Anastasiadis’in Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş teklifi (4)

Aziz Şah – Denktaş’tan beridir Silihtar’da Ankara’nın perdeye çıkardığı kuklalar içerisinde Ersin Tatar’ın ayrı bir özelliği var. Mehmet Ali Talat, Derviş Eroğlu, Mustafa Akıncı ile kıyaslandığı zaman Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden en çok bahseden siyasetçidir.

Özellikle Mustafa Akıncı ‘Ruma yama olmak’ söylemi ile Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımızı ve ortaklığımızı şeytanlaştırırken, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımız’ söylemini en çok kullanan Tatar oldu.

‘Sağcı’ Ersin Tatar 2000 senesinde Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşırken, ‘solcu’ Mustafa Akıncı o sene yapılan müzakerelerde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Rum cumhuriyetidir’ diyerek Klerides’in önerisine karşı çıktı.

Klerides 2 Şubat 2000’de şöyle dedi: “Bizim yapmaya çalıştığımız şey, adada yeni bir devlet yaratmak değil, Kıbrıs anayasasında üniter devletten federal devlete geçişe imkan veren düzenlemeler yapmaktır. Denktaş’ın önerileri ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin feshini ve iki devlet yaratılmasını öngörüyor”…

Akıncı ve Talat TC pasaportuyla 2000’de Denktaş’la aynı safta dururken, Ersin Tatar Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla geziyordu.

Bilinçli ya da bilinçsiz, pasaport meselesi olsun, doğalgaz meselesi olsun, elektrik olsun, AB’nin yardımları olsun… Tatar her fırsatta hem ayrı devlet ister hem de Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımız der durur… ‘Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına göre yüzde 18 nüfusla yüzde 30 hakkımız var’ der hemen hemen her vakada. Bu şekilde, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımız’ söylemini yaygınlaştıran da farkında olmadan Tatar oldu…

Tatar yalnız değil… Sucuoğlu’ndan Ataoğlu’na ‘Kıbrıs Türk sağı’ pasaport konusunda çok keskindir…

Tatar pasaportunun askıya alınacağını duyunca, içinden çıkıp şöyle demişti:

-“O pasaportlar Rum pasaportu değil. Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarıdır ve Kıbrıslı Türklerin de almaya hakkı vardır. Kıbrıslı Türkler çoğunlukla seyahat özgürlüğünü elde etmek için bu pasaportu almıştır. Benim de var ancak hiç kullanmıyorum. Rum Yönetimi alacaksa alsın. Çok da önemli değil. Biz egemenlik savaşı veriyoruz. Pasaportu ne yapayım, ben kefenimi giydim, bu yola çıktım”…
-“Pasaportlarımız 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına göre haktır, iptal edilemez” demişti Faiz Sucuoğlu…

-“Kapılar açılmadan önce de pasaportum vardı, üzerinde Türkçe de yazıyor, iptal şansı yok” demişti Denktaş’ın kurduğu DP’nin başkanı Fikri Ataoğlu…

-“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığının sebebi Kıbrıslı Türklerdir. Benim de Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportum var” demişti UBP’li Özdemir Berova…

-“Bakan olmadan önce de pasaportum vardı. Bu 1960 Cumhuriyeti’nden doğan bir haktır” demişti UBP’li Kemal Dürüst…

Eroğlu da kızlarının pasaportu olduğunu itiraf etmişti. Dimitris Hristofyas Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunu Derviş Eroğlu’na zarfın içinde götürdüğünde Rum basınına da haber olmuştu…

25 Ağustos 2021’de Anastasiadis, Kıbrıslı Türk toplumunu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal nizamının tesis edilmesi ve bölgeler temelinde restorasyonu için Cumhuriyetimizdeki makamlara davet etti Kıbrıslı Rum toplumu adına. Başkan Anastasiadis’in bu çağrısının nedeni pasaport tartışmasıydı…

Varosha’nın Erdoğan tarafından ‘Kapalı Maraş açılımı’ şovuyla açılmasından sonra yukarıda adı geçen muhteremlerin bazılarının pasaportlarını askıya aldı Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti.

Pasaportların askıya alınması üzerine Tatar, ‘pasaportların ortak cumhuriyet olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluş Anlaşmalarından kaynaklanan doğal bir hak’ olduğunu söyledi.

Bunun üzerine Anastasiadis, ‘‘Tatar söylediklerinde CİDDİYSE, 1960 Anayasası hükümlerine göre Kıbrıslı Türkler gerek yürütme ve yasama gücüne, gerekse diğer Hizmetlere geri gelsin, anayasal nizam tesis edilsin, eşzamanlı olarak BM kararları temelinde her toplumun idaresinin sorumluluğunda olacak bölgeler belirlensin’’ dedi…

Mehmet Ağar, Uğur Mumcu’nun eşine ‘tuğlayı çekersek duvar yıkılır’ demişti.

‘Kıbrıslı Türklerin tuğlası’ pasaporttur…

‘Kıbrıs Türk sağı’ denilen organizma Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuna böyle sarılırken, ‘Kıbrıs Türk solu’nun Türklüğü ağır bastı; Anastasidis’in çağrısına ‘Ruma yama olmak’ diye saldırdılar…

Çekin tuğlayı, statüko yıkılsın!

(8 Eylül 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author