Aziz Şah – Tufan Erhürman Şubat 2019’da iki toplumlu konferansta Selma Eylem’e şöyle demişti:
-‘‘Tabii gecenin konusunu bu değil ama maalesef iki cümleyle de olsa Selma Eylem’in konuşmasında söylediklerine hiçbir şekilde katılmadığımı, bunları reddettiğimi, tek tek ele almayı da gerekli görmediğimi, konuşmayı bütünüyle reddettiğimi söylemek zorundayım. Çünkü hiçbir şekilde kabul edilebilir şeyler değil söylenenler ama gecenin konusu bu değil’’…
Ersin Tatar da 28 Mayıs 2022’de Sanayi Odası genel kurulunda Erhürman’a şöyle dedi:
-‘‘Burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değil, uzatma fazla, biz de konuşacağız’’…
Erhürman’ın sendikal tarihimizde saygın bir yeri olan Selma Eylem’in ne konuşacağına ‘‘Gecenin konusunu bu değil’’ diye karışması ile Tatar’ın ‘‘Burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değil’’ diye Erhürman’a laf atmasının hiçbir farkı yoktur.
Selma hoca TC’nin işgal, asimilasyon ve ilhak politikalarını anlattı tane tane, Erhürman ise Tatar’ın üslubuyla ona ‘‘Burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değil’’ dedi. Neyin, nerede, nasıl konuşulacağına kim karar veriyor?
Rumca ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların birarada bulunduğu bir çözüm ve barış toplantısının konusu işgal, asimilasyon ve ilhak politikaları olmayacak da ne olacak?
İsterse Selma hoca çıkar karma futbol tarihimizi anlatırdı, isterse ortak sendikal mücadele tarihini, isterse de Fugasa Maden Ocağı’nda meydana gelen patlamada beraber ölen ve ortak mezara gömülen 11 Kıbrıslı işçiyi anlatırdı…
İfade ve düşünce özgürlüğü diye cart curt edip, sonra konferansta sendikasını temsilen konuşan başkana ‘Gecenin konusunu bu değil’ diye burada Türkiye’yi eleştiremezsiniz demek nedir?
Tatar da Erhürman’a Sanayi Odası toplantısında aynısını yaptı…
Tatar’ın tek yanlışı, ülkesini işgal etmiş Türkiye’ye karşı hayatı boyunca tek cümle kurmayan Erhürman’a ‘‘Burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değil’’ demesidir. Çocuklar bile inanmaz bu zatın Türkiye’yi eleştirebileceğine…
Tesadüf bu ki, Sanayi Odası toplantısında Tatar’ın Erhürman’a ‘‘Burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değil’’ dediği gün, Erhürman da CTP Kadın Örgütü Kurultayı’nda Kıbrıs’ın en büyük kadın örgütü olan POGO’nun Genel Sekreteri Skevi Koukouma’ya ‘‘Burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değil’’ dedi…
Ülkesi işgal altında bir Rum kadın geliyor işgal bölgesine, kişisel acılarında kim bilir neler var, ona bile saygı ve tahammül gösteremiyor General’in solcuları!
POGO Kadın Hareketi Genel Sekreteri Skevi Koukouma şöyle dedi:
“Kıbrıs Türk toplumunun iç işlerine dışarıdan yapılan müdahalelere karşı gösterdiğiniz direnişten dolayı sizleri tebrik ediyoruz. Ankara ile işgal altındaki bölge arasında imzalanan ve CTP’nin yoğun baskılarının ardından içeriği 36 gün sonra geçen hafta gün ışığına çıkarılan yeni protokol, Kıbrıslı Türklerin toplumsal varlığına, özgürlüklerine ve haklarına bir darbeyi daha teşkil etmekte ve Kıbrıs sorununu daha da çıkmaza sokmaktadır”…
-‘İşgal altındaki bölge’ lafını duyan Tufan Erhürman aynı Selma hocaya yaptığı gibi hışımla kürsüye gelerek,
-“Öncelikle, konukların konuşmalarına yönelik olarak çok tercih ettiğim bir şey değildir ama Sayın POGO temsilcisinin burada yaptığı konuşmada kullandığı bazı terimleri CTP olarak kabul etmediğimizi bizim işgal altındaki bölge terminolojisini reddettiğimizi açık bir şekilde söylemek yükümlülüğü ve sorumluluğu altındayım” dedi.
İşgal bir terminoloji değildir; birinci, ikinci ve üçüncü derece askeri bölgelerden oluşan bir gerçektir.
2005 yılında KTBK komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu’nun CTP’li Özkan Yorgancıoğlu, Fatma Ekenoğlu ve Eşref Vaiz’e dediği gibi: “Bölgenin tüm sorumluluğu Kolordu komutanına aittir. O bölgede sizin de iş ola bir Parlamentonuz vardır, Başbakanınız, Cumhurbaşkanınız vardır”…
İşgal bir terminoloji meselesi değildir, yönetim biçimidir BAYIM!
Selma hocanın konuşmasında ‘işgal’ kelimesi geçmiyordu ama asimilasyon ve ilhak politikalarını ortaya seriyordu. Asimilasyon olduğunun söylenmesine bile tahammül edemedi Erhürman…
AKEL’in kadın örgütü POGO temsilcisi ise ‘işgal altındaki bölge’ dedi. Erhürman da Tatar gibi ‘‘Burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değil’’ dedi.
İşgalin çilesini savaşta ve ateşkeste en çok çeken kadınlardır. O kadınların temsilcisini sus etmek size çok yakıştı BAYIM!
CTP bırakın işgal demiş dememişi, CTP işgal diyenlere saldıran bir sansür sopasıdır!
(31 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
