazıyı yazdıran küçük habere:

Cinayetle ilgili ilk tutuklanan zanlılardan birinin Cuma günü göğüs ağrısı ile Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Kamu Hastanesi’ne götürüldüğü bilgisi geldi bana. Yargıç kararı ile muayene edildiği, tutanak tutulduğu söylendi…

1.60 boylarında, zamanında yeterli gıda almamaktan kas gelişimini tamamlayamamış güçsüz bir bedeni olduğu söylendi. Doktorların kanaati bu fiziksel zayıflıkla kalaşnikofla cinayet işlemesinin zor olduğu; katil olmaktan öte kurban olduğu. Dahası, bulli gibi titreyerek ‘‘Şimdi bana ne olacak’’ diye sayıkladığını ilettiler Nalbantoğlu Hastanesi’nde…

Çok tetikçi gördük Türkiye’de, bayrağın önünde göğüslerini gere gere öldürmekle övünen. Çünkü kurtarılacaklarını bilirler. Bu onlardan değil. Kamuoyunu ikna ve meşgul etmek için kurbanlar ve yalan bilgiler servis edildiğinden şüpheniz olmasın…

Geçen sene cezaevinden firar eden Rus mahkum Alexander Satlaev’i hatırlıyor musunuz?

O da KKTC’ye kaçak girmişti…

Silahlar gibi…

Alanya’dan botla gelenler gibi…

Rusya’da seri tecavüzden sabıkalı Alexander Satlaev Rusya’dan kaçak yollarla Türkiye üzerinden KKTC’ye girmişti…

12 Şubat 2021 tarihli yazım şöyle bitiyordu:

‘‘Burada esas soru şudur: Bu adam Rusya’dan kaçak yollarla Türkiye üzerinden KKTC’ye nasıl girdi?

İşte bu bir rejim meselesidir!

-Bu adam Kıbrıs’ın kuzeyine nasıl giriş yaptı?

-Burada kaç tane daha Alexander Satlaev var?’’

(21 Şubat 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author