Duvar sana söylüyorum!

Aziz Şah – Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yaşayan yerli Kıbrıslılar azaldıkça, işgalciler çoğaldıkça, yerleşimci sömürgeciliği Kıbrıs’ın kuzeyini yuttukça, Kıbrıslı gençler göç yollarına düştükçe, Kıbrıs’ın işgal bölgesinde milyon sterlinlik konutlar yabancılara satıldıkça, Kıbrıslılar kendi yurdunda önce yurtsuz sonra evsiz kaldıkça ‘kimlik sorunu’ dedikleri şey derinleştikçe derinleşiyor. Kansız soykırıma ‘kimlik sorunu’ demişler utanmadan…

İşgal bölgesinde Kıbrıslı kimliği ortadan kalktıkça Kıbrıslıtürklerin ‘kimlik sorunu’ derinleşiyor. Herşeyi oldu Kıbrıs Türkü, bir tek Kıbrıslı olamadı…

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslıtürk diye yazdılar, Kıbrıstürkü ve Kıbrıs Türkü diye çeşitlendirdiler. Halkı ve toplumu dediler… Bir ‘Türkçe konuşan Kıbrıslı’ tanımı da var ki Türk milliyetçilerini kaşıntı tutar her duyduklarında!

Ne demekmiş ‘Türkçe konuşan Kıbrıslı’ diye tepki gösterirler! Anglophone ve Francophone’dan türemiştir aslında… Ama Türk milliyetçileri haklıdır bu tanıma tepki göstermekte. Çünkü ‘Türkçe konuşan Kıbrıslı’ diye haritalanan bölgede ahalinin bir kesiminin anadili Rumcadır. Kendi arasında Rumca konuşur, evde Rumca konuşur, hatta Üç Hilalli Türk bayraklarıyla süslenmiş ve Ülkü Ocağı’na çevrilmiş kahvenin karşısındaki meydanlıkta ve kebapçıda kleftigo yerken de Rumca konuşur… Köyün dışından biri geldiğinde, onun anlamaması için de Rumca konuşur. Türk milliyetçileri fena halde haklıdır, böyle bir ahaliyi siz ‘Türkçe konuşan Kıbrıslı’ diye tanımlayamazsınız…

Kilise erzak yardımı yaptığında kiliseye giden, cami yardım dağıttığında camiye giden, buna sinirlenen Papaz köyü aforoz ettiğinde ortada kalan bir ahali olsa olsa Kıbrıslıdır ancak…

İstediğiniz kadar bayrak asın, istediğiniz kadar kelime oyunu yapın. Türk’ü büyük yazın küçük yazın, Kıbrıs’a bitişik yazın ayrı yazın…

‘Kimlik meselesi’ deyip de geçmeyin! Türklüklerini ispat etmeye çalışırken hain bir pusuda öldürdüler Derviş Ali Kavazoğlu’nu anadili Rumca olan Türkçüler. Türklüklerini ispat etmeye çalışırken yaptılar İTEM Yasası’nı ve Kıbrıs halkının topraklarını koçanlayıp dağıttılar yerleşimci sömürgeci nüfusa.

Sömürgeciye kendini ispat ‘Türklüğünü ispat’ olageldi. Ne Türklüğünü ispat edebildi, ne de kendisine saygısı kaldı. Kıbrıslı bu yüzden saldırır birbirine. Sömürgecinin parçaladığı kimliği ile aynaya bakamadığı için birbirine hınç, kıskançlık ve kin duyar…

Bu Türkçülük davasının Kıbrıs’ta bir çıkmaz sokağı daha vardır. ‘Türkçe konuşan Kıbrıslı’ meselesindedir bu da…

Kürtlere Kürtlüklerini unutturmak için anadillerini yasakladılar. Kürtçe bilen Kürt halkının yanında, Kürtçe bilmeyen Kürt halkı da vardır. Kimisi anlar konuşamaz, kimisi hiç anlamaz. Türk edebiyatının ve müziğinin Kürt sanatçıları olarak da çıkarlar karşımıza. Konumuz bu değil…

Konumuz şu: Türkleştirme davasına Kürtlere anadillerini unutturmak için herşeyi yaptılar. Kıbrıs’ı da Türkleştirmek için 1974’ten sonra herşeyi yaptılar. Kürtlere Kürtçeyi unutturmak isterlerken, Kıbrıslı Türklere Türkçeyi unutturdular… 1974 sonrasında TC’nin yürüttüğü politikalar sonucu Kıbrıs’tan göç eden ailelerin çocukları nesilden nesle Türkçeyi unutuyorlar.

Haklıdır Türkçü faşistlerimiz… ‘Türkçe konuşan Kıbrıslı’ demeyiniz. Çünkü Kıbrıs’ı Türkleştireceğiz diye Türkçeyi unutan nesiller yarattınız göç yollarında. Çok mu önemlidir Türkçe bilmek, diye düşünebilir bazılarınız. ‘İşte onlar da dünya vatandaşı olmuş’ diyebilir… Kökü olmayanın ‘dünya vatandaşlığı’ palavradır. Anadilini bilmeyen insan her zaman yaralıdır. Anadil bir duygu ve hissetme işidir, dünyayı kavradığınız eldir.

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yerleşimci sömürgeciliği Kıbrıslı kimliğini yok edip Kıbrıslıları göç ettirdikçe ‘kimlik sorunu’ dedikleri şey derinleşiyor. Çünkü sorun, kimlik değil işgaldir. İşgalcinin kimliği geldi, Kıbrıslının kimliğini önce bastırdı sonra azınlığa düşürdü ve ‘Kıbrıslının kimlik sorunu’ icat oldu.

Nasıl ki sorun Kürt sorunu değildir, Türkleştirme sorunudur. Kıbrıs’ta da sorun ‘Kıbrıslının kimlik sorunu’ değildir; işgal sorunudur, Türkleştirme sorunudur, yerleşimci sömürgeci nüfus sorunudur.  

Bir Kürt kadınından duymuştum: Dîwaro jî tera di bem, bûka malê tu fam bike.

Duvar sana söylüyorum, evin gelini sen anla!

(4 Eylül 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author