Tatar ile Erhürman arasında ne fark var?

Aziz Şah – Türk Tabipleri Birliği temsilcisinin yaptığı konuşmayı ‘bütünüyle reddetti’ Ersin Tatar…

Tufan Erhürman ise Kıbrıslı sendikacı Selma Eylem’in konuşmasını ‘bütünüyle reddetti’…

Tatar ve Erhürman aynı ‘kaygı’yla saldırdı karşısındaki insana: Ankara kaygısı!

Tatar Türkiye’yi Kıbrıs’tan eleştiren Türk tabibine saldırdı…

Erhürman ise TC işgalini ve sömürgeciliğini Kıbrıs’ta arabölgeden eleştiren Kıbrıslı sendikacı öğretmene saldırdı…

Tatar’ın tavrı ile Erhürman’ın tavrı nitelik olarak ‘bütünüyle’ aynıdır!

İki olay arasındaki tek fark Erhürman Selma Eylem’e Ankara korkusundan karşı çıktığında sesini çıkarmayanların, Tatar aynı Ankara korkusuyla Türkiyeli hekime karşı çıktığında ‘utanma nöbeti’ne girmesi!

Erhürman Selma Eylem’i panelde hedef aldığında protesto edilmedi, Tatar ise Türkiyeli tabibi hedef aldığında Kıbrıslı hekimlerce protesto edildi…

İki olay arasındaki tek fark insanların verdiği tepki; yoksa Tatar ile Erhürman’ın karşı çıkış şekli ve nedeni aynı!

-Aman Ankara kızmasın; her türlü azarlayacak zaten, bahane arar Ankara, şovumu yapayım da azar azalsın!

Hannah Arendt’in dediği gibi:

-‘Totaliter rejimlerde memurlar liderlerinin sadece emirlerini değil, niyetlerini de uygularlar’…

Sömürgelerde de böyledir; ‘kraldan çok kralcı’ sözünün kaynağı bile budur.

Tufan Erhürman şöyle demişti:

-‘‘Tabii gecenin konusu bu değil ama maalesef iki cümleyle de olsa Selma Eylem’in konuşmasında söylediklerine hiçbir şekilde katılmadığımı, bunları reddettiğimi, tek tek ele almayı da gerekli görmediğimi, konuşmayı bütünüyle reddettiğimi söylemek zorundayım. Çünkü hiçbir şekilde kabul edilebilir şeyler değil söylenenler… Ama gecenin konusu bu değil’’…

Gecenin konusu neydi?

Kıbrıs’ta barış ve çözüm!

Selma Eylem ne anlatmıştı?

TC devletinin Kıbrıs’ın kuzeyinde yürüttüğü çok boyutlu sömürgeciliği…

Kıbrıs’ın kuzeyinde Türkiye’nin yürüttüğü asimilasyoncu, imhacı, inkarcı, ilhakçı kolonizasyon politikası ile Kıbrıs’ta barış ve çözümün maddi koşullarını ortadan kaldırması bir ‘barış ve çözüm toplantısı’nın konusu değil mi?

Tufan Erhürman’a göre değil!

Tatar ise TTB temsilcisi Dr. Ali İhsan Ökten’e şöyle dedi:

-“Burası KKTC’dir, sizin ülkenin sorunlarını dinlemeye gelmedik”…

Konuşma 14 Mart Tıp Bayramı’nda yapılıyor!

Tıp Bayramı Türkiye’nin bayramı…

Türkiye’nin her bayramı gibi Kıbrıs’ın kuzeyindeki sömürge idaresinde Tıp Bayramı da kutlanıyor.

Türkiye’nin Tıp Bayramı’nda Türkiye’nin sağlık sorunlarından ve sağlıkçılara yönelik şiddetin konuşulmasından rahatsız oldu Tatar…

2000’lerin başından beridir kademe kademe sağlıkta özelleştirme ve liberalleştirme ile her manada şiddet çığırından çıktı. TTB temsilcisi Dr. Ökten de bunlardan bahsetti.

Türkiye’de uygulanan neo-liberal sağlık politikaları senelerdir Kıbrıs’ın kuzeyine de dayatılmaktadır. Yani Tatar’ın duymak istemediği gerçekler Kıbrıs’ın kuzeyindeki sağlık sistemsizliğinin gerçekleridir. Anlatılan bizim hikâyemizdir!

Burada Dr. Ökten’i alkışlayanların ve Tatar’ın tavrından utananların başka bir ikiyüzlülüğü var!

Sağlıkta neo-liberal yıkım politikaları (Genel Sağlık Sigortası, Kamu-Özel Ortaklığı Şehir Hastanesi, taşeronlaştırma-dışarıdan hizmet alımı, özelleştirme vb.) Türkiye’den Kıbrıs’ın kuzeyine çoktan geldi! Kimisi meclisten geçti, kimisi protokoller aracılığıyla yürürlükte; meclisten geçerken muhalefetin sesi çıkmadı! Dr. Ökten’i alkışlayanlar sağlıkta özelleştirme konusunda gayet sessiz!

Dr. Ökten konuşmasını, “Anladığım kadarıyla burada da aynı şeyler var” diye bitirdi.

Burası Türkiye’nin sömürgesidir. Siz söylemediniz bunu Türk tabibine, Tatar’ın kurduğu bir cümleden ve el-kol hareketlerinden kendisi anladı bu gerçeği!

(16 Mart 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author