UBP: Yerleşimci nüfus sömürgeciliğinin esiri

Aziz Şah – Yıl 1981, muhalefet Türkiye’ye, UBP’ye ve Denktaş’a karşı seçim kazandı. Türkiye hükümetin kurulmasına müsaade etmedi…

Yıl 2022, UBP seçimi kazandı, Türkiye hükümet kurulmasına müsaade etmedi.

Yıl 2022, muhalefet erken seçim çağrısı yapıyor!

Aynı sonucu elde edeceğinizi bile bile aynı şeyleri yapıyorsanız ya ahmaksınız ya hain!

İlk dersini 1981’de almadı muhalefet bu topraklarda. Ondan önce 1976 seçimlerinde aldı…

1976 ve 1981 derslerinden sonra başka bir derse ihtiyaç yoktu. Ama aynı şeyi yapıp farklı sonuç elde edeceğini zannetmek gibi bir huyu var Kıbrıs(lı) Türk solunun!

1968’de KTÖS’ün kurulmasıyla solun uyanışı başar 1958 teröründen 10 sene sonra bu topraklarda.

1968’de KTÖS’ün kuruluşundan 1976 seçimlerine gelirken solun yükselişi, işgal bölgesinde solun sandıktan zaferle çıkacağı sanrısı yarattı. Ta ki “Tarımsal İşgücü Protokolü”nün tokadını yesin solumuz!

Türkiye’den taşınan nüfusun oy kullanacağından habersiz olan sol zafer hayalleri görüyordu.

O gün gömülmesi gereken parlamenter ahmaklıktan yarım asır sonra bile kurtulamadı Kıbrıs(lı) Türk solu!

Akıllanmak için son Kıbrıslı genci de gurbete göndermeyi bekliyorsunuz herhalde…

***

‘AYNI YOLU YÜRÜYENLER FARKLI YERLERE VARAMAZLAR-3’ kitabından, Arif Hasan Tahsin’den okuyalım:

‘‘Türkiye’den Tarım İş Gücü adı altında taşınan nüfusa meğer oy kullandırılacaktı.

Seçimleri kaydetmek için görevlendirilenler arasındaydım. Görev yerimiz Değirmenlik’ti. Bize Türkiye’den gelenleri de Türkiye’nin kimlik kartları ile seçmen kütüğüne kaydetme talimatı verildi.

Bir gece evvel gemiden inenler de seçmen kütüklerine kaydedildiler.

Seçimde elimize bir yasa verdiler. Hayret! Bu yasa Kurucu Meclis’ten geçmiş olmalıydı. Başka türlüsü mümkün değildi.

Peki, nasıl geçti bu yasa Kurucu Meclis’ten da bizim haberimiz olmadı.

Böylece toplumu yok etme konusunda ilk adım atıldı.

Türkiye’den nüfus taşıyıp da ona oy kullandırmak suretiyle Kıbrıs insanının iradesinin elinden alınması planı böylece uygulamaya girdi’’…

***

‘Arif hocanın dediğinden’ der durursunuz…

Sendikalar pankartçıklar yaptırdı siyah üzerine beyaz yazıyla ‘Arif hocanın dediğinden’ yazar üzerinde.

Eğer okumuş olsaydınız Arif hocayı, ‘Arif hocanın dediğinden’ demeye korkardınız.

Nasıl ki bugün artık bazılarınız Cumhuriyet gazetesinde ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ diye yazan kıymetlilerimiz Muzaffer Ahmet Gürkan ve Ayhan Hikmet’i anmayı bırakmışsa…

Nasıl ki bazılarınız da ‘bölücü’ olarak nitelediği ‘federal çözüm’e karşı üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunduğu için Derviş Ali Kavazoğlu’nu anmayı bırakmışsa…

Nasıl ki ezici çoğunluğunuz Dr. İhsan Ali’yi unutmuşsa…

İşte, Arif hocayı okusaydınız, eminim ki, TC’nin yerleşimci nüfus sömürgeciliğine ilk karşı çıkanlardan biri olan Arif hocayı, ‘Arif hocanın dediğinden’ diye anmazdınız…

Çünkü Arif hoca, yerleşimci nüfus sömürgeciliğinin temsilcisi Erhan Arıklı’ya ‘HASSİKTİR’ çekerken, 1976’da gemiden indiğinin ertesi günü TC kimliği ile oy vererek Kıbrıslıların iradesini gasp edenleri görüyordu karşısında!

Sense, ey elinde ‘Arif hocanın dediğinden’ pankartçığı taşıyan!

Sense, ey Arif hocanın ne dediğinden haberi olmayan!

-‘Burayı vatan bilenler’ diyorsun yerleşimciye!

Çünkü KKTC seçimleri gailesi çekiyorsun, ‘‘yerleşiklerin oyunu alalım da’’…

Çünkü Kıbrıs’ın gailesini çekmiyorsun, Eleni’nin Yorgo’nun yüzüne nasıl bakarım kaygın yok. Çünkü yüzün kuzeye dönük…

Çünkü gündemin Kıbrıs değil, (KK)TC: Kendi ülkende işgalci gibi düşünüyorsun, işgalcinin yağmacı gözleriyle bakıyorsun yurduna, işgalcinin diliyle konuşuyorsun Rumca konuşan kardeşinle…

Sonra işgal rejimi (KK)TC’de seçim zamanı geliyor: Dolaşıyor TC Elçiliği’nin adamları yerleşimci nüfusun köylerini, asker geziyor kahvelerini, Türkiye’den gelen parti yöneticileri dolaşıyor evlerini…

Senin seçim hayallerin yine suya düşüyor! Bir sonraki seçime kadar…

Ahmak mısın, hain misin? Bir ahmaklık bu kadar tekrar edilmez, aynı şeyleri yapıp farklı sonuç elde edemezsiniz!

Kıbrıs’ta federal ya da üniter çözüm mü istiyorsunuz? Kıbrıslılarla karma evlilik yapanlar dışında hiç kimsenin bu topraklar üzerinde söz-oy hakkı yoktur.

Sizin ‘hak’ zannettiğinize Leyla Halid ‘emlakçılık’ diyor!

Sizin, ey işbirlikçi Kıbrıslılar!

‘Bu toprakları vatan bildiler’ safsatanıza Filistin direnişinin sembolü Leyla Halid şöyle diyor:

-“Bu topraklar bize vadedildi diyorlar. Sanki Allah emlakçı ve kendilerine tapu dağıtıyor!”…

***

Taşıma yerleşimci nüfustan hiçbiri burayı vatan bilmedi, bilmeyecek.

2021 Nisan’ında TC Devleti kendi işgaline geçirdiği ‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM’ kılıfını Cenevre’de müzakere masasına dayattığında İnönü’de bir miting yapıldı buna karşı. Bunun üzerine bu yerleşimci nüfustan biri çıktı sosyal medyada bir yazı yazdı:

‘‘Bakın, BEN İSTEMEZSEM BU ÜLKEDE ANLAŞMA, ÇÖZÜM FİLAN OLMAZ!

Ben kim miyim? İzah edeyim!

Dedem 75’te, yani savaştan sonra hiçbir Rumu öldürmeden, özel göçmen, yani Tarım İş Gücü olarak bu adaya getirildi bırakıldı. Mesarga’da birilerinden arta kalan bir kerpiç eve yerleşti…

(…)

Sonra Türkiye talimat verdiği için, Denktaş babamıza rağmen gittik ‘evet’ oyu kullandık. Yoksa siz Federaller %65 ‘evet’i rüyanızda bile görmezdiniz. Düşünün, 350 oyu olan Gaco köyünden 330 evet çıktı.

(…)

Gel zaman git zaman bizim 45 bin kişi, 65 bin oldu. Gün geldi Türkiye yine seslendi ve dedi ki, benim Suriye’deki askerime dil uzatana oy vermeyin. BİZ DE HALA SAHİBİMİZ OLARAK GÖRDÜĞÜMÜZ Türkiye’yi dinleyerek vermedik ve ülkede son Cumhurbaşkanı 65 bin oyla seçildi.

Özetle, Beni görmezden gelen, 50 yıllık adadaki varlığımı yok sayanlar şunu iyi bilmelidir ki, olası bir Referandumun bensiz oranın %50’yi geçeceğini düşünmek tam cahillik olur. Şayet, Federaller ve Rumlar adada çözüm istiyorsa beni de kaale almak zorundalar, yoksa hepsinin Digomo’ya kadar yolu var’’…

Evet, kendi sözcükleriyle dediği gibi: ‘‘Biz hala sahibimiz olarak gördüğümüz Türkiye’yi dinleyerek’’…

Türkiye’yi dinledi Denktaş’ı seçti, dinledi Talat’ı seçti, sonra da Tatar’ı seçti ‘‘Mustafa Akıncı Suriye’deki askerine dil uzatmış’’ diye…

İçerik anlamında Kıbrıslı Türklerin yaptığı en vasat mitinglerden biriydi Cenevre’deki müzakereler için yapılan ‘federal çözüm’ mitingi. Ama verdiği tepki bu oldu.

-‘Ben istemezsem bu ülkede anlaşma, çözüm filan olmaz!’…

-‘Biz de hala sahibimiz olarak gördüğümüz Türkiye’yi dinleyerek’…

-‘Yoksa hepinizin Digomo’ya kadar yolu var’…

Ey Digomolu Hristofias!

Kalk mezarından da sor yoldaşlarına:

-Ne zaman bitecek bu yerleşimci sömürgecilik aşkları?

***

Yıl 1981, muhalefet seçim kazandı. TC hükümetin kurulmasına müsaade etmedi…

Yıl 2022, UBP seçimi kazandı, Türkiye hükümet kurulmasına müsaade etmedi.

Yıl 2022, muhalefet erken seçim çağrısı yapıyor hâlâ!

1976 ve 1981 seçimlerinde ders alması gerekenler alması gereken dersi almayınca, yarım yüzyıldır aynı yolu yürüyüp farklı bir yere varılmaya çalışılıyor ahmakça…

***

Yıl 1981, Denktaş başkanlık sistemine geçilmesini istiyor. Çünkü KTFD’ye göre üçüncü kez seçilemeyecekti. 1983’te başkanlık sistemine geçemese de KKTC’nin kurulması ile üçüncü dönem ve sonrasında seçilme engeli ortadan kaldırıldı. Denktaş da Ankara tarafından koltuktan kaldırılıp yerine Mehmet Ali Talat oturtulana kadar oturdu o koltukta…

Yıl 2021, Denktaş’ın başkanlık sistemine geçmek istemesinden 40 sene sonra AKP’nin KKTC için yeni bir anayasa hazırladığı duyurulur Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı tarafından.

Ancak bu konuda da, diğer her can alıcı konuda olduğu gibi ses yükselten olmaz!

AKP’nin KKTC için anayasa hazırladığı haberinden bir süre önce de “UBP tek başına iktidar olsun diye 50.000 vatandaş yapılması için Ankara’dan talimat var” denilen ses kaydı Yenibakış gazetesi tarafından yayınlandı.

Ne şu kefenimiz olacak ‘AKP anayasası’ meselesi, ne de ‘50.000 vatandaş yapılması için Ankara’dan talimat var’ haberi 1981’den beridir erken seçim isteyen muhalefetin ilgisini çekmedi!

1981’de TC’nin işgal bölgesinde Kıbrıs Türk Federe Devleti’nde seçimi kazanan muhalefete hükümet kurdurmamasıyla 1983’te KKTC’nin ilanına giden yolun taşları döşendi…

40 sene sonra aynı yoldan geçip, farklı bir yere varacağını zanneden bir muhalefet var maalesef yine karşımızda!

1981’de nasıl Ankara tarafından hükümet kurdurulmadıysa, 2022’de aynı kriz ortamı yaratılarak Kıbrıs’ın kuzeyindeki işgal rejimine yeni bir ayar çekiliyor.

28 Haziran 1981’de UBP’ye karşı seçimi kazanan TKP, CTP ve DHP liderlerini 21 Ağustos 1981’de TC Büyükelçisi İnal Batu ile Dışişleri Bakanı İlter Türkmen TC Elçiliği’nin yazlık evi Villa Fırtına’da hesaba çeker.

TKP başkanı Alpay Durduran, CTP başkanı Özker Özgür, DHP’den de meclis başkanı Nejat Konuk…

Hükümeti kurdurmamak için bahane bulamayınca, Türkmen CTP’nin NATO’ya karşı olmasını bahane ederek, ‘‘Türkiye’nin NATO politikasına karşı çıkan biri Kıbrıs’ta kurulacak hükümette yer alamaz’’ der.

UBP azınlık hükümeti 7 Aralık 1981’de yıkılır; Denktaş hükümet kurma görevini gene UBP’ye verir. 16 Aralık 1981’de UBP, DHP ile yerleşimci sömürgeci nüfusun ilk partisi Türk Birliği Partisi arasında 3’lü hükümet kurulur.

***

Yıl 1981, Villa Fırtına’da Özker Özgür, Alpay Durduran ve Nejat Konuk hesaba çekilir…

Yıl 2020, Beyaz Ev’de UBP’li küskün vekillerin ‘yemeğe davet edilmesi’ ile yeni bir süreç başlar…

TC sömürgeciliği Kıbrıs(lı) Türk solunu süt dökmüş kediye çevirdiği için, Kıbrıs Türk sağının ayarlarıyla oynar.

1981’de muhalefet kuramıyordu hükümeti, 2022’de UBP hükümet kuramıyor!

***

Yıl 1981, Türkiye muhalefete karşı seçimi kaybedince, 1985’te yerleşimci sömürgeci nüfusu tek bir çatı altında toplar. TC Büyükelçiliği’nde Elçi İnal Batu tarafından Yeni Doğuş Partisi kurulur.

YDP’nin kurucu başkanı Aytaç Beşeşler 20 Temmuz Harekâtı’nda ilk personel hizmet taburunda sefir subayı idi, işgal tamamlandıktan sonra ise yerleşimci nüfusla temas kurması için Sivil Savunma Uzmanı olarak 1979’a kadar resmi görevde bulundu. 1985’te ise Büyükelçi İnal Batu’nun kurdurduğu YDP’nin başkanı oldu.

Yerleşimci nüfus 1975’te TC Yardım Heyeti, TC Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğü ve TC Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü-Toprak Komisyonu tarafından planlı ve programlı olarak sistematik bir şekilde taşındı.

Yerleşimci nüfus 1985’te TC Büyükelçiliği tarafından tek bir çatı altında toplanarak YDP’de örgütlendi.

Sizse hâlâ, ey işbirlikçi Kıbrıslılar, Türkiye Kıbrıs’ı ‘bilmediği’ ve ‘yanlış yönlendirildiği’ için yok ediyor Kıbrıs’ın kuzeyindeki Kıbrıslılığı zannediyorsunuz. Esas siz tanımadınız Türkiye’yi!

Herşey planlı programlı ve Özel Harp Dairesi eliyle yürütülüyor Kıbrıs’ta…

***

1992’de UBP’den doğan DP’ye katılan Yeni Doğuş Partisi, 2016’da ‘Yeniden Doğuş Partisi’ adıyla yeniden kurulur.

Yıl 2022, 2016’da kurulan yerleşimci sömürgeci nüfusun partisi YDP, UBP’ye hükümet kurdurmaz.

2016-YDP’sine kadar Kıbrıs’ın işgal bölgesinde kurdurulan bütün yerleşimci sömürgeci nüfus partilerinin kurucu başkanları askerdir. 2016 YDP’sinin başkanı ise bir ilahiyatçı Erhan Arıklı’dır.

Yıl 2022, ‘‘UBP’ye hükümet kurdurmayacağız’’ muhtırasını okuyan YDP’li vekil Talip Atalay, AKP’nin Kıbrıslı Türklere karşı din baskısını artırdığı dönemde -2010’da- ‘Kıbrıslı Türklerin müftüsü’ sıfatıyla KKTC Din İşleri Başkanı atandı, 2015 yılındaki TBMM seçimlerinde AKP vekili seçilmek için (aday adaylığı) mücadele verdi, FETÖ davalarında gözaltına alınıp sonra serbest bırakıldı ve 2022’de ‘KKTC meclisi’ne uygun görüldü.

2022’de UBP nezdinde Kıbrıslı Türk ahalisine çekilen bu muhtıranın tarihçesi Beşir Atalay’ın “Denktaş da dinsizdi, Eroğlu da” lafına kadar gider. 2013 Şubat’ında Lefkoşa’daki Elçilik’te yapılan toplantıda “Rauf Denktaş dinsizdi, Derviş Eroğlu da… Kuran kurslarını, imam hatipleri engellediler” demişti Beşir Atalay.

UBP her zaman TMT’nin siyasi kolu olduğunu söyler durur. TMT’yi TC Özel Harp Dairesi’nden atanan komutanlar yönetirdi. UBP’yi de YDP yönetiyor işte…

UBP, TC sömürgeciliğinin nüfus taşımasının maşası oldu. Ve bugün taşıdığı o nüfusun esiridir!

Yerleşimci sömürgeciliğini anlamayanlar, taşınan nüfusun nasıl silah olarak kullanıldığını idrak etmek istemeyenler ve o nüfusun nasıl kendisini buraya değil Türkiye’ye ait gördüğünü kabullenmeyenler TC sömürgeciliğinin burada yaptığı hiçbir şeyi anlayamaz.

Yerleşimci sömürgecilik için ‘‘Burayı vatan bilenler’’ diye uydurduğunuz safsata ile siz vatansız kaldınız Kıbrıslılar. Ve uyanmamakta direniyorsunuz!

(1 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author