1974’te Kıbrıs’ta mülteci kampında bez bir bebeğin anlattıkları

Aziz Şah – 1914 Noel’i üzerine birkaç yazı yazdım geçmiş yıllarda, hatta 1915 ve 1916 Noel ve Paskalyaları üzerine de…

Fark ettim ki 1974’ten sonraki Noel ve Paskalyaları hiç yazmamışım.

1914 Dünya Savaşı’ydı. Her milletten zorla silahaltına alınmış işçiler için Noel ve Paskalyalar ateşkes ilan etmek için bahaneydi. Adeta ‘Generallere söylemeyin biz ateşkes ilan ettik’ diyordu Avrupalı erler…

Kıbrıs’ta 1974 işgalinden sonraki Noel ve Paskalyalarda da ateşkes vardı ama istilanın sürdüğü bir ateşkes…

Üçte biri mülteci olmuş Hristiyan Kıbrıs toplumunun mülteci kampında geçirdiği 1974 Noel’inin ‘meşhur’ bir fotoğrafı vardır, tarihe tanıklık eden.

İçi boş bir bombayı diklemesine koymuşlar, içine yerleştirdikleri kuru dallarla olmuş Noel ağacı!

Ağacın etrafında dört çocuk var, arkalarında beyaz mülteci çadırı. Çocuklardan büyük olanlar gülümsüyor sanki… Küçük yerde oturmuş onlara bakıyor. Fotoğrafçıya bakan kız çocuğunun yüzünde çaresizlik var. Elinde ise bez bir bebek.

Dönemin ‘Phileleftheros’ gazetesi işgalden sonraki ilk Noel’de üçte biri mülteci olmuş, çadır ve ahırlarla yaşayan Rum toplumuna dileklerini soruyor. Muhabir çocukların dileklerini yazıyor:

-‘Teyze, teyze bana kendi hediyemi getir’.

Terk ettikleri evlerinde kalan oyuncaklarını istiyor çocuklar…

Çocukların gazeteci teyzelerinden istedikleri: Arabalar, bisikletler, bebekler ve ebeveynleri tarafından bulunmak…

Anası babası kayıplara yazılanlar da anasını babasını istedi…

1974 Noel’inde o kız çocuğunun kucağındaki bez bebek gibi bir bebek vardı 1914 Noel’inde bir askerin kucağında…

Birinci Dünya Savaşı’nın ilk Noel’inde Batı cephesinde Alman ve İngiliz askerleri karşılıklı mevzilerde birbirlerine bomba atmaya ara vermişlerdi, salam ve çikulata atıyorlardı…

5 Ocak 1915 tarihinde Daily Mirror gazetesinde bir fotoğraf yayınlanmıştı. İngiliz ve Alman askerleri bir hatıra fotoğrafı çektirmişlerdi. Bu isimsiz askerlerin yüzleri birbirine benziyordu. Hangi milletten oldukları ancak giydikleri üniformalardan anlaşılıyordu…

İçlerinden birinin ağzında izmarit ve elinde bez bir bebek vardı…

Fotoğraf Belçika’nın Flaman bölgesinde çekilmişti…

Askerler o Noel’de iki cephe arasında ıssız mıntıkalarda buluşmuş ve birbirlerini siperlerde ziyaret etmişlerdi…

Reçel, bira, salam, konserve, sığır eti değiş tokuş etmişlerdi…

Bir İskoçyalı keskin nişancı bölüğünün birkaç konserveye karşılık iki fıçı Alman birası almayı başardığı anlatılır…

Hatta futbol maçı bile düzenlemişler…

Sonra 1916’da doğu cephesinde Ruslar Paskalya ve Noel’de ateşkes ayarlamışlar…

1917 Devrimi savaşın sonunu getirene kadar erler Generallerden habersiz her fırsatta ateşkes ilan edip futbol oynadılar.

1974 Noel’inde şaşkın bir şekilde kucağındaki bez bebekle muhabirin kamerasına bakan kız çocuğu 1914 Noel’inde İngiliz-Alman askerlerinin çektirdiği hatıra fotoğrafındaki bez bebeği hatırlattı bana.

1914’ten sonra Noel ve Paskalyalar dünya savaşında zorla silahaltına alınmış askerler için eve dönmek için ‘ateşkes bahanesi’ idi; 1974’ten sonra ateşkes olmasına karşın mülteci kamplarındaki Kıbrıslılar içinse evlerine dönmelerine izin verilmemesiydi…

Kıbrıs’ın kasabı Henry Kissinger’in ‘‘ABD açısından Türklerin adanın üçte birini almalarında bir sakınca yoktur’’ sözü ile kovulmuştur Rumlar evlerinden. Bellapais’teki evlerinden kovulan Rumları anlatan bir rapor yazar ABD Büyükelçisi William Crawford ise…

29 Nisan 1976 tarihli raporunda Bellapais’teki son Paskalya’yı anlatır ABD Büyükelçisi. ‘‘Bir Kıbrıslı Rum köyünün son günleri’’ başlıklı raporun başından ve sonundan iki cümle ile bitirelim:

‘‘Paskalya için hayvanlar kesildi ve mahzenden son şarap şişeleri çıkarıldı… Gördüğüm şudur ki 20 aylık korkutma politikası amacına ulaşmıştır. Bizzat Denktaş’ın da kabul ettiği gibi, Bellapais’te yaşananlar Kıbrıslı Rumları güvence altına almak değil, kovma amacını taşıyan genel askeri politikayı yansıtıyor’’… 

(12 Ağustos 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author