Tarih papaz değil, cellattır

Aziz Şah – Politikada zamanlama herşeydir. Sovyetler Birliği’nin efsanevi Dışişleri Bakanı Andrey Gromiko Kıbrıs’ın bölünmeye doğru gittiğini gördükleri aşamada, 1965 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesini önerdi.

1965’te Gromiko’nun yaptığı bu öneri 20 Temmuz’dan sonra Yunanistan’da ve Kıbrıs’ta cunta düşünce masaya geldi.

‘Cumhurbaşkanı Vekili’ olarak Makarios adına Klerides’in 20 Temmuz’dan sonra Ankara’ya ilk önerisi 1965’te Makarios ve AKEL’in reddettiği Gromiko teziydi.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal nizamını sağlayıp Zürih ve Londra Anlaşmaları’na dönülmesini teklif etti Ankara’ya.

Makarios 1965’te reddettiği ‘GROMİKO TEZİ’nin kıymetini 1974’te anladı. ‘Politikada zamanlamanın önemi’ni hiçbir zaman anlamayan AKEL de, Makarios anladıktan sonra anladı…

Sovyetler Birliği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesini önerdiğinde hışımla saldıran AKEL’in Genel Sekreteri Ezekias Papayuannu, “Gromiko’yu haksız yere eleştirdik” demişti 1974’ten sonra…

1965’te Gromiko’nun yaptığı bu öneriyi 1974’te Klerides Ankara’ya, 2000’de gene Klerides Cenevre’de Denktaş’a, 2008-10 arası Hristofyas Lefkoşa’da, 2021’de Anastasidis hem Lefkoşa’da hem New York’ta BM Genel Kurulu’nda sundu.

1965’te Rumlar güçlü olduğu için tenezzül etmediler bu teze, 1974’te Türkiye ise Kıbrıs’a anayasal düzeni tesis etmeye değil, istila etmeye geldiği için böyle bir müzakere temelini kabul etmedi. 2000’de Denktaş ile Klerides arasındaki Cenevre görüşmelerinde önerilmesinin sebebi ise Kıbrıs’ın AB’ye girecek olmasıydı.

2000’de ufukta Kıbrıs’ın AB üyeliği göründüğü sırada Rum liderliği “Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının federalleştirilmesi”ni önerdi… Klerides 2 Şubat 2000’de şöyle dedi: “Bizim yapmaya çalıştığımız şey, adada yeni bir devlet yaratmak değil, Kıbrıs anayasasında üniter devletten federal devlete geçişe imkan veren düzenlemeler yapmaktır. Denktaş’ın önerileri ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin feshini ve iki devlet yaratılmasını öngörüyor”…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin restorasyonunu önerdiğinde Klerides, Denktaş iki ayrı devlet talep edip masayı dağıttı. Denktaş’a federalist Mustafa Akıncı ve Mehmet Ali Talat da destek verdi 2000’de.

Talat “Klerides’in açıklaması son derece sakıncalı ve tehlikeli” dedi. Akıncı ise “Bugünkü Kıbrıs Cumhuriyeti denen varlık, 1963’ten bu yana tam anlamıyla bir Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’dir” dedi. Sanki da Ersin Tatar konuşur…

Son uyarıydı bu: 4 Mart 1964 tarihinde 186 sayılı BM kararına oy vererek Türkiye zaten Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek resmi temsilcisi olarak tanıdı. 24 Şubat 1995’te ise Türkiye Gümrük Birliği’ne girmek için “garanti ve güvenlik anlaşması”ndaki “Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte üye olmadıkları hiçbir uluslararası organizasyona Kıbrıs Cumhuriyeti tek başına giremez” maddesini feshetti. Kıbrıs Cumhuriyeti TC’nin imzaladığı Gümrük Birliği anlaşmasından dolayı her halükarda AB’ye giriyordu…

Askeri Harekât için 20 Temmuz 1974’te saat 5’te Bayrak Radyosu’ndan, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulan anayasal düzenini yeniden tesis etmek için yapılan sınırlı bir polis harekâtıdır” diyen Denktaş; önce 1974’te 20-24 Temmuz arası BM temsilcileriyle evine gelerek Zürih ve Londra Anlaşmaları’na geri dönülmesini teklif ettiğinde Klerides’i reddeder, 26 yıl sonra da 2000 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal düzenin tesisine karşı çıkar…

1965’te Gromiko’nun ortaya attığı tezi en ileri noktaya Hristofyas getirdi. Hristofyas Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi tezini 14-18 Eylül 2009 tarihinde Ulusal Konsey’de karara dönüştürdü.

2021’de Anastasidis ortaya attığında bazılarının ‘ilk kez konuşulduğu’nu zannettiği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi tezinin hikâyesi bu.

Böyle önemli bir meselede ‘Avrupa-Afrika’ gazetesinin birkaç yazarı dışında toplum sessiz kaldı. Hatta bazı federalistler ‘Ruma yama olmak isteyenler’ diye şovenizm kustu üstümüze…

AKEL Genel Sekreteri Ezekias Papayuannu, 1965’ten 10 sene sonra günah çıkararak “Gromiko’yu haksız yere eleştirdik” demişti. Sizin günah çıkarmaya fırsatınız da olmayacak…

Tarih papaz değildir, günah çıkarmaz. Tarih cellattır, bedel ödetir…

(23 Temmuz 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author