Yeni sömürge valimiz Feyzioğlu

Aziz Şah – Türkiye’nin Kıbrıs’a bakışını özetleyen en temel örnektir trafik…

Her birkaç senede bir ‘‘Türkiye’de trafik sağdan işliyor, Kıbrıs’ta neden soldan işliyor ki, değiştirelim sağa alalım’’ diyen birileri çıkar. Güler geçersiniz, bazen durur trafik mühendisliği temelleri üzerinden cevap verirsiniz…

Akla akılla cevap verilir, sömürgeciliğin irrasyonalizmine (akıl dışılığı) laf anlatamazsınız…

Trafikte bazen üzerinize ters şeritten bir araç gelir. Türkiye’den yeni gelen biri tarafını şaşırmıştır, boru çalarsınız, umursamaz… Hatta size el kol işareti yapar… İşte bu Türkiye’nin Kıbrıslılara karşı siyasetinin özetidir. Sizi suçlu ve borçlu çıkarır her zaman…

Bizim gazetenin jeopolitik konumu malum: TC Sömürge Valiliği, Silihtar Sarayı ve Diyanellos sigara fabrikasından bozma ‘KKTC Meclis’inin olduğu üçgendeyiz. Pencereden baktığımızda Girne Kapısı görünür.

Dereboyu yönünden gelip Girne Kapısı’na doğru ters yöne giren çok araç gördük bugüne kadar…

Karşıdan dört araba gelirken onların üzerine sürer. Ters gittiğini fark etmesine rağmen durmaz. O dört araç ise ne yapacağını şaşırır. İşte, üzerinize gelen araç Türkiye’dir…

Türkiye’nin Kıbrıs’a ve Kıbrıslılara karşı sömürgeci politikası budur. Halkının da devletinin de bakışı budur. Kıbrıs’ın ayrı bir ülke olduğu gerçeğini kabul etmezler. Osmanlı’nın üç kıtada kaybettiği toprakların hıncını Kıbrıslılardan çıkarırlar…

1974’te NATO planıyla Kıbrıs’ın yarısını işgal etmiştir, bayrak dikmiştir, TL’yi hakim kılmıştır, nüfus taşımıştır, seyahatlerde de pasaportu ortadan kaldırmıştır.

Kıbrıs’ın ülke gerçeğini inkâr ettikleri için, Kıbrıs’ın kimliğini imha ederler, imha edemediklerini de asimile ederler.

Mesela… Kıbrıs’ta hukuk sistemi Anglosakson’dur, Türkiye’de ise Kontinental’dir. Ta 1960’ların ortasından, yani Kıbrıs Cumhuriyeti’ni toplum olarak terk ettiğimiz ilk günden beridir tabi olduğumuz Anglosakson hukuk sistemini Kontinental sisteme dönüştürmek için uğraşır Türkiye. Bunun için 1974’ten önce uzmanlar gelmiştir…

Burasını kendisine ait gördüğü için herşeyin kendisi gibi olmasını ister. Trafik, yargı, insan…

Bunun için sizi kendi ülkenizden kovar Türkiye. ‘‘Gelen de Türk giden de, beğenmeyen çeksin gitsin’’ sözünü önce Denktaş’a söyletti, yakında kendisi söyler…

Yeni bir sömürge valisi atandı Lefkoşa’ya: Metin Feyzioğlu.

Erdoğan istibdadı Türkiye’de yargıyı ortadan kaldırırken Barolar Birliği Başkanı’ydı.

Erdoğan Maraş şovundan itibaren Kıbrıs’ta aktif olarak sahaya sürdü Feyzioğlu’nu…

TC sömürgeciliğinin dönüşen siyasetinin yüzü olacak Feyzioğlu.

Bir zamanlar CHP’yi ayağa kaldıracak lider olarak gösterilen ve dilinden Atatürk’ü hiç düşürmeyen Feyzioğlu’nun Kıbrıslıya düşmanlığı karşısında, ‘‘AKP Kıbrıslıya düşmandır’’ diyen muhalefetimiz de belki başını iki elinin arasına alıp düşünür.

Türkiye’de yargı sistemi imha edilirken Barolar Birliği Başkanı’ydı, Türkiye’nin Kıbrıs’ta yargıya gözünü diktiği dönemde Sömürge Valisi olarak atandı.

Bizim hiçbir konuda sesi çıkmayan Barolar Birliği’miz bile, Feyzioğlu’nun devrilmesini kutlamak için Ankara’ya yeni Barolar Birliği Başkanı’nı ziyarete gitmişti. Feyzioğlu’nun devrilmesini kutlamaya Ankara’ya gittikleri gibi, Kıbrıslı avukatları TC sömürgeciliğine karşı Lefkoşa’ya da davet ederiz…

Kıbrıs konusunda ilhakçıdır Feyzioğlu, öyle sözünü esirgemez. Kıbrıslı yoktur, Kıbrıs’ta Türk milleti vardır der, Kıbrıslı kimliğine karşı imha-inkâr-asimilasyon üçlüsünün çığırtkanıdır. Karşısındaki Kıbrıslılar ise ters yöne giren şoförü görenler gibi şaşkındır…

Kıbrıslılar Türkiye’yi yakından izler, Türkiye ile sevinir ve üzülür. Türkiye ile kardeş olduklarını düşünürler. Sığınılacak liman ve ikinci vatan görürler Türkiye’yi. Mustafa Akıncı Türkiye’den ilk azarını ‘‘Yavru değil kardeş olmak istiyoruz’’ dediğinde yemişti. Çünkü eşitler kardeş olabilir, ‘yavru’ ile ‘ana’ eşit değildir, hiyerarşi vardır. Ana ile yavru kardeş olamaz… Kıbrıslıların ‘Türkiye sevgisi’ takıntıdandır, Stockholm Sendromu. Sevgisini göstermek zorunda hisseder gardiyanına… Stockholm Sendromunun en yüksek aşamasındadır Kıbrıslı: Gardiyan ile tutsağın eşit ve kardeş olduğunu düşünür.

İşgalciye işgalci, sömürgeciye sömürgeci diyemez, sevinir durur kendi kendine Stockholm Sendromundan muzdarip Kıbrıslı!

(7 Ekim 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author