8 sene rötarlı fark ettiğiniz Ukrayna savaşı

Aziz Şah– Ukrayna’da savaş 2014’te başladı, 2022’de değil…

Ana-akım medya ne gösterirse onunla ilgilenenler için trajik bir durum!

8 sene boyunca süren hafif çatışmalarla, Ukrayna’nın uymadığı ateşkeslerle, ağır bombardımanlarla, para-militer faşistlerin yaptığı sivil katliamlarıyla, savaşın ortasındaki barış protestolarıyla, savaşa karşı yapılan madenci grevleriyle, kendini savunmak için silahlı milisler kuran işçilerin anti-faşist birlikleriyle, uluslararası Neo-Nazi ve anti-faşist militanların oluşturduğu özel birliklerle, diri diri yakılan insanlarla, gönüllü Neo-Nazi taburlarının ön cephede yer aldığı bir savaştır Ukrayna İç Savaşı…

Ne mutlu ki size bu savaştan yeni haberdar oldunuz!

Siyasi görüşünüzü her savaşta ana-akım medya servis ettiği fabrikasyon ya da çarpıtılmış görüntülerle şekillendirmeyi başarıyor.

21’inci yüzyılın en büyük komünist katliamı olan, 100’ü aşkın devrimcinin Batı Ukraynalı Nazilerce diri diri yakıldığı 2 Mayıs 2014 Odessa Sendika Evi katliamından sonraydı…

2014 senesi olmalı ya da ertesi sene…

Ukraynalı Marksistlerin ‘Akıntıya Karşı’ örgütünden bir dostumla buluştuk İstanbul’da. Odessalı Yuri…

Pangaltı Latin Katolik Mezarlığı’nı gören bir apartman dairesinde mezarlığa karşı oturuyoruz…

Ben soruyorum, o cevap veriyor…

Kırmızı kaplı bir defterim vardı. İçine not almıştım…

İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi işbirlikçisi Stepan Bandera hareketinin günümüze uzanan geleneğini anlatıyor…

Alman emperyalizmi taraftarı UDAR partisi ve ABD yanlısı Batkivshchyna “Anavatan” partisinden bahsediyor. Almancılar ve Amerikancılar diye bölmüşler Ukraynalıları…

Bize ne kadar da benziyorlar!

Türkçe konuşan Kıbrıslılar da ilk İngilizciler ve Türkçüler diye bölünmemiş miydi? Olan da Kıbrıs’çılara oldu.

Ukraynalı madencilerin savaşa karşı başlattıkları Mayıs-Temmuz grevini anlatıyor heyecanla…

Birinci Dünya Savaşı’ndan beri Marksistlerin savaşa karşı yükselttikleri ‘savaşa karşı sınıf savaşı’ parolasının çağımızdaki örneği…

Yuri’ye sormuştum,

-Yahudilerin Neo-Nazilere karşı öz-savunma komiteleri kurduğu doğru mu?

-Doğru ama Yahudilerin öz-savunma komiteleri semboliktir, demişti… Mariupol’da yaşayan Yunanlılardan bahsetmişti mesela…

Bölgenin çok uluslu yapısını biliyordum… Sonradan oluşturulan emperyalist metropoller gibi değil, tarihten gelen çok uluslu bir kültür Odessa’da hep var oldu. Batı Ukraynalı Neo-Nazileri çıldırtan, etnik temizlik çığırtkanlığı yapmalarının nedeni ve Doğu Ukraynalıları kendilerini savunmak için silaha sarılmak zorunda bırakan bu çok uluslu kültürdü!

Odessa’da Alman, Rus, Leh, İsviçre, Yunan Ortodoks, Musevi, Lutherci, Roma Katolik kökenliler ve daha nice ulus bir arada yaşadı…

Odessa Sendika Evi katliamında ölenlerden biri de Ukrayna’nın önde gelen sosyalist örgütlerinden Borotba‘dan (Mücadele) Andrey Brajevskiy, Akıntıya Karşı’nın üyelerinden yoldaşımız Elena’nın oğlu idi…

Siz Ukrayna savaşını bugün başladı zannediyorsunuz, oysa 8 senedir yasını tutuyoruz Batı Ukraynalı faşistlerin diri diri yaktığı yoldaşlarımızın!

Adını ilk kez duyduğunuz Lugansk ve Donetsk’i söylerken diliniz dönmüyor bile…

Ukrayna uzmanı kesildiniz 24 saatte!

Neo-Naziler tarafından öldürülen komünist komutan Mozgovoy’un adını da duymamışsınızdır. “Kiew, Madrid, Berlin, Paris… özgürleşene kadar savaşacağız” demişti.

‘Savaşa hayır’ diye bağırmak için 8 sene geç kaldınız…

CNN ve BBC de olmasa savaş karşıtı da olamayacaksınız!

Petro Poroşenko’nun adını hiç duydunuz mu?

Çikulata kralı oligark Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko!

14 Kasım 2014’te kamuoyuna açık bir toplantıda şöyle demişti:

-‘‘Bizde (Batı Ukrayna) çocuklar okula, yuvaya gidiyorlar, onlar (Doğu Ukrayna) da bodrum köşelerinde oturacaklar. Çünkü hiçbir şey yapamayacak durumdalar. İşte böyle, tam da böyle kazanacağız bu savaşı…’’

Bay Poroşenko, kazandınız mı bari savaşı?

(25 Şubat 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author