Üç iskemleli gecekondu muhalefeti

Aziz Şah – Bir kıçla üç iskemleye birden oturamazsınız!

Herşeyi aynı anda isteyince işte böyle ‘yok oluyoruz’…

Hem Türkiye’nin silah zoruyla Rumun malında KKTC iskemlesinde, hem Türkiye’nin garantörlüğü ile Kıbrıs Cumhuriyeti iskemlesinde, hem de Türkiye’nin önünü açmak için attığımız ‘Yes be annem’ narası ile ‘Federal Kıbrıs’ iskemlesinde oturmaya çalışırken üçünden de olduk!

***

Son birkaç haftanın olayları…

Önce CTP, TDP ve Bağımsızlık Yolu ‘Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını uygula’ dedi Anastasiadis hükümetine…

Sonra Faiz Sucuoğlu ‘‘Oybirliği ile Anayasayı ihlal edecektik, oyçokluğuyla ediyoruz’’ deyince Bandabuliya borsası karıştı; başta CTP olmak üzere KKTC anayasacısı ‘sol’ iskemleden düştü…

‘Polis askere, asker başbakanlığa, dolayısıyla polis başbakanlığa bağlıdır’ diye aklımızla dalga geçen Tufan Erhürman’ın Sucuoğlu’nun sözünden sonra anayasacılığı depreşti!

Bir yanda ‘‘KKTC’yi ilelebet’’ yaşatacağız diyen ilhakçılar, diğer yanda üç iskemleye aynı anda oturmaya çalışan ‘sol’…

Son olarak da 2018’de tarihimize ‘hukukçular hükümeti’ olarak geçen Dörtlü Koalisyon’un iptal ettiği 174 vatandaşlık kararını iptal etti Yüksek İdare Mahkemesi!

Son birkaç haftanın ‘hukuk’ skandalları bunlar…

‘Hukuk’ dediğimiz şey varolan statükonun kurallarıdır. Statüko değiştiğinde kurallar da değişir. Ne statüko ne de kuralları kutsaldır!

İşte bu yüzden, sağcılara ‘statükocu’ diye saldırıp sonra da bütün umudunu o statükonun kuralları olan ‘hukuk’a bağlayan solculara KKTC’ci diyoruz.

***

Federalistler ‘KKTC Bağımsızlık Bildirgesi’ndeki, “KKTC’nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığın bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözülmesini engellemeyip, kolaylaştıracağına kani olan” cümlesinin altını çizer devamlı…

Yani KKTC ‘Bağımsızlık Bildirgesi’nde bile ‘federasyon’ yazıyor olması bir tesellidir…

Benzer bir teselli ‘KKTC devleti’ne ‘içtenlikle bağlı’ olan Kudret Özersay’da da vardır.

Ne zaman Türkiye’den Kıbrıs’ın kuzeyini ilhak etmek için naralar yükselse Özersay da ‘KKTC Bağımsızlık Bildirgesi’ne atıfta bulunur:

-“KKTC’nin Bağımsızlık Bildirgesi’ndeki şu ifadeleri anımsatırım: ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti başka hiçbir devletle birleşmeyecektir’…”

“KKTC Bağımsızlık Bildirgesi”nden herkes işine geleni cımbızlar!

Bir cenah KKTC’nin ilhak edilemeyeceğini iddia ederken, diğer cenah KKTC ile dahi federasyona yol alındığını iddia edebilir!

Denktaş’ın ve İşgal Rejimi’nin hesabını değil, kendi olmasını istedikleri manayı yüklerler KKTC’ye!

KKTC Bağımsızlık Bildirgesi de Nietzsche gibi bir ‘şey’dir işte…

İşine gelen işine geldiği gibi alıntı yapar içinden…

-Sen uzun süre uçuruma bakarsan, uçurum da sana bakar, demişti Nietzsche.

Sen uzun süre KKTC’ye bakınca, KKTC de ganimetiyle ve kara parasıyla sana bakıyor.

***

Son zamanların en önemli haberidir ‘vatandaşlık iptalinin iptal edilmesi’…

Uluslararası hukukta savaş suçu sayılan yerleşimci nüfusa verilen vatandaşlıkların iptalini kabul etmedi KKTC Mahkemesi!

İşgal rejiminin çizdiği çerçeve içerisinde ‘istisnalar’ı öne çıkarıp KKTC hukukunu kutsayarak yapılabilecek muhalefetin sınırları bellidir.

KKTC anayasasında 90. Madde’ye göre Türkiye ile imzalanan anlaşmalar/protokoller “KKTC anayasası”na aykırı olsa bile, yasa hükmünde sayılarak Anayasa Mahkemesi’ne götürülemez.

İptal edilen istisnai vatandaşlıkların iptal kararını da Yüksek İdare Mahkemesi bozunca geriye kutsayacak bir hukuk kalmıyor…

Üç iskemlede aynı anda oturamazsınız. Üç iskemle hiç iskemledir!

(5 Nisan 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author